Gazete yazılarının en önemli özelliği, yaşanan günü en yalın ve doğrudan şekilde yansıtmasıdır. Bir günlük ömrü olan bu düşünceler ve gözlemler, aslında o günün belgesidir. Çoğu kısa sürede kaleme alınan bu yazılar, taşıdıkları belgesel nitelikle büyük bir değere sahiptir.
Bilindiği gibi, Kahramanmaraş birinci derece deprem kuşağında yer almaktadır. 1999 Gölcük Depremi’nde 18 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmış ve bölge büyük hasar görmüştü. Bu deprem, önemli bir ders niteliğinde kayda geçti. 2001 yılında yapı denetim şirketleri kuruldu, çimento kalitesi artırıldı ve inşaat süreçleri daha sıkı denetim altına alındı. Böylece, 2001’den sonra inşa edilen binaların büyük çoğunluğu depreme dayanıklı hale getirildi. Ancak bu önlemler hâlâ yeterli değil.
Şehirlerde hâlâ birçok eski yapı bulunuyor. Cadde üzerindeki binaların çoğu, müteahhitler için cazip olduğundan iş yerlerine dönüştürülerek yenilendi. Ancak mahalle aralarındaki eski binalar, kentsel dönüşümden yeterince faydalanamadı.
Gelelim esas konuya… 6 Şubat depreminin ardından, uzman olsun olmasın herkes basında ve sosyal medyada görüş bildirmeye başladı. Bugün de İstanbul’da beklenen büyük deprem konuşuluyor. Ancak gerçek şu ki, bir deprem olduktan sonra yapılacak fazla bir şey kalmaz. Önemli olan, önceden önlem almak ve sağlam binalar inşa etmektir.
2021’de İzmir’de meydana gelen depremde yan yana bulunan iki binadan biri yerle bir olurken, diğeri sapasağlam ayakta kaldı. İşte örnek almamız gereken nokta tam da budur! Sağlam binalar inşa edilirse, depremin yıkıcı etkilerinden korunmak mümkündür.
Japonya, sık sık büyük depremler yaşayan bir ülke olmasına rağmen, aldığı önlemler sayesinde kayıpları en aza indiriyor. Türkiye’nin büyük bir bölümü deprem riski altında. Eğer sağlam yapıların sayısını artırmazsak, her depremde büyük yıkımlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Kahramanmaraş, Hatay’dan sonra depremden en çok zarar gören şehirlerden biri. Bugüne kadar birçok ağır hasarlı bina yıkıldı, orta hasarlı binaların durumu çözüme kavuştu. Ancak yeni inşa edilecek binalar için ruhsat süreçleri hâlâ büyük bir sorun teşkil ediyor. Ruhsat almak için en az altı ay beklenmesi gerekiyor. Bu gecikmeler, sürekli artan inşaat maliyetlerini daha da yükselterek vatandaşları mağdur ediyor.
Belediye başkanlığı, aynı zamanda risk almayı gerektiren bir makamdır. Başkanlar, vatandaşın işini kolaylaştırmalı ve çözüm üretmelidir. Deprem bize sabretmeyi öğretti, 31 Mart yerel seçimlerinde halkın nasıl bir tercih yaptığını hep birlikte gördük. Şimdi önemli olan, bu tercihlerin ülkemiz için gerçek anlamda fayda sağlayıp sağlamayacağını görmektir.
Depremin 2. yıl etkinliklerine; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan katılarak depremzedeleri yalnız bırakmadılar.