Öncelikle  bazı özel hastanelerin doğum servislerindedönen oyunları kısaca anlatacağım. Eğer yetkililer bu işe el atmazsa  somut örneklerle isimlerini deşifre edeceğim. Yeni doğan çocuklar hemen anneden ayrılıyor. Çocuk yoğun bakım dedikleribölüme alınıyor. Soruyorsunuz nefes alması zorlaşmış. Oksijen veriliyordeniyor. Neyse bir gün bekleniyor  busefer ciğerlerinde problem var deniyor. Anne hastaneden  taburcu ediliyor. Çocuğa hastanede el konuyoradeta. Anne ve ,baba ve çocukların yakınları ızdırap çekiyor.  Doktor zaten çocuğun sahipleri ile hiç görüşmüyor. Yalan yanlış  bilgileri aradaki hemşire getiripgötürüyor.  Aldığımız bilgiye göre hastaneyoğun bakımda  yatan çocuklar için  çok ciddi paralar alınıyor.

      Bu konuyu şimdilik burada bırakıp daha sonrageniş olarak azacağım. Ama yine sağlıkla ilgili ciddi bir konuyu köşemetaşıyorum.  Prof.Ahmet Küçükusta'nısosyal medyaya düşen feveranlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Prof. Küçükusta: "Tüm sağlık reçeteleri yalan‼"  ve  "Hastaneye giderseniz sizi zorla hasta ederler"diyor Devam ediyor :"Mr'ların yüzde 90'ı gereksiz yere çekiliyor. Kanser taramalarınınçoğu kandırmaca. İnsanlar kendilerini kullandırmasın.İlaçların çoğu boşaveriliyor. Yüzde 37'si çöpe gidiyor. Antibiyotik yazan değil, yazmayan doktormakbuldür. Ama bizde tam tersi geçerli maalesef.Grip aşılarının etkinliğisıfır.. Ben hayatta vurdurmam.Her yıl gereksiz yere binlerce biyopsi yapılıyor,röntgen çekiliyor. Leblebi çekirdek yer gibi anjiyo yapılıyor. Stent takılıyor.Bunlar vücuda zarar veriyor.   Check-up kampanyaları gerçek bir tuzak.Akciğer filmi vücudunuza zarar veriyor.

   İnsanlar kendiliğindengeçecek hastalıklar  için kesinliklehastanelere gitmesinler. Tahliller vücuda radyoaktif ışın veriyor. Gereksizilacın faydası yok zararı var.  “Başlangıç” diye bir şey uyduruldu. Hastalara,alzheimer, reflü, astım başlangıcı teşhisi konuyor. Amaç hastayı boşçevirmemek. Başlangıç diye bir şey yok. Ya hastasın ya değilsin.

    Kolestrolilaçlarının tedavi yüzdesi çok düşük. Zararı daha fazla. Hayat tarzınızıdeğiştirmek ilaçtan çok daha etkili. Doğal beslen, hareket et bu beladankurtul.

   Nodül çok abartılıyor.Nodülün kansere dönüşme ihtimali çok düşük. Bunun için gereksiz tahlil veteşhisler yapılıyor.

   Vitamin haplarının sağlam insanlara hiçbirfaydası yok. “Ben yorgunum” diye vitamin hapı alınmaz.

   Köpek balığıkıkırdağı ile kanser tedavi edildiği iddiası tamamen uydurma. Köpekbalıklarının kansere yakalanmadığı düşüncesi de safsata. Bu hayvanlarda kırkçeşit kanser tespit edildi.

  “Bitkisel ilaçların hepsi masumdur. Yan etkisiyok” düşüncesi doğru değil. Unutmayın, haşhaş, tütün, zehirli mantar da birerbitki…ayçiçek yağı, Mısır özü yağı, margarin ve trans yağ içeren ürünlerikullandın. Tereyağı ve zeytinyağı tüketmedin ki organlarından biri iflas edenekadar bunları yedin.Bulaşık makinesine deterjan ve parlatıcı koyduğunda, odeterjanı ve parlatıcıyı yediğini fark etmedin. Deterjan yerine karbonat,parlatıcı yerine sirke koyarak hem sağlıklı hem de tertemiz bulaşıklarınolacağını önemsemedin.Evde basitçe kostik ve zeytin yağını karıştırıp kalıplaradökmek ve kendi doğal sabununu yapmak dururken, gidip içerisinde bin tanekimyasal zehir olan o sabunlarla her Sabah yüzünü bedenini yıkadın. Her gün budaha da iyi diye pazarlanan o şampuan zehirleriyle saçını yıkadın.Evini arapsabunu gibi doğal yağlarla üretilmiş bir sabun yerine, temiz olsun diye çamaşırsuyuyla sildin. O su buharlaştıkça soludun ve akciğer kanseri oldun.Yaşamınımahveden büyük şehirde egzoz gazı solumaya ve araba kullanmaya devamettin.Doğal beslenmeyen hayvanları, sebzeleri, meyveleri ve tahılları yedin veadına da “doğal beslenme” dedin. Denize lağım ve fabrika atıkları boşaltırken odenizden çıkan balığı yedin…

    Sonuç;sokaktaki her on kişiden üçü kanser. Sen de ya bu üç kişiden birisin ya da tümbu saydıklarımı ısrarla yapmaya devam edersen, bir süre sonra dördüncüsü de senolacaksın…

   Hadi seni geçtikde kardeşim, peki ya çocuğunun suçu ne ?

   Bu ifadeler  bir bilim adamına ait sevgili dostlar .Yeniden kendimize gelelim.