Bu gün dördüncü orucumuzu tutuyoruz. Dün bir bugün dört nasıl geçti anlamadık... Ömür de böyle hızlı  geçiyor. Ölümlü dünya hızla dönüyor. Başka bir deyişle “Hayat devam ediyor.” Geçim derdi, siyaset, terör falan... Bunları bir kenara bırakıp sakinleşin. Nefes alın. Ve şükredin. *** Ramazan ayında daha sakin olmalıyız. Allah'ın ipine tutunma fırsatı devam ediyor. Sık sık uyarıyorum. “Fark edin nimetleri” Ot gibi yaşayıp gitmeyin. Allah’ın nimetleri sonsuz… Fark etmeye ömür yetmez. Çok fark edin, çok şükredin. *** Yeni Kabine... Dokunulmazlıkların kaldırılması... Şehit haberleri ile kahroluyoruz, üzülüyoruz. Ramazan huzurundan medet arıyoruz. Bütün bu sıkıntılı durumları bir kenara bırakın. Etrafınıza bakıp nimetleri görmeye çalışın. Dostlarınızı arayın veya ziyaret edin. Veyahut kısa bir gezi yapın. Örneğin Ahır Dağı’na doğru yola çıkın. Yol kenarları sedir ve akasya ağaçlarıyla dolu... Muhteşem manzaralar göreceksiniz... Şehre yukardan bakmanın  keyfini alacaksınız. *** Bu fırsatları kaçırmayın. Alın çoluğu çocuğu ve çıkın dağa. Akşam beşten sonra da olur. Yani iş bahane değil. Biraz domates biraz salatalık… Hadi biraz da peynir… Cennet’te bir fakir sofrası… İftarı dağda açmak çok keyifli olacaktır. *** Mutluluk kapınızın önünde… Cennet burnunuzun dibinde… İster zengin ol ister fukara. Yeter ki nimetleri fark et... Ömür sınırlı... Sayılı gün çabuk geçer. *** Tekrar ediyorum; Ramazan ayı fırsattır. Bu fırsatı kaçırmayalım. “Nimetleri fark et ve şükret” İnsan olmanın yolu buradan geçer. Ot bile rüzgârda sallanarak şükreder. Halindeki en ufak değişiklikle mutlu olur. Biz ot gibi yere bağlı değiliz. Nimetleri arayalım bulalım. Mutluluğu yakalayalım. Belki de bu son şansınız. Zamanınız ha bitti ha bitecek... Yine bir sala veriliyor... Kulak verin bakalım kim gitmiş? Hayırlı  iftarlar.