Yardımlaşmak, cömert olmak, müsamahalı olmak, fedakarolmak, başkalarının zor durumunda yardımcı olmak iyi bir Müslümanınhasletlerindendir.
Kur-an’ı kerim ve hadisi şeriflerde; Müslümanlarıncömert, fedakar, yardımlaşan ve Müslümanların bu gibi hasletlere sahipolmalarını vurgulayan, hatta salih bir Müslüman olmanın bu çeşit meziyetleresahip olması gerektiğini belirten bir çok ibareler vardır.
Dünya üzerinde milyarlarca insan yaşamaktadır.
Bu insanların dini, dili, kültürü, rengi, milliyeti, örfve adetleri hatta şekilleri bile farklıdır.
Ama hepsi de yüce Allah’u Tealanın bir eseridir.
Bu insanlar yaşamları boyunca bir çok olaylarlakarşılaşabilirler.
Facia, felaket, vb. gibi.
Bir felaket, insanlardan bir toplum üzerine aksettiğizaman, diğer insanlar hep birden zorda kalanlara yardım etmeye çalışırlar.
Bazen olur ki, zor durumdayken başka birine yardım bileedebilir.
İnsan bu tip olaylarda yardım ettiği insanların kendiailesinden, dininden, milliyetinden, renginden olmasına bakmaksızın yardımeder.
Hatta düşmanı dahi olsa o esnadaki insani duygularıkabarıp yardım eder.
Bu çeşit yardımlaşmalar insanların yaratılışında vardır.
İnsanlar böyle (yaratılıştan olan) yardım etme duygusununyanında bir de inançlarından kaynaklanan yardımlaşma ve karşılığında da Allah(cc)’nun mükafatlandıracağını benimsenmiş ise, o zaman o insanın yardımetmesini hiç bir kimse engelleyemez.
Bu hususta Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmenizdeğildir.
Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiretgününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasınıgözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere vekölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir.
Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir.
Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder.
İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır.Muttakîler ancak onlardır!”
Bu ayeti kerime; hırsın, cimriliğin ve zaafın köleliğindenkurtulup azat olmaya işaret etmektedir.
Yani, insanları Allah yolunda vermekten alıkoyan,nefisleri cömertlikten men eden, mal sevgisinden ruhun kurtulup azat oluşudur.
Yine bu ayeti kerimenin işaret ettiği mal sevgisiüzerindeki ruhi kıymettir.
İnsanın sevdiği malın değersizinden yahut kötüsündendeğil de, sevdiğinden elini ve gönlünü çekip salıvermesinin insan zihnindemeydana getirdiği değerdir.
Böylece, malın kulu olmaktan kurtulan insan, bu vesileylekendisini zelil kılan hırstan da kurtulmuş olur.
İnsanlar dünyaya hiç bir şeye malik olmayarak geldiler.
Allah onlara nimetlerini verdi ve zenginleştirdi.
Sonunda da Allah (cc), kendi verdiği nimetlerden birşeyler isteyince insanlar, Allah’ın vermiş olduğunu unuttukları gibi en ufakbir şey dahi harcamadılar.
İnsanoğlu zannediyor ki, mal biriktirmek hayır getirir.
Aksine bu insanlar için büyük bir şerdir.
Şu bir gerçektir ki, her canlı mutlaka bir gün ölecektir.
İnsanlarda öldükleri vakit biriktirdikleri ve Allahyolunda harcamaktan korktukları o mallar, fani olan bu dünyada kalacaktır.
Zaten bu mallar kısa bir süre için emanet verilmiştir.
Geri dönüş yine O’nadır.
İnsanlar ancak Allah yolunda harcadıklarının sevabınıgötürebilecek ve kendi haklarında bir hüccet olacaktır.
İnsan bir şey yaparken şayet Allah’ın rızasını gözetmeyipsırf gösteriş olsun diye bir şeyler yapıyorsa, vay o insanın haline!
Ve işte bundan dolayı insanı mal, evlat ve fedakarlıkkonusunda uyarıyor.
Allah’u Teala bunları insanı denemek ve tecrübe etmekiçin vermiştir.
Allah (cc) kulunun bu konularda ne yaptığını ve nasılhareket ettiğini görmek için insanı denemektedir.
Kul bu nimetin hakkını ödeyerek şükredecek mi, yoksaAllah’ın hakkını eda etmekten gaflet ederek başka şeylerle mi uğraşacaktır.Ayette imtihandan bahsedilmektedir.
İmtihan sadece sıkıntı ve yoklukla değil, bazen de bollukve genişlikle de olur.
Mal ve evlatta bu bolluk ve genişlik içerisindedir.
İnsan bu imtihan sırasında, Allah’ın nimetlerine şükredipgerekeni yaparsa ne mutlu.
Elindekilere şükretmeyip inkara giderse sonunun hiçte iyiolmadığını Allah’u Teala her fırsatta bildirmektedir.
Kalın Sağlıcakla.