Ömr-i giran-maye der in sarf şud

Ta çihorem sayf, çipuşem şita?

Doksan senelik ömre, İlahi , bu mu gayet?

Bilmem ki ne alem bu cedel-gah-ı maişet!

Korkunç oluyor böyle hakikatleri, gerçek,

Sa'di gibi bir asr-ı faziletten işitmek.

Sa'di o kadar felsefesiyle, hüneriyle,

Fikrindeki hürriyyet-i fevka'l-beşeriyle

Esbab-ı maişet denilen kayda girerse,

Yad etmesin azadeliğin namını kimse.

İnsan ki çıkar perde-i mektum-i ademden,

Ta sahne-i hestide zuhur ettiği demden,

İkmale kadar facia-i devr-i hayatı,

Atlatmaya mahkum ne mühlik akabatı!

Zannetme ölüm şahsına bir kerre muhacim

Bin kerre olur günde o düşmenle müzahim.

Avare beşer saha-i gabraya düşünce,

Etrafına binlerce devahi üşüşünce

Meydan mı bulur rahatı Esbabım celbe?

Başlar o cılız kolları dünya ile harbe!

Kaynar güneşin ateşi mihrak-ı serinde;

Karlar buz olur hep beden-i bi-siperinde.

Medhuş nigahında köpürdükçe denizler;

Beyninde bütün dalgalar öttükçe mükerrer;

Sahilden uzansam, der, eder tayy-i merahil;

Lakin onu bilmez ki uzaklar daha sail:

Dağlar o nihayet siz olan silsilesiyle,

Ormanlar o dünyayı tutan velvelesiyle,

Emvac-ı serabıyle, vuhuşuyle bevadi,

Her hatve-i azminde olur ye'sine badi.

Fevkınde Semavatın o ecram-ı mehibi;

Pişinde zeminin o temasil-i acibi;

Biçare yi medhuş ederek her nefesinde,

Muztar bırakır mün'adim olmak hevesinde.

Lakin bu heves bir heves-i digere mağlüb:

İnsan yaşamak hırs-ı cibillisine meclüb.

Her devresi bir devr-i azab olsa hayatın,

Razisi değildir yine bir türlü mematın!

Ömr olsa da binlerce tekalif ile meşhün,

İnsan yaşamaktan yine memnun, yine memnun!

Artık neye mefkuf ise te'min-i bekası,

Yalnız ona masruf olur avare kuvası.

Durmaz boğuşur bunca muhacimlere rağmen,

Düşmez o mesai denilen seyfi elinden.

Çıplaktır o, ister ki soğuklarda ısınsın;

Bir dam çatarak her gece altında barınsın.

İster yiyecek şey, giyecek şey, yakacak şey

Bin türlü havale daha var bunlara der-pey.

Avare beşer işte bu bazar-ı cihanda,

Her gün yeni bir kar peşinden cevelanda.

Maksad bu kadar dağdağadan bir yaşamaktır

Lakin bunun altında ne maksad olacaktır?

Heyhat, onu idrak için i'mal-i hayale

Yok vakti: Bütün demleri mefkuf cidale!

İnsan ki onun ruh ile insanlığı kaim,

Daim oluyor cisrninin amaline hadim;

Gelseydi eğer ruhunu i'laya da nevbet,

Anlardı nedir, belki, hayatındaki gayet.

Bir anladığım varsa şudur: Halik-ı alem,

Hilkat kalıversin, diye bir ukde-i mübhem,

Daldırmada insanları hacat-ı hayata,

Döndürmede ezhanı bütün başka cihata.

Ömrün öteden berk-süvarane şitabı,

lyşin beriden lazım-ı bihadd ü hesabı,

Göstermede dünyaya, nedir maksad-ı Halik

"Kimden kime' şekva edelim biz de şaşırdık!

MEHMET AKİF ERSOY