Hani derler ya mağlup olan takımda, galip gelen takımda ‘Biz her maç ayrı bir final, her maçı ayrı düşünüyoruz, o maçı unuttuk… Geride bıraktık, Önümüze bakmalıyız’ derler ya… Bizde önümüze bakmalıyız… Hemde rehavete kapılmadan… Ağzını açan Kahramanmaraş’ta Başarımı var ki spor’da der… Bütün Başarı Güreş’te, Kahramanmaraş’a yatırım yapılıyorsa Güreş sayesinde yapılıyor deniliyor… Tabi bir nevi haklı… Hak vermek lazım… Bizim Türkiye’de Güreş dışında fazla ilgi çekici sporcumuz yok… Futbol, Basket ve diğerleri fazla anımsanmaz. Kahramanmaraş’ta güreşin Beşiği denir… Doğal, Mülki Amirler ve birçok dairedeki personellere felan bakıldığında Güreş Kökenli isimleri görmemiz de doğal… Güreş bu memlekette el üstünde tutulan bir spor ve başarıda orada var… Futbolda neden yok… Bu soruyu ne kadar sorarsak soralım, cevabı bulunmayacak. Bu iş Zihniyet meselesinden ibaret çünkü… Yol Belli ama çözüm yok. Kahramanmaraş Hafta sonu Profesyonel’de Bal’da, Bayan’da haftayı galibiyetle kapattı. Futbola ilgi Kahramanmaraş’ta çok ama serimizi duyan yok… Hepsi de 3-0, 3-1 gibi skorla ayrıldılar, Bir Sakarya hariç… Başarılı bir hafta oldu ve 3 puan hanelerine yazıldı… Buna istinaden bizde rehavete kapılmadan her maçı ayrı bir final, her maçı ayrı düşünmeliyiz. Başarı için o maçı unutmalıyız. Geride bıraktık, Önümüze bakmalıyız. Hakemlerle, tribünlerle uğraşmadan hemde… Her zaman yenilgi sonrası kurban edilecek biri varsa o da hakemdir. Bence bu takımların taraftarları aldatma stratejisi. Artık hakemleri eleştirmeyi bırakıp ligimizin kalitesini artırmalıyız. Ülkemizde en kolay şeydir, suçu başkasının üstüne atarak, aradan sıyrılmak... Her alanda öyle değil mi? Bizim Diğer branşlarda sesimizin çıkmamasının nedenlerinden biri de budur. Bunun en bariz örneğini de futbolda görüyoruz. Her zaman yenilgi sonrası suçlanan tek kişi vardır; o da hakemdir. Hangi maçın sonunda yenilen takımın teknik direktörünü, futbolcusunu veya yöneticisini dinleseniz, hemen ilk cümlesi ‘hakem’le başlar. Çünkü başarısızlıkta onların hiç suçu yoktur sanki! Kurban hep bellidir. Tabii ki, hakemlerimizin performansının şu anda çok iyi olduğu söylenemez. Biz Hakemleri Adalet Dağıtan bir birey olarak tanırız… Hakemlerimizin de zaman zaman formsuz olduğu maçlar oluyor. Ama onlar ağızlarıyla kuş tutsalar bile, her zaman günah keçisi ilan edilirler. Yıllardır bu böyle… Bence bu, takımların taraftarlarını bir aldatma stratejisi. Aslında kendileri de aldanıyorlar, ama farkında olmuyorlar. Artık hakemleri bir kenara bırakmalı, ligimizin değerini artırmalıyız... Biz millet olarak hatayı kendimizde aramaktan ziyade, başkasına suçu atıp, hedef gösterip olaylardan sıyrılmasını çok severiz. Yöneticilerimiz başta olmak üzere, teknik direktörlerimiz ve futbolcu kardeşlerimiz de nerelerde hata yaptıklarını iç dünyalarında değerlendirirlerse sonuç daha farklı olacaktır. Artık hakemlerimizi eleştirmeyi bırakarak, ligimizin değerinin artması için elimizden geleni yapmalı ve altyapıdan gelen nesillere iyi örnek olmalıyız. Böyle giderse beklediğimiz kalite ve seviyeyi yakalamamız hayalden öteye gitmeyecektir. Kaliteli futbol ve gerçekçi eleştiri beklentisiyle keyifle izleyeceğimiz ve mutluluğuna ortak olacağımız nice maçlar ümidi ile önümüze bakalım. Bırakalım hakemi, biz oyunumuzu oynayalım… Geçmişe bir sünger çekelim… Mutlaka Allah’ın Adaleti bize yansıyacaktır. Kalın Sağlıcakla…