Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın Cami ve Bayrak üzerine yaptığı bazı açıklamalar üzerinden biz de bazı hususları siz değerli okurlarımızla paylaşalım istedik. Camiler Müslümanlar için yeryüzündeki en önemli mekanlardır, öyle de olmalıdır. Çünkü günde beş vakit Allah’ın davetine icabet edip o mekanlarda Rab’lerine konuk olurlar. Bu konukluk müslümanların temizlenmesini, merhamet, şefkat, hoşgörü, bölüşme, kaynaşma, idrak, iz’an, gibi insanı kemale erdiren hasletlerinin gelişmesine vesiledir. Yalnız, Camilerimiz mahzundur. Camiler niçin mahzun olurlar? O camilerin çoğu birçok insanın yılmadan yıllarca insanüstü çabaları sonucu yapılmaktadır. Gel görelim ki uzun uğraşlar sonucu yapılan camiler çoğu vakitte üç-beş Müslümanı ağırlar. Mehmet Akif’e sormuşlar; “Bu memleket nasıl kurtulur? Diye. El cevap: “Cuma namazı için camiye gelen cemaat sabah namazı içinde gelirse işte o zaman memleket kurtulur” demiş. Gelelim normal günlerde camiye gelmeyen müslümanların özel günlerde camileri doldurmasına. Değiştirilmesi ve düzeltilmesi gereken en önemli konulardan biriside bu. Cuma geceleri, diğer günlere göre iki-üç kat daha fazla cemaat oluyor. Birde mübarek gecelerimiz var. Regaip, Berat, Mevlid, Kadir,ve Mirac. Bu günlerin yatsı namazı için müslümanlar akın akın camilere koşarlar. Kimsenin bir başkasına niçin bu gecelerde camiye geliyorsun da diğer zamanlarda gelmiyorsun deme hakkı yoktur. Ancak ne bu dinin sahibi olan Allah(c.c) Kur’an da, ne de tebliğle görevli olan Resulullah(s.a.v) müslümanlara bu gecelerin ihyası için muhakkak camilere gidilmesini emretmemişlerdir. O gece kılınan yatsı namazının diğer günlerde kılınandan hiçbir farkı yoktur. Kaldı ki, eğer müslümanlar mübarek gece diye o gecenin yatsı namazına özel önem atfediyorlarsa , aynı önemi o gecenin diğer ucu olan sabah namazına niye göstermezler? Dinimizi başka dinlerde olduğu gibi bazı günlerle sıkıştırmaya kimsenin hele hele hiçbir müslümanın hakkı yoktur. Olsa olsa bu çaba Müslümanları beş vakit camilerden uzaklaştırmak için uğraşanların işi olabilir. Şunu unutmamak lazım. Her Müslüman geçerli bir mazereti olmadan katılmadığı cemaatin hesabına ilave olarak, camileri boş ve mahzun bırakmanında hesabını verecektir. Peki müslümanlar niçin camiden uzak durur, yukarıda zikrettiğimiz üzere sadece belli gün ve vakitte camiye giderler. Bununda en önemli sebeplerinden birisi 1932 ile 1950 yılları arasında ezanın Türkçe okutulmasına tepki. Laik sistem: İbadet de gizli kabahat de gizli diye bir algıyı pompaladı yıllarca. Bayramdan bayrama, hadi ara sırada cuma namazına gidilirse yeterlidir görüşü benimsetildi. Daha birkaç yıl öncesine kadar kamuda Cuma Namazı ile mesai çakıştığı için once iş gelir yaklaşımı ile memuru Cuma namazına göndermeyen idareciler bilirim. Ülkemiz şehirleşmeyle beraber değerlerinde de köklü değişimlere uğradı. Bundan elli yıl once başını sokacak iki göz bir evi yapabilen, günlük evinin nevalesini kazanabilen insan en makbul kişiydi. Bugün ise her şey bambaşka bir düzlemde seyrediyor. Bir yanda çocukların Anadolu lisesi sınavları, akabinde Üniversite sınavları artık anne babaların en öncelikli sorumlulukları oldu. Artık iki göz ev kimseyi tatmin etmiyor. Arabasız ise hiç yapılamıyor. Hafta sonları herkes bir yerlere pikniğe giderken sen eşini ve çocuklarını nasıl ikna edeceksin. Tüm bunları elde etme çabası arasında namaz ve cami öncelikten çıkıp cumlara ve bayramlara sığdırılıyor. Buna da” Dünya telaşı” diyorlar. Duymuşsunuzdur. Bektaşiye sormuşlar. Içki içer misin? Akşamdaaan akşama, diye cevap vermiş. Peki demişler; Namaz kılar mısın? Akşamdan akşama, akşamdan akşama diye hızlı hızlı cevap vermiş. Bizim hali pürmelalimiz de bu vaziyette değerli dostlar. Camide cemaat yok denecek kadar, olanlarda genellikle elli yaş üzeri, iki-üç yaşında çocukları camiye getirme konusunda maşallah çok hevesliyiz, iş yedi yaş üzeri çocukları camiye getirmek olunca ise nedense tam tersi bir tutum içerisindediyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız çok haklı olarak diyor ki; Camiden , mihraptan, vaaz kürsüsünden terör ve terorist çıkmaz. Öyleyse çocuklarımızı ve gençlerimizi camiye, vaaza getirmenin bir yolunu bulmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konunun takipçisi olması gerekiyor. Çünkü bu ülkede kötü bir alışkanlık oluşmaya başladı. Bir konuda adım atılacaksa, herhangi bir konu gündeme taşınacaksa bunu ancak Cumhurbaşkanımız yapabilir. El insaf , Bu ülkenin istikbalini güvence altına almak istiyorsak, 15 Temmuz benzeri vatanı işgal girişimleriyle karşı karşıya kalmamak için kalbinde Allah korkusundan başka korku taşımayan nesilleri yetiştirmeliyiz. El birliği ile, bunu başarmak için en önemli mekanlardan birisi camidir. Rabbim kolaylık versin Haftaya bayrak hususunda sohbette buluşmak üzere...