Tarih 4 ağustos 2020 “Bu kafayla bu pandemi bitmez” başlıklı makalemde Halkımızın Covid 19 ile mücadelede vurdum duymazlığını dile getirmiştim…Tarih 16 kasım 2020 Bu kafayla bu pandemi bitmez! Demiştim… Bugün 17 nisan 2021 artık ben ne diyeyim ki?
Covid 19 Virüs pandemisi Çin’den tüm dünyaya hızlı bir şekilde yayılmasından sonra bu viral hastalık karşısında bazı ülkeler duyarsız kalmış hatta bazı ülkelerden Hindistan bu virüsün varlığına bile inanmamıştır. Bugün 17 nisan 2021 Virüsle mücadelede başarısız ülkelerin başında yine ABD birinci, Hindistan ikinciliği almış durumdadır. Vaka sayısı ABD'de 32 milyon 511 bine, Brezilya'da 14 milyon 23 bine, Hindistan'da 13 milyon 799 bine ve Fransa'da 4 milyon 833 bine ulaştı. Ama Türkiye devlet olarak ve Sağlık Bakanlığı olarak bu pandemiye karşı ciddi tedbirler almıştı. Halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme spotları hazırlamış basın yayın yoluyla halkı bilinçlendirme konusunda büyük duyarlılık göstermişti. Sağlık Bakanlığı hastanelerde acil genelgeyle yoğun üniteleri oluşturmuş, personel, yoğun bakım ünitesi teçhizat, alet ekipman yönünden hızla hazırlıklarını tamamlamıştı. Hatta ülke olarak tam izolasyon tedbiri de alınmıştı ama ticari, tarımsal, endüstri sektörlerinde çarkların döndürülmesi gerektiği gerçeğiyle yüzleşince esnek tedbir aşamasına geçildi. Bu esnekliği millet olarak iyice esnetince virüsün yayılma hızını %500 oranında artırdık…
Sağlık Bakanlığı Covid bilgilendirme sayfasından alınan verilere göre; 4 Ağustos 2020 tarihli Covid 19 test sonucuna göre toplam hasta sayısı 234.934, toplam vefat eden sayısı 5.765, ağır hasta sayısı 583 ve günlük vefat sayısı 18 iken bu sayılar o tarihten günümüze kadar geometrik olarak artmış hatta %100’ün üzerinde artış göstermişti. 15 Kasım 2020 tarihi itibariyle Covid 19 test sonucuna göre toplam hasta sayısı 407.939 üzerinde, toplam vefat eden sayısı 11.326’i aşmış, ağır hasta sayısı 3.356 üzeri ve günlük vefat sayısı 93 üzerinde olduğu gözlenmişti. Bugün 17 nisan 2021 günlük Covid test sonucuna göre toplam hasta sayısı 4.286.957, toplam vefat eden sayısı 35.631, ağır hasta sayısı 3.380 ve günlük vefat sayısı 300 iken bu sayılar o tarihten günümüze kadar geometrik olarak artmış hatta %500’ün üzerinde artış göstermiştir. Bu sayıları aşıların yapıldığı bir dönemde görüyor olmamız vurdumduymazlığın daniskası değil mi? Bu sayıları oranladığımız zaman bu duyarsızlığın, bilinçsizliğin faturasının ne kadar ağır olduğunu sizlere daha gösteremediyse ben artık pes diyorum…Bu pandemiden dolayı artan ölüm sayısını durdurmak sizlerin elinde unutmayalım!
Toplum olarak bu virüse karşı illa cezalarla, yaptırımlarla ve yasaklarla mı mücadele edeceksiniz! diye önceki makalemde serzenişte bulunmuştum… Ama artık virüsten dolayı artan ölüm oranları karşısında isyan noktasındayım…Bu övündüğümüz Türk halkı olamaz, burada psikologların, sosyologların ve toplum bilimcilerin ciddi şekilde devreye girmesi gerekir. Bu gördüğümüz duyarsızlığa başka isim vermemiz gerekiyor. Bu davranış bozukluğu, kör cahil, mental hasta adına ne derseniz deyin! Artık bu aşamaya geçtiğimizi düşünüyorum. Yani illa yasaklar, kısıtlamalar tekrar mı getirilsin! Yapmayın Allah aşkına! Devlet tarafından alınan bir çok tedbirlerin yanı sıra milletinde tedbirlere uyması gerekir ama nafile! Bu pandemi sürecinde sadece devlet eliyle alınan tedbirlere bağlı değil aynı zamanda millet olarak, fert olarak bizlerinde bu tedbirlere en üst seviyede uymamız gerekir! Devlet bu pandeminin çok ciddi sonuçlar doğuracağını gördüğü için çok sıkı tedbirler almıştı hatırlayın! Evde aylarca garantinaya alınmıştık…Sokağa çıkma yasakları, işyerleri her yer kapatılmıştı! Bu yasaklar kalksın diye esnaflarımız söz vermişti! Sonuç ortada (!) Hele o maskeleri bileklerine, kollarına, çenesine ve kafasına takanlar yok mu? Bunlar zaten virüsü gözle göremedikleri için virüsün varlığına inanmayan cahil tipler!
Hey halk silkelen ve kendine gel! Yapmayın lütfen kendimize, sevdiklerimize hatta neslimize yazık ediyorsunuz! Çocuklarımızın istikbali ile oynuyorsunuz yapmayın Allah aşkına! Evet Milli Eğitim ve üniversiteler uzaktan eğitim ile çocuklarımızı mağdur etmemeye çalışıyorlar ama örgün eğitim gibi randımanlı olmadığını milletçe test ettik.” demiştim.
Bakın günlük vaka, ölüm oranları insanları durduramadığı gibi uygulanan para cezaları da bu cahil insanları durduramıyor!..Her gün basın ve yayın organlarında kendilerini bir türlü kısıtlayamayan, kumarbazları, alkolikleri, eğlence düşkünlerini ne kadar cahil davranışlar varsa hepsini görüyoruz. Bunların büyük çoğunluğu eğitimsiz veya eğitim seviyesi düşük insanlar…Bunların bu fütursuz davranışlarına anlam verebiliyorum ve cahiller diyorum ama birde anlayamadığım kesimler var, bunlar da okumuş, üniversite mezunu, hatta öğretmenler var, bunlara ne demeli? ÖSYM’nin yaptığı Milli Eğitim Bakanlığına öğretmen atama sınavında Bina Sınav sorumlusuyum sınava girecek adayları binaya aldık, sınav başlayıncaya kadar lütfen maskelerinizi çıkarmayın uyarısına rağmen koridorda maskesiz gezen öğretmen adaylarına rastladık tabi ki güvenlik görevlilerini devreye sokarak bu olumsuz davranış gösteren kişileri engelledik. Yine ÖSYM’nin yaptığı başka bir sınavda sorumlu olduğumuz binada salon başkanlarının Milli eğitim okullarında yönetici olanların görevlendirildiği binada bir okul müdürü maskesini çıkarmış. “Hocam sizler idarecisiniz üstelik öğretmensiniz örnek olmalısınız” diye uyardığımda çok saçma sözler söyledi ‘Bu maskeleri nisanda devlet takmayın diyecek, virüse inanmıyorum diye saçmaladı…Bu örneklerde okumuş insanlardan birer örnek, bunun da adını değerli okuyucularım koysun… Şu an bu duyarsızlığın faturasını Milli eğitim, Üniversite çağında çocuklarımız ve gençlerimiz eksik öğrenmeyle başarı potansiyeli daha düşük bir nesle dönüşerek bedel ödeyecektir. Esnaflarımız artık can çekişmiyor iflas ediyor… Toplum psikolojisine negatif etkiye devam ediyorsunuz, şimdi 35 bin ilerde 50-60 bin ölecek insanın vebali siz duyarsızlara ait, hastalanan milyonlarca insanların vebali siz kısıtlanamayan vicdansızlara ait…
Oysa ne kadar basit bir yöntem, maske, mesafe ve izolasyon bunu yapmak nefessiz kalmaktan, sağlığını kaybetmekten hatta yaşamını kaybetmekten daha mı zor?
Ölümü düşündüğünde bu üç tedbiri yapmak o kadarda zor olmasa gerek!