Efendimiz (sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor:

"Şunu iyi dinleyip kulak verin: Benden sonra başkanlar gelecektir. Kim onların yanlarına girip de, yalanlarını doğrulayıp, zulümlerine yardımcı olursa, o benden değildir; ben de ondan değilim. Bu kimseler, cennetteki havuzumun başında yanıma gelemezler.

Kim de onların yanına girip, zulümlerine yardımcı olmaz, yalanlarını da doğrulamazsa, o bendendir, ben de ondanım. Ayrıca; bu kimseler, havuzumun başında yanıma da gelecektir."

Buradan yola çıkarak:

              Büyük bir devrim gerçekleştirmiştir ve insanlığa faydalı olması açısından önemli hizmetler yapmıştır. Bunlar neler olmuştur; En önemli 10 madde:

 
1-Cami ve okulu aynı anda birlikte inşa etmiştir.
2-İlk yazılı ve çoğulcu anayasa Efendimizin eseridir.
3-Gayri Müslimlerin haklarını koruma altına almıştır.
4-Devlet yönetiminde teşkilatlanmayı gerçekleştirmiştir.
5-Ekonomi alanında önemli adımlar atmıştır.
6-Halifeler seçimle göreve getirilmiştir.
7-Sistemli bir devlet teşkilatı oluşturulmuştur.
8-Adli teşkilatlar oluşturulup vilayetlere kadılar atanmıştır.
9-Askeri amaçlı olarak “ikta sistemi” uygulanmaya başlamıştır.
10-Bu dönemde İslam Devleti Medine bölgesinin siyasi anlamda en güçlü devlet haline gelmiştir.


             Peygamber Efendimiz (sav) bu yapmış olduğu hizmetleri ile göstermiş oluyor ki; bir kimseyi diğerinden ayırt etmeden, ADALET ve HAKKANİYET ölçülerine uyma, O'nun kaçınılmaz ve vazgeçilmez prensiplerinden idi. ADALET ÖNÜNDE: “SOY, MEVKİ, MAKAM, MAL, MÜLK” gibi farklılıklar gözetmez; hakkın yerini bulmasına gayret gösterirdi.

             Devlet başkanı olarak Hz. Muhammed (sav), toplumda Müslümanlar arasında veya İslam Devleti’ni altında yaşayan, bulunan gayr-i Müslimler arasında çıkan anlaşmazlıkları, dava konusu olan problemleri de çözümlüyordu. Bu gibi durumlarda davacıyı olduğu kadar davalıyı da dinliyor; yerine göre şahitlerin bilgisine başvuruyor, getirilen delilleri değerlendiriyor ve meseleyi fazla uzatmadan, sürüncemede bırakmadan, çoğu zaman hemen o anda, değilse en kısa zamanda çözüme bağlıyordu.

                Türkiye’mizde başta kadın şiddeti, çocuk istismarı, tecavüz, insan canına kıyma, devlet içinde  (bürokrat, siyasetçi, milletvekili, bakan, başkan, cumhurbaşkanı gibi…) rüşvet, torpil, referans, kıyak, yolsuzluk, hırsızlık, gasp, tehdit, şantaj, desise, hile, oyun, sahtekarlık, vurgunculuk, tokatçılık gibi… ahlaksız ve şerefsiz fiiller içerisinde bulunma ve bunu da çeşitli sıfatlar altında gizlenerek yapmak, maalesef TÜRKİYE adına TÜRKLÜK adına MÜSLÜMANLIK adına İNSANLIK adına UTANÇ verici bir durumdur.

                Artık, ülke olarak silkelenme vaktimiz geldi… Sizleri başta Kainatın Efendisi İki Cihan Şahı, Şahlar Şahı, Padişahlar Padişahı Alemlere rahmet olarak gönderilen son Nebi Hz. Muhammed’in (sav) kuts-i hadisi ile uyandırmak istedim ve dikkat-i nazarlarınızı çekmek istedim.

                Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “GENÇLİĞE HİTABESİ” ile bitirmek istiyorum.

                                               ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

HATIRLATMA: Özellikle altı çizili olan cümlelere dikkat edelim!

Kalın sağlıcakla…