Bir fareyle bir kurbağa ırmakkıyısında tanışmıştı. Her sabah bulundukları yerden çıkıp buluşuyor,birbirlerine ilginç hikayeler anlatıyor, hoşça vakit geçiriyorlardı.
Busohbetler, ikisinin de çok hoşuna gidiyordu.
Farebir gün kurbağaya dedi ki:
Nezamandır sana bir sır açıklamak istiyorum; lakin sen suda koşturup duruyorsun.Kıyıdan sana sesleniyorum fakat beni duymuyorsun. Yalnızca sabahları buluşmakbana yetmiyor. Seni özlüyorum.
İstediğimzaman seni görmek seninle muhabbet etmek istiyorum; ama suya dalmama da imkanyok. Buna nasıl bir çözüm bulalım?
İkidost, bu konu hakkında düşündüler. Sonunda şuna karar verdiler:
Uzunbir ip bulacak, ipin bir ucunu farenin kuyruğuna; diğer ucunu da kurbağanınayağına bağlayacaklardı.
Konuşmakistediklerinde bu ipi çekerek birbirlerini haberdar edeceklerdi.
Fare,
Böylecebirbirimize sıkı sıkıya da bağlanmış olacağız, dedi sevinçle.
Bukarar, kurbağayı huzursuz etmişti. Yine de bağlanmaya razı oldu. Fare,kurbağayla görüşmek istediği zaman ipi çekiyordu. Kurbağa işareti alıparkadaşının yanına gidiyordu.
Birgün ansızın kara karga geldi ve fareyi kapıp götürdü. Karga yükselince fareyeiple bağlı olan kurbağa da suyun dibinden çıktı.
Fare,karganın gagasındaydı. Kurbağa da ayağı ipte, havada asılıydı.
Bunugören insanlar şaşırıp kaldılar. Diyorlardı ki:
“Bakınhele; kurnaz karga, kurbağayı nasıl da avlamış?”
Kurbağakendi cinsinden olmayan biriyle arkadaş olmanın cezasını böyle çekti.
(MESNEVİDEN ÖYKÜLER)