ŞİİR TÜRLERİ
- Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma, güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, mani, ninni, destan gibi farklı isimlerle adlandırılır. Ancak şiirin “Batılı” şiir gruplandırmaları dikkate alınarak konularına göre altıya ayrılması gelenek halini almıştır. Bunlar şunlardır:
1)- Epik Şiir: Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık ve vatan sevgisi olan bir olayı ya da tarihi bir hadiseyi coşkulu bir şekilde anlatılan şiirlere denir.
- Divan edebiyatında “Kasidele”r; Halk edebiyatında “Koçaklama, Destan ve Varsağı” epik şiir türüne örnek olarak gösterilebilir.
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle (Yahya Kemal BEYATLI).
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. (Mehmet Akif ERSOY).
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir (Necmettin Halil ONAN).
2)- Lirik Şiir: Şairin ruhunda uyanan ve kabaran heyecanları içli bir dille anlatan duygu yüklü şiirlere denir.
- Aşk, ayrılık, hasret, özlem gibi konular işlenir.
- Divan edebiyatında: “Gazel, Şarkı, Murabba”; Halk edebiyatında ise “Koşma, Semai” lirik şiire örnektir.
Gönül gurbet ele çıkma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez (Erzurumlu Emrah).
Yeni mektup aldım gül yüzlü yardan
Gözletme yolları gel deyi yazmış
Sivralan Köyü’nden bizim diyardan
Dağlar mor menevşe gül yazmış (Aşık Veysel).
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın (Orhan Seyfi ORHON).
3)- Pastoral Şiir: Doğal güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, köy ve çoban yaşamını bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür.
- Şair, doğa karşısındaki duygularını anlatıyorsa idil adını alır. Bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatıyorsa eglog adını alır.
Orda derenin içinde
İki üç akçakavak
Tekerlek döner, başım döner,
Kavaklar yeşeriyor dön, geri bak (Cahit KÜLEBİ).
4)- Didaktik Şiir: Belli bir konuda öğüt ve bilgi veren, bilimin metot ve prensiplerini, sanat eserlerinin güzel yönlerini öğreten, ahlaki, kültürel dersler veren şiirlere denir.
İlim ilim bilmektir Bir şeyi murat etme
İlim kendin bilmektir Olduysa inat etme
Sen kendini bilmezsen Hak’tandır o reddetme
Ya nice okumaktır (Yunus Emre). Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler (Erz.İ.H.).
5)- Satirik Şiir: Toplumdaki çeşitli düzensizlikleri ve bozuklukları yeren, taşlayan şiirlerdir.
- Divan edebiyatında “Hiciv”; Halk edebiyatında “Taşlama” ; Yeni Türk edebiyatında ise “Yergi” adı verilir.
Köyümün malı ganimet Geldik vatan kavgasına
Çalan diyor velinimet Düştük rütbe yağmasına
Han hırsızlara emanet Daldık dünya sefasına
Bak şu işe muhtar emmi (Aşık AKÇAY). Ne utanmaz köpekleriz (Namık KEMAL).
6)- Dramatik Şiir: Tiyatronun manzum şekline denir.
- Bunlar karşılıklı konuşma şeklinde yazılan manzumelerdir.
Philokleon:
Dostlar çoktan duydum sesinizi
Ama çıkıp gelemem ardınızdan
Bırakmıyorlar beni mahkemeye
Gidip yargı vermeye
Canlara kıymaya bırakmıyorlar
Koro:
Kimmiş o? Söyle dostlarına
Kimmiş seni eve kapayan
Philokleon:
Kendi oğlum. Ama duymasın sakın
Şurda yatmış uyuyor,
Alçak sesle konuşun.
Koro:
Niçin yapıyor bunu?
Oğlun ne ister senden?
Philokleon:
"Yargıç olma, can yakma" diyor.
Sözünü dinlersem
Kuş sütüyle besleyecekmiş beni, istemem eksik olsun kuş sütü.(Aristophanes).