b) Aşık Edebiyatı: Aşık, Türk Halk edebiyatında XV. yüzyılın başından itibaren görülen şair tipidir. Aşıklık geleneğinde:
Mahlas alma. Leb- değmez (b,m,v,f,p).
Bade içme. Askı (Muamma)
Usta- çırak ilişkisi. Dedim – Dedi tarzı söyleyiş
Atışma. Tarih bildirme
Nazire söyleme. Saz çalma.
I.Koşma:
En çok sevilen ve kullanılan nazım biçimidir.
Genellikle 11’li hece ölçüsüyle söylenilir.
Genellikle dörtlük sayısı: 3 ve 6’dır.
Şair, son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler.
Kafiye örgüsü Koşmadaki gibi “xaxa veya abab, cccb, dddb…” şeklindedir.
İşlediği konulara göre değişik isimler alır:
Güzelleme: İnsan, tabiat, aşk ve sevgi konuları ve bunlara ait güzellikleri işleyen ve lirik olarak söylenilen şiirlerdir. Temsilcisi: Karacaoğlan.
Koçaklama: Kahramanlık, yiğitlik, vuruşma konularını işleyen ve bu kavramları öven, koşma nazım şekliyle yazılan şiirlerdir. Temsilcisi: Köroğlu.
Taşlama: Şahısların yahut toplumların kötü yönlerini ele alan ve bunları eleştiren şiirlerdir. Temsilcisi: Seyrani.
Ağıt: Ölen birinin ardından söylenen şiirlerdir. Anonim Halk edebiyatında da aynı isimle söylenen şiirler vardır; fakat farkı buradaki ağıtların söyleyeni bellidir.
II.Semai:
Hecenin 8’li kalıbıyla söylenir.
Dörtlük sayısı 3 ile 5 arası değişir.
Kendine özgü bir ezgi ile söylenir.
Uyak düzeni koşmadaki gibidir.
Konuları: Aşk, sevgi, doğa, güzellik gibi…
III.Varsağı:
Hecenin 8’li kalıbıyla söylenir.
Koçaklama tarzı şiirlerdir.
Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri türkülerdir.
Dörtlük sayısı ve uyak düzeni Koşma ile aynıdır.
Bre, be hey, hey, hey gidi gibi ünlemler kullanılır.
Yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenilir.
En çok Varsağı söyleyen şair Karacaoğlan’dır.
IV.Leb- değmez:
Saz şairleri arasında atışmalar, taşlamalar gibi karşılamalarda “b, m, v, f, p” harflerini kullanmadan söyledikleri şiirlerdir.
V.Destan:
En uzun nazım biçimidir.
100 dörtlüğe kadar olanları vardır.
Hecenin 11’li kalıbıyla söylenir.
Kafiye düzeni Koşma ile aynıdır.
Konuları: Savaş, kahramanlık ve sosyal konulardır.
c)Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı: Halk edebiyatının “tasavvufi halk edebiyatı” ya da “tekke edebiyatı” denilen dalı XII. yüzyılda Ahmet Yesevi ile başlamıştır. Fakat Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir.
Anadolu’da XIX. yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla birlikte gelişmiştir.
Yalın bir dille yazılmıştır.
Aruz ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
Nazım birimi dörtlüktür.
Tarikatlara göre değişik isimler alır.
Kendine has, özgü, bestelerle okunur.
Nesir şeklinde olanlar da vardır.
I.İlahi:
Allah sevgisini işleyen dini konulu şiirlerdir.
Kendine özgü bir ezgi ile okunur.
Hem Koşma hem de Semai biçiminde yazılmıştır.
Hem hece hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Hece ölçüsünde 7, 8, ve 11’li kalıplar tercih edilir.
Alevi ilahilerine: “nefes, deme, deyiş”
Mevlevi ilahilerine: “tapuğ”
Halveti ilahilerine: “durak” adı verilir.
II.Nefes:
Bektaşi aşıklarınca yazılan, söylenilen tasavvufi şiirlerdir.
Hz. Peygamberimize ve Hz. Ali’ye övgüler işlenir.
Dili sadedir.
Biçim olarak Koşmaya benzer, dörtlükler halinde hecenin 7, 8 ve 11’li kalıpları ile yazılır. Az da olsa aruzla yazılanı vardır: Pir Sultan Abdal.
III.Şathiye:
İnançtan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir.
Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır.
Bu tür şiirler genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır.
IV.Nutuk:
Tekkelerde pirlerin, mürşitlerin tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini, adabını öğretici mahiyette söylenen şiirlerdir.
Şekil yönüyle Koşmaya benzer, hecenin 11’li kalıbıyla söylenir. 7 ve 8’li olanları da vardır.
V.Devriye:
İnsanın varoluşunu anlatan tasavvufi şiirlerdir.
Hecenin 11’li kalıbıyla söylenilir.
VI.Deme:
Alevi geleneğine bağlı şairlerin ilahi tarzındaki şiirleridir.
Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin’e karşı ilginin yoğun işlendiği şiirlerdir.