Bu yazımda insan dediğimiz mahlûkatın doğuştan var olanyapısına biraz göz atalım mı? İlk öncelikle şunu söylemek gerekir… Dünyadayaşayan ‘’insan’’ dediğimiz varlık karmaşık bir yapıdır. Biz insanı ‘’vicdanlı,merhametli, nice karakteristiği içerisinde barındıran varlık’’ diye biliriz.Gerçeği öyle midir? Diye bir soruyu soralım mı?
Kesin bir bilgidir… Gerçeği asla öyle değildir… İnsanlar senkendilerinden aşağı konumdaysan seni severler… Bu değişmez bir kural gibidir… Nezaman ki kendilerinden üstün konuma geldiğin zaman, sevmez olurlar… Çünkü:onların görmek istediği senin onlardan aciz konumda olma durumundur… Acizsençok sevilirsin… Aciz değilsen sevilmezsin… Kontrol edebildikleri üstündetahakküm kurabildikleri insanları daha çok severler… Türkiye’nin durumu dabiraz böyle değil mi? Nedense bu sözleri yazarken, koskoca bir medeniyetin sonkalesi ‘’Türkiye’’ yani bu azizVatanı aklıma getirdi. Yüzyıllarca üstünde oyunlar oynanan, jeopolitik durumu,stratejik konumu itibariyle, enlem boylamda olması, tüm dünyanın keskinbakışlarını ülkemizin üstünde gezinmesine neden oluyor…
İnsana dönelim… Cümlenin devamını getirelim…
İnsan yapısı öyle sofistike bir yapıdır ki her an onlarca iyi-kötüduyguyu, düşünceyi, zıt kutuplarda düşünüp hissedebilir… Nefret duyduğu insanakarşı, çıkarları söz konusu olunca, çıkarları doğrultusunda çok seviyormuş gibirol yapabilir.
Her an yalan söyleyebilir…
Görünürde, ‘’ne kadar iyi kalpli bir insan? ‘’ ‘’Çok yardım sever… Herkese yardım eliuzatıyor… ‘’ gibi bir görüntü de verebilir… Oysa o zenginliğe gelinceye kadar,yardım etmek, yardım yapmak, aklının ucundan bile geçmemiştir…
Tabiii bu yazdıklarımız bütün geneli bütün insanları kapsamıyor…Zengin olmayı hırs yapan insanları kapsıyor… Ve zenginliği yani ‘’ Para ben de güç ben de… ‘’’ birdiğer değişle ‘’ Kalas gibiyim… Kıroyumama… Para bende…’’ diye düşünen insanlar için geçerli… Uygarlığın -özgürlüklerinülkesi diye her konuşmalarında kendilerini böyle tanımlayan ve dünyaya böylelanse eden ama gerçeğinde vahşi kapitalizmi dünyaya pazarlayan Amerika’da birazböyle davranmıyor mu? Halk tabiriyle … ‘’Kıro gibi!’’
Devam edelim…
Bu hırslı insanlar, ne zaman ki istedikleri doygunluğaerişince, işte o zaman hepsi veya bir çoğunluğu melaike kesiliyor… Sanırsınızki hepsi melek olmuş… Öyle bir yardımsever olmuşlar… Yüzlerinde müstehzi birifade ile gülümsüyor baş sallıyor… ve ‘’Ne olacak canım tabi ki yardım ederiz… İhtiyaç sahiplerine…‘’ gibi bircümle kurabiliyorlar…
Ve …. Tabiii ardından yardım etmeler, vicdanlı bir ruhhaline bürünüp, nerde yardım yapılması gereken bir yer varsa, hemen orayagitmeler.… Falan – Filan… İşte falanca cemiyetin yardım gecesi için toplandık,işte filancanın yardıma ihtiyacı var, onun için gece düzenledik… ‘’ gibi, ‘’yardımlartoplamalar ve ihtiyaç sahiplerine göndermeler’’ gibi, mikrofon uzatılıncaaçıklamalar, konuşmalar, poz poz cemiyet fotoğrafları, gazetelerde yer alır…Zaten, asıl amaç basın yayın yoluyla, yapılan yardımların toplumda görülmesi –duyurulması itibar üstüne itibar eklenmesidir… Amerika- Ortadoğu politikasında işteböyle ikiyüzlü bir politika izliyor, diye düşünüyorum…
Tabiii yardım yapacak zenginliğe ulaşıncaya kadar hangiyollardan geçtiği ve ne şekil zengin olduğu çoktan unutulmuştur!… Veya muamma..Tıpkı Avrupa Birliği ve Amerika’ nın Ortadoğu’ya sattıkları silahlarla,konforlu bir hayatı toplumlarına yaşattıkları, ekonomilerini garantiyealdıkları ve ne şekil ekonomilerini ayakta tutmalarının unutulduğu gibi… Birayrıntı.. ‘’ Konuştuklarında dürüstlükten söz etmeyi de unutmazlar..’’
Ve…
İnsanların hafızasında ‘’çok varlıklı, çok zengin ama gözü de bol… Cömert… bir insan…’’ ‘’İhtiyaçsahiplerine hemen yardım ediyor… ‘’ gibi düşünmeler.
Şimdi gelelim esas noktaya….
Artık çok fazla zengin olunca her durum lehlerine gelişir veesas yüzleri de o zaman meydana çıkar… Yardım yaptığı insanların arkasından,sokak jargonundan küfürler mi dersin… Ağza alınmayacak kötü sözler mi dersin…aklına ağzına ne gelirse söylemekte bir beis görmüyorlar… Böyle yapınca sonuçne?
Herkes yanlarından uzaklaşıyor… ( Bu da bir politikdavranıştır. Asla rastgele değildir.)
Sonrasında, ‘’zenginleryalnız olurlar…’’ ‘’ Yalnız yaşarlar… ‘’gibi bir intiba çıkıyor ortaya… Ve yaşadıkları yalı veya villa veya triplexvillaların kapısının önünde şöyle bir tabela konulur…. ‘’Dikkat köpek var… ‘’ yani yaklaşmayınız demek istenir…
Doğrudur… O kadar zengin olunca, kapıya da köpek bağlamakgerekir… Kimse yaklaşmasın diye…
Detay: boğazda yalılarda zenginler oturur… Arkasında daha azzenginler oturur… Arkasında daha daha az zenginler oturur… Taki kendi halindeyaşayan insanların ( hakiki toplumu oluşturan bireylerin..) onları göremeyeceğibir uzaklığa gelinceye kadar. Yani toplum içinde ki sınıf farkı ülkeler içindegeçerlidir, ülkeler arasında da vardır.
Fakir insanların zenginlerin insafına kaldığı gibi, fakirülkeler de zengin ülkelerin insafına kalmıştır…
Son söz
Bu yazıyı neden yazdığıma gelince… İnsanoğlunun davranışlarıile ülkelerin birbirlerine yaklaşımları ne kadar çok birbirine benziyor,örtüşüyor değil mi? ‘’ Müneccim olmaya gerek yok! Dünyanın en güzel doğaharikası yerlerinde zenginler oturuyor. Toplum kendi halinde, geçim derdindeyaşamaya çalışıyorsa, çabalıyorsa, orada sorun var demektir… Çıkar ilişkilerisöz konusu olunca orada girift bir ilişki de var demektir… Bu yazdıklarımız bütünzenginler için geçerli değildir… Çıkar ilişkileri ile kolay para kazanan, yaniillegal yollardan para kazanmaktan çekinmeyenler için geçerlidir… Çünkü kendihalinde yaşayan illegal yollara tevessül etmeyen helal rızık kazanmaya önemveren, önemseyen ‘’ haramı helali bilenyaptığı yardımı reklam vesilesi etmeyen’’ zenginlerde yok değildir… BakınızRichar Hovey ne diyor… ‘’Milletlerin zenginliği, ipek, pamuk ya da altın, değil ‘’insandır… ‘’ Yaniböylesi insanlarımızda mevcuddur… Yazının başında sorduğumuz soruyuhatırlayalım mı? ‘’ İnsanlar vicdanlı merhametli mi?’’ diye sorduğumuz soru…Hakikatte insanlar da ‘’ Vicdan merhamet yoktur… ‘’ Varmış gibi davranılır, rol yapılır…. Paranın öldürdüğü ruh, kılıcınöldürdüğü bedenden fazladır… ‘’ Büyük bir medeniyetin mirasçıları olarak, neolursa olsun biz Türk Milleti insanlığımızı kaybetmeyelim. Ucuz davranışlarbize göre değil! Bünyemiz kaldırmaz. Geçmiş tarihimiz buna müsaade etmez. Uyanıkolalım. Diplomasiyi ona göre yapalım… Ne dersiniz! Gününüz sağlık vebaşarılarla geçsin. Hoşça kalınız.
SURETİ GÖLGE SEVGİLİ adlı henüz yeni yayınlanan ve okuraulaşan kitabımdan bir paragraf.. Kitap kahramanımız şöyle diyor..’’ Sen dostumdeğil miydin? Neden merhameti öğretmedin? Merhametli gibi görünüp, merhametsizolan çok insanlar tanıdım….. ’’