Merhaba okurlar… Bu günkü köşe yazımda küresel olarak dünya siyaseti nereye gidiyor?... Gözlemlediğim Devlet yani hükümet uyguladığı iç ve dış politikada doğruları ve çoğunluk yanlışları gözler önüne seriyor. Süper diye tanımladığımız devletlerin ABD. ÇİN. RUSYA’nın Milli Savunma Sanayi ile ilgili hangi tedbirleri aldığı ve teknolojide geçmişten günümüze hangi aşamalardan geçerek inanılmaz ileri seviyede bir teknolojiye ulaştıklarını görüyoruz. Ülkemizin ise Milli Savunma Sanayinde ve Milli Savunmada net olarak çok çok gerilerde kaldığı, fakat son yıllarda Ak Partinin Savunma Sanayi’ye Devrim niteliğinde yaptığı yatırımlarla bu nötr durumu lehine çevirdiği… Fakat Orta Doğu politikasında, dış politikada doğru hamleler yapamadığı ( Irak’a Türk Askerinin 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra, apar topar hazırlıksız girmesi ve Avrupa’ya Abd’ ye aklına geleni söylemesi gibi…) Fakat bunu çabuk fark edip takdire şayan daha istikrarlı bir politika uygulamaya başlaması gibi… Ve… Polisimizin nitelikli eğitim almadığı, ayrıca birçok polis okullarında atış poligonun olmadığı, ve polisin eğitimlerde üç yüz mermi atarak aldığı eğitimin yeterli olmadığı, pkk gibi terör örgütlerinin karşısında bu eğitimle baş edemeyeceği , zaiyat vermemizin kaçınılmaz olduğu, askerimizin Savunma ve İstihbarat ve teknolojik donanımdan ne kadar geri kaldığı ( teknoloji ve teçhizatta dışa bağımlılığımızın vahim şekilde devam ettiği görülmüş ve bu konularda bir hayli aşama kaydedilmiştir. ) Ve… Düşen helikoptere gelince… Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ertuğrul Özkök beyefendinin yazısında açıkça  ve detaylı şekilde belirttiği ve sorduğu gibi, üst düzey komutanların helikopterde bir arada olması doğru bir şey mi? Feto- Pkk – Deaş vs… terör örgütleriyle mücadele edilen bu günlerde riskler neden düşünülmedi?  Geçmişte buna benzer bir olay Amerika’ da yaşanmıştı diye hatırlıyorum. Askerin zaafiyeti mi? Yoksa iç işleri bakanlığının mı? ( Askerlerimizin şehit düşmesi kalbimi dağlıyor.  Mekanları cennet olsun. ) Ne var ki Vatan Toprağı Kutsaldır. O ay yıldızlı bayrak dalgalanacak… Yalnız askerler değil, bu topraklarda yaşayan her Türk evladı Vatan söz konusu olunca , seve seve canını verir. Önemli olan Orta doğuda kalıcı şekilde kanı durdurmak için, bölgede disiplinli bir politika uygulamak… Ve… Rusya Amerika Avrupa birliğinin silah pazarının Ortadoğu olduğu gerçeği ve bu pazardan kolayca vazgeçmeyecekleri, vazgeçmeye niyetlerinin olmadığı ( hem Müslümanları bölgede etkisiz hale getirmek, hem de bu kolay ve çirkin kazançtan vazgeçmemek.) Vicdansızlaşmışlar…  ( Vicdan varsa vardır, yoksa yoktur…. Sonradan hiç kimse vicdansızlaşmaz maalesef… ) Ve… Ortadoğu ülkelerine de birkaç cümle sarf etmek istiyorum… Müslümanlığını sadece ( kelime ) olarak yaşayan ve algılayan Müslüman ülke liderlerinin, süper güçlerin birer kuklası olduğu, hiçbir buluş icadı teknoloji geliştirip üretmeyen ( hazıra konmak gibi ve petrol aptallığı hastalığına yakalandıkları) … İslam Ülkelerinin sözde bağımsız ( Devlet ) olduklarını aslında çoktan kuşatılmış ve etkisiz hale getirilmiş, birer oyuncak oldukları, neticesinde bu duruma geldikleri görülüyor… Bu konuda söylenecek çok sözlerin yorumların olabileceğini… Fakat şu an için başlayan hareketlenmenin sonucunu bekleyip görerek, siyaset yapmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim. Son söz Bilge köşe yazarlarımıza… Ulusal gazetelerin köşe yazılarını, analizlerini, gözlemlerini, ahkâm kesmelerini, hayretler içinde kalarak okuyorum. Nezaketten uzak, yaralayıcı sözler yazmak – çizmek değişimin yaşanmaya başladığı şu günlerde bu kadar kutuplaşmak iyi değildir. Şöyle durup bir sene boyunca arka arkaya yazılan ne kadar köşe yazısı varsa bakınca, anlaşılması benim açımdan daha kolay oluyor. Söylenecek – yazılacak çok şey var. Bu günlük bu kadar yeter sanırım, daha fazla başınızı ağrıtmayayım… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. ‘’ Yetenek denen armağan, ihtiras, yani başarı arzusu ile birleştiğinde öyle bir yoğunluk kazanır ki, dünyada hiçbir güç onu durduramaz… ‘’ Neil Simon