Geçtiğimiz hafta bize bağımlılık tedavisi ile ilgili mektup gönderen Cengiz Akkaya’nın mektubuna kaldığımız yerden devam ediyoruz: ‘ 3- Rehabilitasyon ve Sosyal Entegrasyon Süreçlerinin İnşası Boyutu: Detox (arındırma) sonrasında bağımlıları yaşama kazandırmak için sosyal sorumluluk projelerine katılmalarını sağlamak; terapi, spor, müzik, resim, mesleki eğitim, hobi edindirme gibi olanaklar sunmak mutlak gerekliliktir. Kamu ve Sivil Toplum işbirliğiyle bütün bu saydığımız üniteleri içerisinde barındıran örnek bir tedavi merkezinin, belirlenecek bir yerde pilot uygulama olarak açılması ve sonrasında bütün ülke geneline bu standartlarda Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri açılması acilen gereklidir. Sosyal yaşama kazandırma hedefi olmayan tedavi programlarının başarı sağlaması mümkün değildir. Tedavideki temel amaç; bağımlıları izole etmek değil onlara özgüvenlerini, özsaygılarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve yaşamla tekrar bağ kurmalarını sağlayacak hedefler üzerine inşa edilmelidir. AMATEM-ÇEMATEM lerin mevcut yapılarının bu saydığımız amaçlara hizmet edebilecek yeni bir yapılanmaya ve anlayışa uygun yeniden düzenlenmeye mutlak ihtiyacı vardır. Şimdiki işleyişin sorunun gerçekliğinden çok uzak olduğunu ve alternatif yolların yöntemlerin denenmesi ve dünya genelinde pozitif sonuçlar alınmış örneklerin incelenmesinde fayda olduğunu düşünmekteyiz. Portekiz ve Almanya’daki tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin incelenmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Kapsamlı tesisler inşa edilene kadar Valiliklerin, Kaymakamlıkların, Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin spor ve kültür merkezleri dahil olmak üzere elde var olan tesislerin değerlendirilebileceği, Çırak Eğitim Okullarının, İsmek ve İşkur un dahil edilebileceği sahada faaliyet yürüten STK larla işbirliği olanaklarının geliştirilebileceği mevzuat düzenlemeleriyle, kapsamlı bir toplumsal seferberlik bilinci ve duyarlılığı gereklidir. Hastaneler ile ilgili düzenlemelerin çok acil bir şekilde yeniden ele alınması mutlak bir zorunluluktur. Sahada faaliyet yürüten STK larla işbirliği kanallarının işletilmesi, özelikle tedavi görmekte olan bağımlıların tedavi sürecine pozitif anlamda katılımını destekleyecek olan Ex-user (İyileşmekte Olan Eski Bağımlı Danışman) ların mutlak surette psikolojik destek tedavisi sürecine dahil edilmelerinin sağlanması, Detox (arındırma) sürecinden sonraki rehabilitasyon ve sosyal adaptasyon süreçlerinin daha sağlıklı bir evreye geçişini sağlayacaktır. 4- Ailelerin Tedavinin Her Sürecine Dahil Edilmesi Boyutu: Ailenin tedavi sürecinin aktif öznesi haline getirilmesi olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Bağımlılık tedavisi sürecine ailenin dahil edilmemesi tedaviyi eksik ve işlevsiz kılmaktadır. Nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğunu bilmeyen aileler bu durum karşısında ne yapacak, bu sorunla nasıl baş edecek? İl uyuşturucuyla Mücadele Kurulu toplantılarına ailelerden ve iyileşmekte olan bağımlılardan temsilcilerin katılımının sağlanması, yapılan düzenlemelerin ve uygulamaların gidişatı hakkında bizzat bu sorunu yaşayan gerçek muhataplardan, mevcut uygulamalar hakkında gerçek ve tatmin edici geri dönüşlerin alınmasını sağlayacaktır. Madde bağımlılığı, hem bireyi hem de toplumun her kesimini etkileyen çağımızın en ciddi ve kapsamlı toplumsal sorunlarından biridir. Çünkü sorun yalnızca madde kullanan bireyi değil; o bireyin ailesini, toplumu ve giderek o toplumdaki kültürel yapıdan tutun da ekonomik işleyişe dek tüm toplumsal düzeni etkilemektedir. Şu an ülkemizde hem kamuda hem de özel kurumlarda yürütülen madde bağımlılığı tedavi süreçlerinde aile maalesef tedavi ve rehabilitasyon süreçlerine dahil edilmemektedir. Oysaki bağımlılık tedavisinde hasta ve ailenin tedavi ekibiyle işbirliği içinde olması ve tedavi sürecine ailenin aktif olarak katılması tedavinin etkinliğini arttıracak olan en önemli husustur. Özellikle bağımlının, tedavi sonrasında yeniden şekillendirilmesi gereken yaşamına uyum sağlamasındaki süreçte aile en önemli unsurdur. Buna karşın hem hastaların, hem de ailelerin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadıkları ve hastalıkla baş etmede birçok sıkıntı ve güçlük yaşadıkları bilindiği halde tedavi süreçlerinde bu göz ardı edilmektedir. Birçok istismar kapılarının aralanmasına sebep olan bilgisizliğin, en önemli sorunumuz olduğunu düşünmekteyiz. Dolayısıyla madde bağımlılığı tedavisinde, ailenin nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğu ve bağımlı olan bireyle birlikte iyileşme sürecinde birbirlerine nasıl destek olmaları gerektiğine yardımcı olacak, ruhsal ve toplumsal zorluklarla nasıl baş edecekleri gibi birçok alanı kapsayan ciddi bir tedavi, terapi, rehabilitasyon ve eğitim sürecine dahil edilmeleri olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Gerek Denetimli Serbestlik uygulamalarına, gerekse de bağımlının kendi isteğiyle başladığı tedavi süreçlerine ailelerin dahil edilmesi, gerekli mevzuat düzenlemeleriyle zorunlu hale getirilmelidir. 5- Eğitimli Personel Boyutu: Tıbbi müdahale sürecinde ve sonrasında doğru tedavi ve terapi sağlayacak donanıma, eğitime ve tecrübeye sahip nitelikli personel ihtiyacı uyuşturucuyla mücadeledeki en önemli unsurdur. Özel Formasyon Eğitimi mutlak bir zorunluluktur. Bütün tedavi süreçlerini kapsayan geniş katılımlı, sorunun bütün taraflarından temsilcilerin olduğu bir Kurul tarafından uluslararası akreditasyonu olacak standartlarda, Milli Eğitim Bakanlığı onayından geçmiş bir Farkındalık ve Formasyon Eğitim Programı hazırlanmalıdır. Bu formasyon eğitimini tamamlamış kadrolarla bu alanda sağlıklı ve gerçekçi faaliyetler yürütülebilir. Detox (arındırma) sürecinden sonra başlayan Rehabilitasyon ve Sosyal Adaptasyon evresinde hem izlenecek yol ve yöntem konusunda hem de ilgili personelin Formasyon Eğitiminde 129 ülkede uygulanan ve ilerleme kaydedilen Kendine Yardım Guruplarının literatürleri, 12 basamak eğitimi ve faaliyetlerinin araştırılmasının ve incelenmesinin bu konuya dair atılacak adımlarda önemli bir aşama olacağı inancındayız. 6- Önleyici Eğitim Boyutu: Anaokullarından itibaren önleyici tedbir anlamında bir Farkındalık Eğitim Programı hazırlanmalıdır. Sosyoloji-psikoloji-psikiyatri-sosyal hizmetler-rehberlik-pdr-anaokulu öğretmenliği-sınıf öğretmenliği-felsefe-antropoloji bölümlerinde Madde Bağımlılığıyla ilgili bölüm başkanlıkları kurulmalı ve branş eğitimi verilmelidir. 7- Dernekler-STK lar Boyutu: Özellikle Uyuşturucuyla Mücadele Derneği kurmanın, Dernekler Mevzuatından çıkartılıp Sağlık Bakanlığına ve denetimine tabi olacağı belirli yasal mevzuatlara kavuşturulması çok önemlidir. Bağımlılığın ciddi psikolojik ve fiziksel ağır tahribata sebebiyet verdiği gerçeğinden hareketle, her türlü istismara açık olan böylesine hayati bir alanda, belirli yetkinlik kriterlerinin belirlenmesi acil bir gerekliliktir. Her önüne gelenin ve hiçbir yetkinliği olmayan şahısların istismar amaçlı bu alana girmeleri önlenmelidir. Uyuşturucuyla Mücadele Derneklerinin, Sağlık Birimi Ünitesi standardına uygun kurumlara ya da Yarı Yol Evi tanımlamasına uygun kurumlara dönüştürülmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uyuşturucuyla Mücadele Dernekleri, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bağımlılık formasyonu eğitimi almış uzman ekiplerce denetlenmelidir. Yukarıda saydığımız her konu başlığının detaylı bir şekilde ele alınıp, toplumsal farkındalığın artırılması ve devlet politikasına dönüştürülmesi acil gereklilik haline gelmiştir. Öncelikle bu konuda faaliyet gösteren ve bu meseleye duyarlı bütün resmi ve sivil kurum temsilcilerinin, bağımlı yakınlarının, gönüllü aktivistlerin, akademisyenlerin bir araya gelerek konunun ana çerçevesinin ve politikalarının oluşturulması için bir süreç başlatması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Özellikle basına çok büyük görev düştüğüne inanıyoruz. Meselenin doğru algılanması ve farkındalık oluşturmak adına özel dosya ve tartışma programları düzenlemesi çok hayati bir önem taşımaktadır. Mecliste grubu bulunan Siyasi Parti temsilcilerinden oluşan Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurul mevcut uygulanmakta olan bütün hukuk ve sağlık mevzuatlarını yeniden durumun vehametine ve gerçekliğine uygun hale dönüştürmek için seferberlik halinde çalışmalıdır. -Eldeki mevcut kaynaklar sahada var olan gerçek ihtiyaçlara ve eksikliklere yönelik planlamalar çerçevesinde kullanılmalıdır. Özellikle her türlü istismara açık olan bu soruna ilişkin doğru kararlar ve mevzuat düzenlemeleri sorunun gerçek muhataplarıyla, yani en ağır bedeli ödeyen biz Bağımlı Yakınlarıyla kurulacak doğrudan iletişim kanalları sayesinde oluşturulabilir. Bazen sorunun nedeni ailedir ve bağımlı ailede yaşadığı sorunlardan kaçış olarak maddeye kadar uzanır, sorunun muhatabı olan aile de bu tedaviye dahil edilmedikçe tedavi süreci eksik kalmaktadır. Biz Bağımlı Yakınları muhatap alınmadığımız takdirde atılacak her adımın ve her düzenlemenin mutlaka eksik kalan bir tarafının olacağını düşünüyoruz. -Sahada faaliyet yürüten STK lar ve Ex-user lar (İyileşmekte Olan Eski Bağımlı Danışmanlar) mutlak surette tedavi sürecine, yeniden ele alınmış mevzuat düzenlemeleriyle birlikte sağlıklı işleyen ve denetlenebilir hale getirilerek dahil edilmelidir. -Kalkınma Ajansları üzerinden dağıtılan kaynaklar denetlenmeli ve sorunun gerçekliğine uygun projelere kullandırılmalıdır. -Gerek Özel Hastanelerin, gerek sahada faaliyet yürüten Uyuşturucuyla Mücadele Derneklerinin bağımlı ve bağımlı yakınlarıyla maddi her türlü alışverişinin önlenmesi olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Bağımlılık tedavisinin Sosyal Yardım Fonları, SGK ve GSS üzerinden karşılanması hem denetimi beraberinde getirmiş olur, hem istismarı engeller. Bu bağlamda çok ciddi ve kapsamlı mevzuat düzenlemeleri en acil ihtiyaçlardan biridir. Derneklerin Sağlık Bakanlığınca denetlenmelerine ihtiyaç vardır. Bağımlılık sorununa bakışımızı ve toplumsal politikalarımızı sorunun önemine ve gerçekliğine uygun hale getirebilmek için görmezden gelmek yerine tartışmak, öğrenmek ve el birliğiyle çözüm yolları üretmek için çaba sarf etmeliyiz. Bilgiye, tedaviye, rehabilitasyona ulaşmanın ve bu sorunu bir toplumsal kazanıma dönüştürmenin yollarını kolaylaştıracak bütünü kapsayan hukuksal mevzuatları acilen düzenlemek üzere TBMM de Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu kurulmalıdır. Bir toplumun geleceğinin inşa edildiği en önemli nokta, gençlik için alınan kararlar ve düzenlemelerdir. Bütün gençlerimizi ve geleceğimizi tehdit eden bu kimyasal terör karşısında toplumsal seferberlik halinde önleyici eğitim ve bütünlüklü tedavi, rehabilitasyon ve sosyal adaptasyon çözümleri üretemediğimiz, gerekli hukuksal düzenlemeleri yapmadığımız sürece çok geç kalmış olacağız. Bütün siyaset kurumunu, kamu yönetimini ve toplumu göreve davet ediyoruz.