Bu gün yazıma Goyard Fabre’nin  ‘’ Hukukun olmadığı yerde halk sürüdür.’’ sözüyle başlamak istedim. Hukukun önemine dikkat çekmek için… Bir cümle ne çok şey anlatıyor değil mi? Demek ki hukuk olmasa halk sürü gibi güdülecek... Yalnız halk mı sürü gibi güdülecek? Konuyu biraz açalım… Şayet, hukuk olmasa yalnız halk değil, toplumun bütün katmanları, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya, sırasıyla sürü gibi güdülecek demektir. Mesela nedir? Örnek: Patron işçilerini sürü gibi güder… Aile babası ailesini, yani karısını - evlatlarını sürü gibi güder…  Başbakan vekilleri sürü gibi güder. Vekiller seçmenlerini sürü gibi güder… Bakkal çırağını sürü gibi güder… Sizin anlayacağınız liste uzayıp gider. Güçlü konumda olan her kişi, güçsüz konumda olan her kişiyi güder…  Güdül babam güdül… sonu ne olacak?… Güdülmek ne demek ona bakalım mı? (bir kimse ya da topluluk) birinin düşünce ve amacı doğrultusunda yönetilmek yönlendirilmek… Sözlük anlamı bu! Şimdi burada durup biraz düşünelim mi? Ve şu soruyu soralım mı? Sizce güdülmek güzel bir şey midir? Birilerinin, sizi –bizi hayvan yerine koyması sizde ne gibi bir düşünce çağrışım yaptırır? Yaratılırken insan olarak yaratılmışız… Doğru mudur? Doğrudur… Bize doğuştan insan olma hakkı verilmiş… O zaman her hangi güçlü birileri tarafından hayvan yerine konulmak, nasıl bir duygudur? Sorgulamamız gerekmez mi?… Güçlü birileri güçsüz olanı hayvan yerine koyarsa, bu kısır döngünün sonu ne olur? Burada asıl anlatmak istediğim hukukun insanlar için ne kadar hayati önem taşıdığıdır. Çünkü; hayvanlarda tıpkı insanlar gibi topluluk halinde yaşıyor…  Hayvanlardan - insanları ayrıştıran yaşamsal etkenin hukuk olduğudur. Hukukun bir ülke ve o ülkeyi oluşturan toplum ( yani bireyler) için ne kadar önemli olduğudur. Bir başka bakış açısıyla bakarsak… Düşünce insanları filozoflar adalet sağlayıcılar, hukukun önemini vurgulamak için birçok kitaplar yazmışlar ve birçok özlü sözler söylemişlerdir. Sizce bu insanlar, ‘’bu gün değişik bir şeyler yapalım, değişik bir şeyler yazalım’’ diye düşünüp öyle mi yazmışlardır?… Sırf kafalarına öyle esti diye mi yazmışlar-söylemişlerdir?  Muhakkak ki öyle değil… Bu kadar basit değil… İçinde yaşadığı topluma karşı, sorumluluk ve yükümlülük hisseden bu insanlar, özellikle konunun önemine dikkat çekmek istemişler ve o hukuk kitaplarını yazmışlardır. Çünkü; hukukun olmadığı bir toplum yaşantısının sonuçlarının ne kadar vahim olacağını görmüşlerdir. Hukuk ne demek ona da bakalım mı? Toplumu düzenleyen ve devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş bulunan kuralların, yasaların bütünü. Bu kuralları, yasaları, hakları, konu alan bilim… Hukuk kelimesinin anlamı bu… Ve… İnsanın bütün haklarını koruyacak olan hukuku kanunlar oluşturur. Kanun ne demek ona da bakalım mı? Yasa – kural demek…    Kanunları kim yapar? Kanun koyucu, yasama organı yapar. Ülkemizde yasama organı TBMM’dir. Vekiller yasa teklifi verir, komisyonlar kurulur, yasanın toplum yararına olup olmayacağı tartışılır ve ona göre kanun tasarısı meclisten geçer. Kanunlar (yasa) toplum düzenini sağlar, teminat altına alır. Bakınız Aristo ne demiş… ‘’ Kanun düzendir, iyi kanun iyi düzendir.’’ Demek istediği kanunları yaparken ‘’ iyi kanun’’ yapmaya dikkat edin… Maurice Dueverger, ‘in şu sözüne de kulak verelim mi?. ‘’Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar.’’ Son söz Hükümet, Fetö ve Pkk ve Suriye’de Fırat Kalkanı Harekâtı ile bir hayli yoğun mücadele veriyor. Öz verili çalışmalarını toplum olarak görüyoruz. Önceliğin terör örgütleri ile mücadele olduğunu biliyoruz. Ne var ki bu mücadele için, iyi bir hukukun ve iyi kanunların olması gerekiyor. Yani sivil Anayasa’yı bir an önce yapıp 1980’ de yapılan darbe Anayasa’sından kurtulmamız gerekiyor. 16 Niisan’da yapılan Başkanlık Referandum’ undan sonra, şu ana kadar sivil Anayasa ile ilgili bir açıklama duymadık… Acaba diyorum yine partiler ve Parti Liderleri her zaman ve yıllarca yaptıkları gibi yine ‘’uzlaşmazlık kültürünü mü?’’ devam ettirecekler. Acaba hükümet, o yüzden Anayasa konusunu açmaya çekiniyor mu? Merak etmedim değil… Şu an için Sivil Anayasa’dan bahsedilmiyor. Topluma bilgi verilmiyor. Fetö, Pkk gibi terör örgüt üyelerinin yargılandığı bu süreçte, bizim sağlam temelli bir hukuka, kanunlara ihtiyacımız yok mu? Toplum olarak, Vatana ihanet edenlerin en ağır cezaları almaları gerekmiyor mu? Bu ANAYASA ile ne kadar mümkün olabilir ki? Özellikle, akşam kanun yapıp, sabah’’ ve, veya, virgül, ama, fakat ya da ‘’ ayrıntılarda boğulurken, yap-boz gibi kanunu değiştirmek doğru mudur? Bu Anayasa ile ne kadar sağlıklı yargılamalar yapılabilir ki? Sözün kısası ‘’bakar kör olmayalım…’’ Tarafsız, bağımsız ve iyi kanunlardan oluşan ‘’YENİ SİVİL ANAYASA’’ bir an önce yapıp hayata geçirelim… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. ‘’ Dünyanın en tehlikeli yaratığı da sadece hukuk bilen hukukçudur… Bu cümle bir kendine hukukçu olanlar içindir… ‘’ ‘’ Bir ülkenin var olmasının teminatı hukuktur…’’