Sevgil dostlar, Çok önemli badireler atlattık, atlatıyoruz. Ama her ne kadar süreç bizi üzse de dik durmamız gerekmekte ve yapmamız gereken şeylere odaklanmamız lazımdır. Aziz ülkemizin geleceği olan yavrularımızın bizlerden sonra daha iyi yaşaması adına bu durum kaçınılmaz gerçeğimizdir. Bunların başında ve en önemlisi olan eğitimdir. Eğitimde özümüze dönme ve erdemli faziletli bireyler yetiştirmemiz geleceğimiz açısından çok önemlidir. Türkiye cumhuriyetinin şekillendiği yıllarda Osmanlının üzerine sünger çekilmiş 2000 yıllık mirası yakın zamana kadar yapılmakta olduğu gibi millete unutturulmaya yeni yeni kurallar kanunlar, örfler adetlerle üzeri örtülmeye çalışılmıştır. Bunun birebir devlet eliyle yapılması çok acı. Medeni Kanunu İsviçreden, Ceza kanunu Fransadan, Eğitim sistemini başka yerden derlenmesi sonucu kendi öz benliğinden ve, kültüründen uzak bir biçimde şekillenmiştir. Halbuki ; Litarretürde bilinmektedir ki Her kadim halk kendi eğitim sistemini geliştirir ve uygular, yani buna şöyle demek de mümkün Eğer kadim ve tarihte mazisi olan bir kültürsen kendi sistemini kendin üretirsin. Eğer böyle bir geçmişe sahip değilsen bunu taklit edersin. İlk yıllarda ve yakın zamana kadar hep inkâr politikası güdüldüğü için elbette ki eğitim sistemi de reddedildi. Aziz ecdadımız Selçuklu ve devamında Osmanlı sırf eğitim alanında değil gerek askeri gerek mali konularda bir çok ülkenin de ilham aldığı gibi asıl sahibi olan biz Türklerinde alması yerine inanılmaz derecede inkara gidildi. Bunun yerine batının çürümüş kokuşmuş tüm tekniklerini denedik. Ne oldu Durum ortada. İnsan yetiştiremez olduk. Ecdat ilk önce talebeye fazilet duygusunu aşılamaktaydı. Neden mi ? Çünkü fazilet sahibi bir mühendisin yaptığı bina tekniğine uygun kar etmek için gerekli malzemeleri eksik kullanma zihniyetinden muaftı. Şimdi yaşadığımız şu zamana bakacak olursak . Para için adam kesen hatta onunla da kalmayıp organ ticareti yapan doktor. Eksik çimento koyup bina çökerten mühendis. Saçma sapan çizim yapıp emsalsiz mimarimizi ve şehir siluetini bozan mimar görmek normal sayılır hale geldi ve inanın bunu çoğaltmak mümkün. Ana haberi dinlediğiniz zaman veya üçüncü sayfa haberleri okuduğunuz zaman var olan olumsuzlukların temelinde eğitim ve daha da önemlisi Faziletten , erdem den uzak eğitim sisteminin olduğu görülür. Şimdi ecdadın neden ilk önce insan olmayı öğrettiğini biraz daha anlamış olduk sanırım. Çünkü insani ve rahmani değerler çatısı altında yetişen bir talebe bahsettiğimiz olumsuzlukların hiçbirini yapmaz. Tabii ki istisnaların kaideyi bozmaması şartıyla. İstemeden kulak misafiri olduğum bir konuşmada zor durumda kalan ve iflasını açıklayan bir arkadaşımızın konuşmaları şu şekildeydi. Ben paramı alamadım benim borçlu olduğum adamlar var istersem öderim param var ama ben iflas ettiysem onlarda sonucuna katlanacaklar. Görüldüğü üzere toplumun her kesiminde bu tür olumsuz davranışlara rastlamak mümkün. Toplum da bu ve bunun gibi olumsuz davranışların sıradanlaşması sonucu toplumda yozlaşma ve özünden kopma gerçekleşmiş oluyor. Yapılan davranış olağan gibi karşılanıp özümseniyor. Uzun lafın kısası eğitim sistemimizin baştan sonadeğişmesi şarttır bunun nasıl yapacağız dersek en büyük ders alacağımız şey yine kendi tarihimiz ve aziz ecdadımızdır. Tıpkı ecdat gibi ilk önce erdemli ve faziletli bireyler yetiştirmek aslında çoğu şeyi başarmanın yarısıdır. İnşallah aziz ülkemize ve aziz tarihimize yakışır nesiller yetiştirerek dünyada benliğimizi ve kültürümüzü örnek kılacak seviyeye gelmesi ümidiyle. Selam ve saygıyla Abdullah Maraşlıgil