Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta önemi daha da iyi anlaşılan Montrö Boğazlar sözleşmesinin ön belgesi, bağımsızlığımızın nişanesi olan Çanakkale savaşının yıldönümündeyiz.
Psikolojik boyutun, paniğin, tavan yaptığı şu dönemde Çanakkale kaçımızın aklına gelir bilmem ama salgın hastalıktan, kıtlıktan, enflasyondan bin kat daha ölüm kokan havanın, ruhlara kazınan destanıdır Çanakkale.
Siz hiç Çanakkale’ye gittiniz mi? Denizin o kan kokan dalgalarına dalıp, o masmavi sularda koyu bir hüzne dalan yiğitlerimizi, onların yaşadıklarını, hissettiklerini hiç aklınıza getirdiniz mi? İnanın sosyal medyada paylaşım rekorları kıran, bugün Çanakkale’nin yıldönümü imiş bir paylaşımda bulunayım deyip de okunmayan yazılarından, hissedilmeyen şiirden, yaşatmayan tiyatro oyunundan, oratoryomdan, kısa filmden daha derindir Çanakkale’de boğaza düğümlenen his. İşte bu yüzdendir ki yutkunur da konuşamaz Çanakkale…
Siz gecenin bir yarısında, karanlığın içinden yükselen ve vatanı uğruna, bayrağı uğruna hayatını feda eden o kahramanların seslerini, gülüşlerini, hasret kokan türkülerini, ahlarını hiç işittiniz mi? Öyle derin fırtınalar kopar ki içinizde Çanakkale’de. Hiç farkına varmadan çiğ taneleri süzülür gözlerinizden damla damla, hıçkıramazsınız bile…
Çanakkale’de bastığınız her yere titreyerek basarsınız. Neden biliyor musunuz? O toprağa her bastığınızda, dedenizin üzerine basıyormuş gibi olursunuz da ondan. Çünkü şüheda fışkırır toprağın her bir karışından. Basmaya korktuğunuz o toprakta her adım atışınızda bomba seslerini, kurşun vızıltılarını, şarapnel parçalarının can alan, yetim bırakan ıslıklarını duyarsınız kulaklarınızda.
Soğuktur gece, umudumuzdur, canımızdır Çanakkale. Silah sesleri, kan, kol, ayak, yüz, çene, parmak… Çanakkale mahşer, Çanakkale kıyamet, Çanakkale yorgun, uykusuz bitkin… Çanakkale’de gün uyur, deniz uyur, hava uyur ve savaş dahi uyur ama Mehmetçik uyumaz. Yutkunur yutkunur ama konuşamaz Çanakkale…
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor,
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
“Sen bu âvizenin altında bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
Türbedarın diyerek ta fecre kadar bekletsem
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem
Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana”.
Vatan uğrunda sonsuzluğa erişen ve Çanakkale Zaferinin onurunu bizlere bahşeden tüm gazi ve şehitlerimizin, Çanakkale’yi Türk’ün istiklal mücadelesine önsöz yapan ve varlığını Türk varlığına armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün, silah arkadaşlarının ve nice isimsiz kahramanlarımızın aziz hatırası adına;
Ruhları şad olsun, minnetle…