Türkiye ABD ile Nato ortak üyesi olması, stratejik müttefik olması hesabıyla sürekli ABD’ye destek olmuştur. Türkiye-ABD ile suçluların iadesini 1933 tarihli Suçluların İadesine İlişkin antlaşmayla, 2010 tarihli Avrupa Birliği ile ABD Arasında Suçluların İadesine Dair Antlaşmalar yapılmasına rağmen Türkiye ile ABD arasında Suçluların İadesine ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardımlaşmaya İlişkin Antlaşmanın da 1 Ocak 1981'de yürürlüğe giren antlaşmalar olmasına rağmen ABD kendine düşen görevleri hiçbir zaman yerine getirmemiştir. Bundan çıkarmamız gerek sonuç şu, ABD uluslararası ilişkilerde saygınlığını yitirmiştir. ABD imza attığı antlaşmalara dahi sadık kalamıyorsa sözüne nasıl güvenelim!
Türkiye 1923 yılından bu yana ABD’ye müttefik gözüyle bakarak ABD’nin hep yanında yer almıştır… Türkiye ve ABD arasında farklı tarihlerde imzalanmış bulunan 55 adet ikili anlaşma, 3 Temmuz 1969'da imzalanan "Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşması" ile tek bir metinde toplanmış ama uygulamada hala sıfırı çekiyorlar….
Bir çok konularda ABD lehine kararlar almış, bir çok faydalı uygulamalara imza atmıştır. Ama ABD ne yaptı? ABD Türkiye’nin sürekli arkasından iş çeviren, bölünmesi için sürekli entrikalar çeviren ülke olmuştur. ABD eliyle Türkiye’de 1960 yıllarından bu yana Askeri darbelerle demokrasiye ara verdirilmiş, Türkiye’nin ayaklarına prangalar vurulmuş bölgesinde lider ülke değil iç sorunlarıyla boğuşan hep gelişmekte olan ülke konumunda tutulmaya çalışılmıştır. Askeri darbelerle Türkiye’yi istediği şekilde dizayn edemeyeceğini anlayınca Türkiye’nin güneyinde Irak, Suriye’de sürekli terör örgütleri peydahlayan ve bölünmesi için binbir planların senaryosunu yazan ve uygulayan ABD’nin gerçek yüzünü görmek ve anlamak lazım…Türkiye yarım asırdır terör belasıyla uğraşırken bölgesinde ABD ve diğer emperyal ülkelerin oyunlarını görüp bozmaya başlayınca bazı sözde müttefik görünümlü ülkeler için Turnusol olmuştur. Başta tabi ki ABD, Fransa, Almanya gibi sözde demokrat görünümlü oysa emperyal ruhla hareket eden uluslararası hukuka saygısı olmayan anti demokrat zihniyetli olduklarını göstermiştir.
28 Ağustos 2020 de yayınlanan Bidon (Biden) kafalılar başlıklı makalemde dile getirdiğim gibi, “Evet hala bazılarımız ABD’li siyasetçileri, STK’ları, iş adamlarını hatta akademisyenlerini dost bilen zatlar için söylüyorum, Ayıdan post ABD’den dost olmaz…Çünkü ABD’lilerin geninde var, emperyal davranmak. Yani yeryüzünde ne kadar doğal zenginlik var hepsinin sahibi olma arzusundalar. Bazı kaynaklara göre 8 ay önce ABD’li Başkan Eski yardımcısı Joe Biden tarafından sarf edilen sözler ''Erdoğan'a çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız... Muhalefeti desteklediğimizi açıkça göstermeliyiz. Onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmelerini sağlamalıyız.'' Şeklinde küstahça bir açıklamada bulunmuş. Biden kafalı pardon Bidon kafalı ABD’liler azımsanmayacak sayıda olduklarını bilmenizi hatırlatıyorum.” Bu yazımı Biden Başkan seçilmeden aylar önce yazmıştım, Acı tesadüfe bakın ki başkan oldu ve farklı bir şeyler yapmadığına milletçe şahit olduk!
ABD Türkiye’nin güneyinde Irak ve Suriye’de yüzlerce terör grupları kurmuş bunlara aylık 250-350 dolar maaşla idame ettirerek bunların silah-mühimmat destek sağlarken bir yandan da bu terörist çapulcuları asker eğitimiyle saldırıya hazırlayan bir ABD’den bahsediyorum. Bu terör gruplarını her türlü himaye ve desteği veren bir ABD var kaşımızda… Yine 2016 yılında Fetö terör örgütünü destekleyen ve hala kendi ülkesinde terör elebaşını himaye eden bir ABD’den bahsediyoruz. Oysa ikili uluslararası antlaşmaya imza atan bir ABD’den bahsediyoruz, karşılıklı olarak iki ülke terörist olan veya suç örgütü mensupları olan kişi veya kişileri iade etme kararı olan iki ülkeden bahsediyoruz. Ama ABD ne yaptı bu ikili uluslararası antlaşmalara dahi sadık kalamadı. F-35 üretimi için yine ikili antlaşmalara imzalar atıldı, milyarlarca dolar yatırımlar yapıldı ama ABD birden U dönüşü yapıp seni bu projede istemiyorum diyebiliyor. Yine ABD için Uluslararası antlaşmaların bir anlam taşımadığını ispatlamış oluyor. ABD yıllardır Türkiye’yi terör gruplarıyla mücadelesinde yalnız bıraktığı gibi kalsa neyse diyeceğim ama teröristlerin bizzati yanında yer almasına ne diyeceksiniz? Yıllardır Türkiye’yi yalan rüzgarlarıyla avutmasına ne dersini? Güya bölücü örgütlerin adını yılda bir yayınladığı terör örgütü listesinde PKK adını zikretmesi zırvasına ne dersiniz! ABD yönetimi ve çeşitli kurumları Türkiye’ye verdikleri ne yazılı ne de sözlü vaadlerini hiç bir zaman yerine getirmemiştir. Bu ABD’den ne dost nede post olur!... Türkiye ilk önce müttefikimiz diye ABD’den hava savunma sistemleri satın almak istedi ama ABD bu ticarete bile yanaşmadı… Ama aynı ABD terör örgütlerine parasız silah ve ekipmanlarını terör örgütlerinden esirgemiyor… Bu ABD’nin yaman çelişkisini iyi irdelemek gerekmez mi? Türk milleti zaten ABD’lilerin güvensiz olduğunu, emperyalist bir yaklaşımla Türkiye’yi kendi çıkarları için kullanma gayretinde olduğunu iyi biliyor…
Ama Biden daha başkan bile değilken Türkiye’nin iç işlerine karışmış, demokratik yöntemle iş başında olan hükümetten dahi rahatsız olduklarını dile getirmiş bir zihniyetle şimdi karşı karşıyayız…”Bu hükümeti muhalif partilerle bir olup devirmemiz lazım diyen” bir Biden’dan bahsediyorum.. Bu Biden ve diğer kurumlar (Pentagon, FBI, CAI, vb kurumlar) Türkiye’ye ve hükümetine böylesine hasım duygular beslerken nasıl güven duyabiliriz… Yine Türkiye’nin Ortadoğu’da Filistin davasında İsrail zulmünü destekleyen bir ABD, Suriye’de, Irakta terörist grupları himaye eden bir ABD, doğumuzda Ermeni zulümlerini göremezden gelen bir ABD, batıda Yunan saldırganlığını destekleyen bir ABD, Kıbrıs’ta Güney Kıbrıs Rumları destekleyen bir ABD varken Türkiye bu Biden’a nasıl güvensin(?). ABD’den Türkiye’ye ne destek ne de müttefiklik yapmasını beklemek hayaldir…ABD emperyal ruhla Türkiyeyi dört bir yanından kuşatma altına almış durumda… Sayın Erdoğan Biden’nin sahte gülücüklerine kanmayacığını ümit ediyorum…Zaten bu dik duruşundan taviz vermeyeceğini Belçika’ya gitmeden önce deklare etti… Nato zirvesi için 14 haziranda Brüksel’de bulunmak üzere 13 haziran günü Belçika’ya gitti…Ama Brüksel’de Türkiye’yi bekleyen bir Kurtlar sofrası var…Oysa NATO zirvesine katılacak ama hem AB’li hem de ABD’li iki yüzlü liderler Türkiye’yi bekliyor.
27 nisan 2021 tarihli makalemde belirttiğim gibi… “Barış, insan hakları, demokrasi konusunda Türkiyenin eline su dökemezsiniz… Ama ABD kitabın üç yüzünü okuma konusunda çok mahirdir. Güzel Türkçemizde Biden gibilere yapılacak yakıştırmalar; Kaypak adam, Sözsüz, Güvenilmez, İçten pazarlıklı, iki yüzlü, yanar döner, düzenbaz… gibi nice ifadeler var… Şimdi Türkiye bu Biden’ın sözüne nasıl güvensin? Bunlara nasıl inansın? ABD her bulduğu fırsatta Türkiyeye terörist taşaronlarla, devletlerle, bölücü kartellerle devlet eliyle her bulduğu enstrümanla saldırıyor… ABD Türkiye için bu saatten sonra bir anlam ifade etmemeli. Zaten stratejik ortak veya NATO müttefikliği kavramları onların bizi aldatmaya ve kullanmaya yönelik kullandığı içi boş ifadelerdir. Bu ABD’liler ile yol arkadaşlığı bile yapılmamalıdır. Kaldı ki Türkiye ABD’ye inanarak F35 projesine milyarlarca yatırım yaptı bakın bugün yaptıklarına, bu projeyi rafa kaldırdım diyebiliyor…Uluslararası hukuk kuralları, ilişkiler, devletler arası ilişkilerde bugüne kadar yer almayan bir çok illegal örneklere imza atmıştır. 2016 yılında kendisinin beslediği köpeklerce Türkiyede darbeye teşebbüs eden bu ABD, Terörist başını Türkiyeye iade etmeyen yine bu ülke! Kuzey Irak ve Suriyede peydahladığı ve besleyip besleyip üzerimize salan yine ABD…Vur gitsin ABD’nin dostluğuna… ABD gibi dostum olacağına Yunan gibi düşmanım olsun…ABD gibi dostum olacağına Ermeni gibi düşmanım olsun…”
Eminim kameralar karşısında dünyaya sahte gülücükleri dağıtacaklar, sahte sözde demokrat söylemlerde bulunacaklar, sahte insan hakları düşüncelerini paylaşacaklar…. Muğlak ifadeler ile yine ipe un serpeceklerdir. Yine Biden’ın ağzından -cekler…-caklar… dökülecektir. Ama gerçek niyetlerini bizler biliyoruz…