Yurdumuzun sınırları etrafı tehlikelerle çevrili bir adaya benziyor.

Ne yana bakarsanız bakın, sanki size karşı kem gözle bakan birilerini görüyorsunuz.

Belki imparatorluk kurmuş, devletler yönetmiş bir neslin devamı olduğumuz içindir.

Sadece, Sınır komşularımız kem gözle bakmıyor.

Sınır ötesinde çok uzaklarda bulunan bazı devletler de; bize karşı pek iyi niyetli değiller.

Oldukça kem gözle bakanımız vardır.

Son sınırdaki gelişmeler üzerine; uzaktaki komşularımız ve müttefiklerimiz ile durmadan toplantılar yapılıyor. Ancak, bir tülü ortak nokta bulunamıyor. Neden?

Karşımızdakiler hiç bir zaman güven vermiyor da; ondan...

Daha, terörün tanımlanmasında bile; ortak görüşümüz yoktur.

Bize göre düşman olan bir güç; karşı taraf tarafından dost olarak algılanıyor.

Ortada fikir birliği yoktur.

İmparatorluk yönetmiş bir Devlet idin. Mutlaka tarihinde bilmeden bazı yanlışlıklar da yapmış olabilirsin. Sevabıyla, günahıyla bana ait bir Tarihtir. Onu alıp, bağrıma basıyorum. Kendi tarihlerinde yüzlerce yanlışı olan birileri; neden kendi yanlışlarını görmek istemezler. Kuzey Afrika da Batılıların yaptığı zulüm, sözde soykırım olarak bahsedilen şeyle aynı zamanda yaşanmıştır. Neden kimse onların neler yaptığı üzerinde durmaz. Çünkü şu anda Hâkim güç onlardır. Nasıl ABD´nin Irak´ ta, Afganistan´ da bugün yaptıklarına kimse bir şey diyemiyor ise;  Rusya ve rejim güçlerinin, İdlib´te yaptıklarına da; bir şey diyemiyor.

Sadece bu zulme dur diyen, Ülkemizdir. Yahut Dünya´dan dan çıkan bazı cılız sesler; bu müdahalelerin yapılmasına engel olmak adına güç yetirememektedir. Çünkü gücü yoktur. Karşı taraf onların konuşmalarını tehdit olarak algılamıyor. Kısacası haklıların adaleti değil, güçlülerin adaleti hüküm sürüyor. Eğer gücün yoksa bugünkü adalet anlayışına göre, adalet bulma şansın yoktur.

Sınırlarımızın etrafı ise kan kokuyor. Irak, Suriye, İran, Yunanistan, Gürcistan, Ermenistan… Bu kadar kargaşa yetmiyormuş gibi iç kargaşalıklar. Dayan yüreğim dayanabilirsen.

Eğer güçlü olamaz isen; bu tür saldırıların ardı, arkası kesilmeyecektir.

Güçlü olmanın yolu çok çalışmaktan ve her alanda hatırı sayılır bir bilgi birikimine, güçlü silahın elinde olmasına, kimseye muhtaç olmayan enerji kaynaklarına sahip olmaktan geçiyor.

Enerji olmazsa güç olmaz.

Tarihini ve Atanı seviyorsan çok güçlü olmak zorundasın.

Yoksa etrafın bile; tehlike çemberi ile çevrilidir.

Uzaktakilere gerek yoktur.

Sen zayıf olursan bu olumsuzluklar sürekli devam eder gider.

Daha da aciz düşmeni, kendi aranda birliğinin, dirliğinin bozulmasını bekleyenler var.

Unutmayalım onlar Türkiye coğrafyasında yaşayan hiç kimsenin dostu değillerdir.

Tarihe iyi bakın göreceksiniz.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen; dik durmaya çalışan, bir Devletimiz var.

İşin en acı tarafı ise; içimizdeki bazı gafillerin, Ülkemizin düşmanı olan bazı insanların fikirlerine bilmeden destek vermeleridir.

Evet, güçlü olacağız...

Savunma silahının da; en güçlüsünü alacağız...

Yoksa Düşman bize; gül uzatarak, savaş ilan etmez.

Sizin yüzünüzdeki, tebessüm, içinizdeki iyi niyetli düşünce, uzattığınız barış eli; düşmanın silahından çıkan mermiyi durdurmaz...

Güçlü ol ki; sana saygı duysunlar...

Slogan budur...