31 Mart Yerel Seçimlerinin yaklaşmasının ardından artık ülke olarak, yavaş yavaş seçim moduna girmeye başladık. AK Parti'nin genel olarak şu anda kullanılan sloganı ''Gönüllere Gireceğiz'' olduğu için bu başlığı tercih ettim. 

Neden mi? 

Vatandaşlar şu anda;

*Hangi belediye başkanı gidecek? Hangisi kalacak? Hangi başkan neden gönderilecek? Hangi başkanla neden devam edilecek? dedikodularına başladı.

Peki tüm bunların yanı sıra, siyasiler ne diyor? 

''Gönüllere gireceğiz. Çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız.'' 

Bence çok güzel, çok etkileyici hatta uygulandığı takdirde de çok hoş bir şey bu. Vatandaşlar siyasetçileri görmek, birebir yüz yüze konuşmak istiyor. 

*Bunu sadece seçim dönemlerinde yapılan esnaf ziyaretinde değil, her hangi bir zamanda, sadece kendi dertlerinin konuşulacağı zamanlarda da istiyor. 

Peki ben neden 'Gönüllere girerken adam seçmeyin' dedim? 

Şimdi bu sorunun yanıtını vereceğim. Seçilmiş olduğunu düşündüğüm bir vatandaş ile karşılaştım. 

Bir muhabir olarak sıklıkla Kahramanmaraş sokaklarına çıkıyoruz ve vatandaşlarla birebir röportaj yapıyoruz. 

Şimdi, vatandaşa soruyorum. Oy verirken kriterleriniz neler? En çok nelere dikkat ediyorsunuz? Sizin için aday mı daha önemli yoksa parti mi? 

Biz bu soruları ilettikten sonra içlerinden çok güzel cevaplar aldığımız oldu. Onları haberleştirerek yayınladık. Ancak işin arka planında olan bir kısım var ki, içler acısı mı diyeyim yoksa başka bir şey mi diyeyim. Ben diyecek bir şey bulamadım. Takdirleri size bırakıyorum.

*Bir vatandaşa mikrofon uzattık ve aynen konuşma şu şekilde geçti; 

+31 Mart Yerel Seçimleri yaklaştı. Sizin seçimden beklentileriniz nelerdir? 

-Ben bu belediyeden memnun değilim. 

+Neden peki?

-İktidar partisinin belediyesi olmasına rağmen yeteri kadar hizmet vermiyor.

+Peki siz Kahramanmaraş'a ne gibi hizmetler yapılmasını isterdiniz?

-Öncelikle çevre düzenine ben çok önem veririm. Bunlar yapılmalı, park yapılmalı, çevre düzeni vs. yapılmalı yani ben bunlara çok önem veriyorum.

+Teşekkür ederiz

*

*

*

İşte sokak röportajımız sırasında birebir bu muhabbeti yaşadık. O an vatandaş ile polemiğe girmek istemediğim için her hangi bir tartışma veya cevap verme eğilimine girmedim. Ben diğer vatandaşlara sorularımı iletmeye ve haberimi yapmaya devam ettim.

Ancak kafama takıldı. Bizim bir sürü büyük parklarımız var. Bu adam park isterken, bunları görmüyor mu? Yetersiz buluyorum demiyor çünkü. Parkımız yok diyor.

-Aliya İzzetbegoviç, 15 Temmuz Millet Parkı, Muhsin Yazıcıoğlu Parkı, Aslanbey Mesire Alanı, Kılavuzlu Mesire Alanı

Yukarıda saydıklarım sadece şehir merkezinde yer alan, şehrin farklı noktalarında olup her vatandaşın istediği zaman toplu taşıma ile dahi ulaşabileceği bir mesafededir. Haricen mahalle aralarında bulunan küçük oyun parklarını saymıyoruz.

Peki çevre düzenine gelince... Kahramanmaraş çevre düzeni konusunda bence birçok ilden gerçekten önde. 

Ben Akdeniz'den Karadeniz'e, İç Anadolu bölgesine kadar birçok il gezdim. Ege bölgesi haricinde bulunan birçok il'de gezdim ve oraları gördüm. Kahramanmaraş'ın çevre düzeni onların kat kat üzerinde. 

Kısacası Kahramanmaraş'ta belediyeler zaten bu hizmeti yapmış durumda. Ancak röportajımız sırasında vatandaş her nedense yapılmış hizmeti, yapılmamış gibi söyleyip onun yapılmasını istiyor. 

Kahramanmaraş'a hakim olan, azıcık sosyal medyada aktif olan birisi bile Kahramanmaraş'ın çevre düzeninin ne kadar güzel olduğunu da görür. Yeşil alan bolluğunu da, yapılan parkları da... 

Peki bunları görmeyenler neden görmüyor? 

Gönüllere girerken bu adamı seçtiler mi? 

Neyse, işin esprisi bir yana, iki önerim var.

Konuşurken önce araştırmak çok önemli. Bir şey istiyorsanız, önce onun yapılıp yapılmadığına bakmak lazım. Bakılsın ki, böyle durumlara düşülmesin...