Bu gün yine sık sık yazdığım bir konudan söz edeceğim. Düğün daveti ve davet görgüsü... İşin sonunda yine görgü var. Düğün davetiyesi bir akittir. Ne zaman akittir? Alıp kabul ettiğin zaman... Düğüne davet ediliyorsun... Tek taraflı bir akit... Kabul ediyorsan iki taraflı akittir. Genelde iki taraflıdır. Düğününüze kimin geleceğini üç aşağı beş yukarı bilirsiniz. Ona göre davetiye gönderirsiniz. *** Görgü kuralları yavaş yavaş oturuyor. Davetiyelerin altında LCV görüyoruz. Daha önce de yazdım, ama tekrarlamakta fayda var. Neydi LCV ? Lütfen Cevap Veriniz. Yani gelip gelmeyeceğini bildir. Geleceksen de bildir. Gelmeyeceksen de bildir. Geleceksen kiminle oturmak istediğini de bildirebilirsin. Bu şansın da var hani... Biz genelde tanımadığımız kişilerle oturmayı sevmeyiz. Halbuki yeni birileriyle tanışmak daha iyi değil mi? *** LCV konusuna devam edelim. Adam sana diyor ki.. Lütfen arayınız. Ara ki düzenimi ona göre yapayım. Masaları ona göre ayarlayayım. Yiyecek ve içeceklerimi tedarik edeyim. Özellikle yemekli düğünlerde bu iş daha da zor… Davetiyeye cevap vermeye elbette alışacağız. Düğün sahiplerinden bilgi alıyoruz. Cevap verme oranı %50 civarındaymış. Hadi olsun %70. Kalan %30 rasgele gelecek. Gelecek mi? Gelmeyecek mi? O da belli değil. Düğün sahibi ne yapacak şimdi? Masa düzenlemeli mi? Yemek ayırmalı mı? *** Başkasını zorda bırakmak ayıptır. Cevap vermemek akide uymamaktır. Kısacası görgüsüzlüktür. Şimdilik hoş karşılanıyor. Zamanla hepimiz bu kurallara uymalıyız. Konuşarak tartışarak yenilikleri yakalayacağız. Statükoculuğu bırakacağız. Yeni dünyanın hızına ayak uyduracağız. Görgü sistemlerine adapte olacağız. Nüfus artıyor, kurallar da değişiyor. Ya uyarsın ya da kaybolur gidersin. İyi günler.