Futbolun olmazsa olmazı amatör ‘Ruh’tur.
Siz eğer başarıya gidecekseniz sizde en önce olmasıgereken O ‘Ruh’tur.
Günümüz futbolu artık bu Amatör ‘Ruh’dan uzaklaşmış veişi ekonomiye dökmüştür.
İşin içine ‘Para’ girince işler sarpa sardı.
Mesele ‘Para’ olunca işin gayesi de ortadan kayboluyor!
İş Profesyonel bir mecraya kayıyor.
Bu kayma her yönüyle bütün organlara işliyor! Yani sizdebir kayma meydana geliyor!
O zaman da hedefe doğru değil de menfaate doğrukayıyorsunuz!
Para nerede ise siz de o tarafa doğru gidiyorsunuz!
Onun için futbolun bir Amatör bir de Profesyonel yanıvardır.
Tabi bu oluşum sadece futbolcu üzerinde değil ya.
Bizim konumuz futbol olduğu için futbolu konuşuyoruz.
Bu sektörden geçinenlerin hepsini kapsamakta.
Profesyonel tarafta işin başı ‘Para’dır.
Şimdi yazacaklarım bazılarını üzecektir, bazılarını isekızdıracaktır ama acı gerçektir.
İsteyen üzerine alınabilir de, ama bu söylediklerim şahısüzerine itafen değil genel değerlendirmedir.
Bugüne kadar amatör liglerde yaşanan şiddet olayını dilegetirirken hep taraftar ve yönetici geçinenlerin yarattığı şiddet olaylarındanbahsetmiştim...
Oysa sahalarda olmaması gereken şiddetin oluşmasına sebepolan bir diğer faktörü es geçersem olmaz...
Ne yazık ki sahalarda yaşanan şiddetin bir diğer sebebide antrenörlerden kaynaklanmakta...
TFF’nin bakkaldan alır gibi dağıttığı antrenörbelgelerine sahip olarak takım çalıştıran nice futbola ve insanlığa uzakkişiler sahalarda yaşanan birçok şiddet dolu olayın baş kahramanları...
Amatör ligde öyle veya böyle bir şekilde antrenörlüğebulaşıyor ve maç öncesi konuşmanda rakibe karşı nefret tohumları ekiyorsun...
Maça başlamadan önce yanındaki yedek kulübesine yerleşenmisafir takımın yanına gidip ne meslektaşın olan antrenöre ne de futbolcularabir hoşgeldin bile demeden maçın başlamasıyla beraber hakeme de rakipoyunculara da saldırıyorsun...
Aleyhine çalınan her düdük senin yaşamın boyuncayaşadığın tüm yoksunlukların sebebiymiş gibi çığlık çığlığa ağzından köpüklersaçarak maçı geriyorsun...
Her maçta hakemler düşman, rakip antrenör ve futbolcularödeyemediğin faturaların sorumlusuymuş gibi saldırıp tribündeki taraftarları daşiddete yönlendiriyorsun. Sahada rakibi olan futbolcuya futbol dışıdavranışlarda bulunup küfür eden futbolcunu hiç umursamadan oyunda tutaraködüllendiriyorsun.
Meslektaşının çalıştığı kulübe göz dikip onu işinden ediptakımın başına geçiyor ve sonrasında da hiç utanmadan etrafta “ antrenörüm”diye de geziniyorsun...
Sevsinler seni pabucumun antrenörü.
Gencecik beyinleri kurutan ülke futbolunun katili...
Kendini antrenör sanan zavallı...
Oysa antrenör; “Hocam“ diye, el pençe durup saygıgösterenlere bir öğretmenin bilgi ve engin hoşgörüsüyle etrafındakilerisevgiyle sarması demektir.
Ama ne yazık ki sevgi göstermenin zayıflık sayıldığıülkemde senin hoşgörüsüzlüğünü ödüllendirip sana takım verenler sahalarımızdayaşananlardan da en az senin kadar sorumludur...
TFF her önüne geleni antrenör ilan etmeden, ince eleyipsık dokuyup seçici davranarak gerçek futbol emekçilerine antrenörlüğü teslimetse ülke futbolunda kalkınma adına en doğru başlangıcı yapmış olur...
TFF’nin verdiği ünvan yüzünden kendini antrenörsananların amaçları ülke futbolu hizmet edip futbolcu yetiştirmek olmasıgerekirken, aldıkları eğitim, bilgi ve birikimlerle futbolcu yetiştirmeleriolanaksız olduğundan sahalarda terör estirerek rakibi sindirip elde edeceklerişiddet dolu başarılarla gülüp eğleniyorlar ama ne yazık ki onlar sevindiğindede ülke futbolu kan ağlıyor...
Ha bu arada Basın bize değer vermiyor, programlaragelmiyor, ahde vefa gibi tavırlara da bir sözüm olacak tabii…
Onları unutmak olmaz…
Basın sizin kullanılacak aracınız değildir.
Çek demekle bu iş olmaz, Vefa varsa her yerde olmalıdır.
Sen ne kadar değer erirsen o da sana yayın organında okadar değer verir.
Anlatmak istediklerimden herkes kendine pay çıkarmasıdileği ile…