Pazartesi, hacılarımız Arafat’a çıkacak. Topluca vakfeyeduracaklar, el açıp, gözyaşı döküp bağışlanma dileyeceklen.  Rabbim’de inşallah mübarek topraklarda hacvazifesini yapmak üzere giden kardeşlerimizin haccını katında kabul buyurup,onların yüzüsuyu hürmetine biz Müslümanları da affeder,  sonrası da topluca bayram namazlarımızı kılıp,kurbanlarımızı kesip bayramımızı yapacağız inşaallah!

Tabi bayramların nedenleri vardır, Kurban Bayramınınınnedeni de bu söylediklerim olsa gerek. Doğrusunu Allah(cc) bilir…

İsterseniz konuyu biraz daha açalım. Bir kişininAllah(cc)’a ne kadar sadık bir kul olduğunu göstermesi açısından hac büyükibadetlerden biridir ve İslam’ın da şartlarındandır.

Hac aslında anlatılmaz yaşanır, ancak bu konuda birkaçkelam etmekte de fayda vardır. Hz. İbrahim, eşi Hacer annemiz ile oğluİsmail(as) hikayesini bilirsiniz. Bu üç kişinin de sadakatı ve imanı her zamanbizleri etkilemiştir. Hz.İbrahim’in(as), Allah için oğlunu kurban etmek istemesi karşısında, şeytanınengelleme çabası; buna karşı Hacer ve İsmail(as) teslimiyeti tüyleri dikendiken edecek cinstendir.

Biliyorsunuz, şeytan  taşmama Cemarat denilen mevkide yapılır, o günşeytan, her birinin önüne ayrı ayrı çıkar, Rabbimizin emrinden vazgeçirimekister, buna karşın her üçü de şeytanı taşlar, şeytan kör olup bir gözünükaybeder. Bu nedenle de hacılarımız Arafat’tan sonra, Müzdelife’ye geçip buradasabah namazından sonra yine bir vakfe daha yapar,  Mina’ya geçip burada da şeytanı taşlarlar.

Şeytan aslında hiçbirimizin peşini bırakmamıştır.Efendimiz(sav) hac yaparken de, Müzdelife’de yanına gelir. Bu aradaEfendimiz(sav) affedilmemiş hiçbir Müslüman kalmaması için Cenab-ı Hakka(cc)yalvarmaktadır.

 

BAĞIŞLAMAK ONA MAHSUSTUR

Derler ki, burada da Rabbimiz tüm Müslümanları(kul hakkıhariç) affeder. Gerçi Kur’an analarından doğduğu günkü gibi der. Neyse.  Bu af beratı geldiğinde, Efendimiz(sav) güler,sahabe efendilerimiz O’nun(sav) tebessümünün nedeni sorarlar. O da, af beratıgeldiğinde şeytan tozu dumana katarak, çığlık atarak kaçıyordu, bu manzarayagüldüm!” buyururlar.

İşte her yıl insanlık, o günü tekrarlar.

Sonra Adem babamızla, Havva annemiz hikayesi de vardır.Arafat dağında buluşup, affedilmeleri…

Evet, hac büyük bir ibadettir.Hacda ümmet mahşeri yaşar,sonra Kurban keserek, bağışlanırlar dedik. ZatenKurban Rabbimize yaklaşmak anlamı taşır.  

Demek oluyor ki, Kurban Bayramı günü bütün MüslümanlarRabbimize yaklaşıyor ve affediliyor…

Bu hadise Kur’an da şöyle izah edilir: “ (oğlu) yanındakoşma çağına gelince: “ Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artıkbak ne düşünürsün?” dedi.

Çocuk(İsmail(as) “ Babacığım sana ne emrediliyorsa yap.Beni inşaallah sabredenlerden bulacakasın” dedi.

Ne zaman ki ikisi de bu şekilde(Allah’a) teslim oldular.(İbrahim) onu tuttu, şakağına yıktı(yatırdı)(Saffet Suresi 102-103). Gerisinibiliyorsunuz…

 

ARAFE GÜNÜ ORUÇ TUTMAK GEREK

Tabi ki,hacılarımız bu meşakketli ibadeti yaparken, bizlerde burada Arafe günü oruçtutmalıyız. Arafat Vakfesin(Pazartesi günü), evimizde işyerimizde elaçıp iştirak etmeliyiz. Yaniherbirimiz hacıdaymış gibi, dilimizden zikri eksik etmemeliyiz.

İşte Arafe günü duaların kabul edildiği gün olarakbizlere fırsat olarak sunulur. Bugünlerde ümmetin, ülkemizin ve hepimizin çokduaya ihtiyacı var. Onların düzenini Rabbim başlarına yıkacaktır. Bu kadarmazlumun bedduası  mutlaka karşılıkbulacaktır. Biz buna inanıyoruz, artıkdevir döndü. Ne der şair: “Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner. Bizedüşen, Kur’an yolunuda yürümektir.

Kalın sağlıcakla.