Cumhuriyet Halk Partisi’nin 36’ıncı olağan kurultayı yapıldı.Kazanan Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Osmanlı döneminden bu yana: Bizim ülkemizde köklü vedeğişmeyen bir anlayış var; Alpaslan Türkeş, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, MuhsinYazıcıoğlu… Bu liderler şuan ömürleri sona erdiği için partilerinin başındadeğiller...
Partileri 9 kez veya ömür boyu seçimleri kaybetse de okoltukta oturmaktan mutlu oldukları bilinen bir geçektir.
Demokrasilerle yönetilen ülkelerde siyasi partiler olmazsa olmazıdır.Bu yoldan hareket ederek Seçimler sonucunda en çok oyu alan parti iktidar olur.Muhalefet partileri de üstelerine düşen görevi yapar, iktidar partisininyaptıkları olumlu veya olumsuz icraatları eleştirir veya takdir eder. Bunda kimsenin bir diyeceği olmaz, olamazda.
Ancak: Bizim ülkemizde bilhassa ana muhalefet partisi hiçbirzaman iktidar olmak için bir çaba göstermez. Bazı spor takımları gibi maça 1-0 geridebaşlar. Çünkü iktidar olmak gibi bir niyetleri yok. İddiasız olarak yola çıktığınızdapsikolojik olarak iddialı olan bir partiyle elbette yarışamaz ve sonuçta ipi göğüslemeyesiniz.
Kurultay konuşmalarında Kemal Kılıçdaroğlu: 2019seçimlilerine dönük bir hedef ortaya koymadı. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayınınasıl belirleyeceğini anlatmadı. Konuşmasında en çok eksikliği hissedilen;değişimin ve yenileşmeydi. Yeni heyecan ve yeni bir umut veremedi.
Muharrem İnce ise heyecanlı ve daha çok eleştirel konuşmayaptı. % 42 oyu hatırlatıp iktidar ateşini yakmaya çalıştı. Bir miktarda KemalKılıçdaroğlu’nu da eleştirisinin içerisine koydu.
İstanbul’un bazı ilçelerine bağlı kaldıklarını ve bunula yetindiklerininaltını çizdi. Ülkenin geleceği için yeni bir vizyon ortaya koyamadı.
Sonuç olarak seçim sonuçlarından Muharrem İnce sürprizi beklenirkenyine ikinci kez kazanma şansı elde edemedi.
Hâlbuki gelişmiş ülkelerde seçim sonuçlarında başarısız olanbir lider hemen istifasını verir ve faturayı kendisine keser.
İşte aramızdaki fark budur. Bizde bu şekilde bir alışkanlık olmadığıiçin. Zaman zaman demokrasi sekteye uğramıştır.
Diğer taraftan:
CHP tabanının dadünyadaki popülist liderler trendine uygun bir lider arayışı içinde olduğunusöylemek mümkün. Öyle anlaşılıyorki; CHP delegesinin önemli bir bölümü, Kemal Kılıçdaroğlu’nunpartiyi daha makul bir çizgiye çekmesinden ve CHP‘yi geleneksel kodlarındansaptırmasından çok da mutlu değil.
Gönül isterki ana muhalefet partisi liderinde ‘ben partimiiktidara taşıyamadım, taze kan gerekiyor’ diyerek yarışı rakibine vermesi daha iyi olacaktı…
Tabanın istediği de bu yoldaydı. Taze kan her zamanbulunduğu kuruma heyecan ve başarı getirmiştir.
Onun için başlıkta dediğim gibi “eski hamam eski tas” bukadar tantanaya ne gerek vardı. Ama yasa gereği elbette zamanı geldiğinde genelseçimlerin olduğu gibi siyasi partilerinde seçimleri yapılacaktır.
Derinden gelen ses partiye yeni soluğun gelmesiydi. Fakatbizim geleneksel olarak gördüğümüz bu anlayış yine değişmedi. Partinin dedeğişimden mahrum kalması da secim sonuçlarının en fazla %25 seviyesinde kalması da kaçınılmaz oldu.
Muharrem İnce, taraftarlarının bir sözü ile yazıyıtamamlayacağım.
“kazananı değiştirmek için önce kaybedeni değiştirmek lazım”