Demokrasinin yerleşmediği ülkelerde askerler balansayarı, laiklik, yolsuzluk vs. gibi nedenlerle hükümetlere karşı darbe yaparveyahut da muhtıra verir. Maalesef ülkemiz de, demokrasi alanında gelişimini tamamlayamadığıiçin ülkemizde de demokrasi ve laikliği koruma adına anti demokratik olan darbelerledemokrasi ayarı verilmeye çalışılmıştır. Bu hain darbeler ve darbe girişimleri Demokrasiayarı adı altında muktedirler ve NATO güdümündeki odaklar tarafından elbirliğiyle mevcut iktidarlara karşı yapılmıştır.
Bu zavallı darbeciler sadece Cumhuriyet dönemindeolmamıştır. Gerilere gittiğimizde Osmanlı Devletinde de devletin ali çıkarlarıön plana çıkartılarak, muktedir güçlerin darbe yaptığını ve birçok padişahıdevirdiğini görüyoruz.
Tabi bu darbeler durup dururken yapılmıyor. İlk önce onunalt yapısı hazırlanıyor, ülke allak bullak ediliyor ve tüm hazırlıklardan sonrada darbe yapılarak halkın imdadına yetişiliyor(!). Bir nevi kurtarıcı rolüoynanıyor. Yüce Türk ordusu adına hareket ettiğini düşünen bu zavallı hainlerordu içindeki satılmışlar olduklarını da idrak edemiyorlar.
Darbe öncesinde darbe yapılacak kişi yada hükümetkötülenerek ve hakkında asılsız haberler veya asparagas haberler çıkartılarakhalkın gözünden düşürülmeye çalışılıyor. Darbe ve devrimlerin ilk kuralıdevrilecek veya devrileni olabildiğine aşağılamak ve onları halkın gözünde itibarsızhale getirmektir. Bu çalışmalara aylar öncesinden başlanır. Günümüzde de busistem aynen devam ettirilmiş ve mevcut hükümetler ve başkanları vatana ihanet,para kaçırma, başka devletlerin piyonluğu ve dış güçlerle işbirliği vs. gibiitibar zedeleyici iftiralarla küçük düşürülmeye çalışılmıştır. Buhazırlıklardan sonra da darbe girişimlerine başlanmıştır. Cumhuriyet tarihindeilk darbe 1960’ta yapıldı. Darbe sonrasında Rahmetli Adnan Menderese yapılaniftiralar ve karalamalar sonucu itibarı düşürülmeye çalışıldı ama kader onuhalk nezdinde kahraman yaptı ve ilk başta kazandı gözüken darbeciler kaybettive onlar iftiralarına layık görülürken, Menderes kahraman olarak ölümsüzleşti.
Daha sonra 70 muhtırası oldu ve mevcut hükümetsıkıştırıldı ve değiştirildi. 1980’de de darbe yapıldı ve ülke tarihinin enkaranlık dönemlerine girildi. Binlerce masum genç öldürüldü, hapse atıldı,işkenceye maruz bırakıldı. Siyasiler ise tutuklanarak hapse atıldı. Darbeyekarşı direnen gençler sosyalit, solcu, komünist, faşist gibi yaftalarlayaftalandı ve birer ikişer idam edildi. İdamlar dengelensin diye bir sağdan birsoldan genç insanlar asıldı. Gençlerimiz sanki insan değildi de kurbandaseçilen koyun gibiydi. Seçilen asılıyordu. Ne acı ki bir sağdan bir soldangencecik insanların hayatına son verildi. Zaten hapse suçsuz yere girmişlerdibir de karşılıklı olarak durduk yere idam ediliyorlardı.
Daha sonra 1997 de işbirlikçi askerler, batının uşağıakademisyen ve siyasiler ile daha birçok kişi birleşerek hükümete örtülü darbeyapıldı. Hükümet bu oyunlarla devrildi. NATO’nun uşakları bir kez dahaistediklerini yapmanın sevincini yaşadı. Ama tarih onları da bir kenara yazdı.
Bu darbelerden sonra nihayetinde 15 Temmuz’a gelindi. Sondiyorum zira bundan sonra böyle bir şeye kalkışmayı düşünme ihtimali bile artıkkalmamıştır. 15 Temmuz bir milat olmuştur. Daha önce darbelerde sesi pekçıkmayan halk gitmiş yerine daha bilinçli ve ses veren reyine sahip çıkan bambaşkabir halk gelmiştir. Halkımız ve siyasilerimiz paslaşarak ortak bir dirençoluşturmuştur. Halkın sokağa dökülmesi yöneticilere güç vermiş ve dirençlerinedirenç katmıştır. Daha önceki dönemlerde pasif kalan halk (daha önceleri sadecebelirli gençler özellikle de sol sosyalist gençlik aktif rol oynamıştır) budarbede aktif rol oynamıştır.
Geçmişte Demirel’i kaçmakla suçlayan bazı kişilergeçmişteki iletişim şartlarını bilmediğinden ya da günümüzle geçmişi eştuttuğundan onları korkaklık ve kaçmakla itham etmişler. Oysa onlarıkorkaklıkla suçlayanlar onlara darbe yapıldığında evinin balkonuna bileçıkamayanlardır. O dönemdeki bilinç ve iletişim araçlarının eksikliğisiyasilerin elini kolunu bağlamıştır. Günümüzde ise halkın aktif olarak sokağadökülmesi iletişim araçlarının özgürce kullanılması ile mümkün olmuştur. Evtelefonu olmayan bir dönemle her çocukta bile akıllı telefonların olduğu dönemieş tutmak herhalde akıllıca bir iş değildir.
Ayrıca eski dönemlerde kin ve nefret yüzünden darbeyekarşı olan bazı kişiler bile darbecilerin kuklası olmuş ve onların ekmeğine yağsürmüşlerdir. Bu karşı ve düşman gruplar, kendilerinden olmayanların darbecilertarafından yok edilmesine karşı çıkmamış hatta onlara destek vermiştir.
Düşmanlar ve darbeciler daima insanların birbirine olankin veya sevgisini kullanır. Geçmişte de darbeciler sağ sol kavgasında oluşankin ve nefreti kullanmış, bu kin ve nefret darbecilerin işinikolaylaştırmıştır. Ama son darbede bu aşılmış ve darbeye karşı çıkanlar tekçatı altında toplanmış veya darbeye karşı olsa da Erdoğan’a da karşı olanlarhiç olmazsa sokağa çıkıp ortalık karıştırıcı rol oynamamıştır.
Yıllar geçti ama hala dar kafalar yıkılamadı. Hala bendenolmayana darbe helaldir anlayışını devam ettirenler var. Ben şuna inanıyorum ki15 Temmuz darbesi başarılı olsa idi Erdoğan’a yapıldığı için bu darbeyialkışlayacak ve çıkıp göbek atacak onlarca insan olacaktı. Ama gel gör ki şuanbu darbeye şiddetle karşı olan bazı insanlar bu darbe CHP veya o tür zihniyetekarşı yapılsaydı onlarda o darbeyi alkışlayacaktı.
Bu darbeyi diğerlerinden farklı kılan bir özellik de;ülke içerisine kök salmış, eğitim öğretim, iyilik, güzelliği gibi kavramlarınarkasına saklanmış, her ortamda darbelere karşı olduğunu söyleyen, daima devletve hükümetlerle barışık yaşadığını gösteren sahtekârlar tarafından yapılmasıdır.Vurana elsiz sövene dilsiz diyebilen ama fırsatını yakalayınca her türlükötülüğü yapabileceklerini gösterenlerin darbesi olmuştur. Ama diğerleri gibibu darbe de ters tepti ve en büyük darbeyi darbeciler ve destekçileri aldı.