Son zamanlardaistatistiklerden aldığımız sonuçlara göre ülkemizde ve dünyada boşanmalardaartış olduğunu görmekteyiz.

   Neyin nesi,nasıl olduğunu kafamızda yargılayıp duruyoruz. En yakınlarımızda cereyan edenboşanma olayları toplumumuzu derinden yaralamaktadır. Mutlu olduğunu gördüğümüzbir aile bir bakıyorsunuz  boşandıdeniyor. Sorduğumuzda eften füften nedenler.Bir dayanağı olmayan sözler.

   Boşananlaryalnız kendilerine huzursuzluk vermiyor. Eğer çocukları varsa başta onlarahuzursuzluk veriyor.Boşanan erkek ve bayanın ailesine,akrabalarına sıkıntı vehuzursuzluk veriyor.

  Toplumdatedavisi  ve telafisi zor yaralar açıyorboşanmalar. Hatta bir çok boşanmaların arkasında cinayetler gerçekleşiyor.

    Boşanan çiftlerher halükarda mutsuzdur.

    Boşanma sendromunu tetikleyen en önemliunsur "sen sensen,bende benim" denmesidir. Adına şiddetli geçimsizlikdiyorlar. İki baş bir beden de durur mu ? Durmaz elbette.

     Hz.  Muhammed Efendimiz kızı Fatıma annemizi Hz. Ali Efendimizle nikahlarken :"EyAli kızımı sana cariye olarak veriyorum.Ama unutma sen de onun kölesisin."buyurmuştur.

    İşin özü buradagizli. Eşlerden hanım cariye ,erkek de köle olmazsa  evlilik sarsılır. Ya eşlerden biri körolacak. Ya da eşlerden biri sağır olacak.

     Her iki eş delider olursa iki lider bir arada dirlik etmez.

     Evlenençiftlere evlendirme memurları bunları hatırlatmalı. Nikah kıyma yetkisininmüftülüklere de verilmesi anlamlandırılabilir. Belki de bu gibi mevzuların uzun uzun evlenen çiftlere anlatılmasımüftülerimizce mümkün olur.

     Aileönemlidir. Bir milletin en temel dinamiği ailedir.  Aileyi ayakta tutamaz isek toplumun dengeleribozulur.

    Okullarımızda,din eğitimi verilen kurumlarımızda  ailenin önemi anlatılmalıdır.