Hukuk nerede başlar? Diye uzun zaman önce bir yazıyazmıştım. Yazı içeriği şöyleydi. Hukukun ailede başladığı, ‘’ değer kavramları… adalet, vicdan,merhamet, doğruluk, dürüstlük vb.’’ gibi, henüz daha bir çocukken kalbeyerleştirilmezse, bireyin adaletsizliği normal bir durummuş gibialgılayabileceğine, vurgu yapıyor ve adaletsizliği en kolay şekilde örneklemekiçin’’ anne ve babanın kız ve erkek evlatlarına eşit davranmayarak, yaniadaletsizlik yaptığına, iyi veya kötü bireyler olmalarına farkında olmadan veyaolarak zemin hazırlayabileceklerine.. ’’ dikkat çekmek istemiştim.
Hukuk nerede başlar? Sorusunu bir kez daha soralım mı?Cevabı açık aslında… Bana göre, ‘’ Hukukailede başlar! ‘’’ Yani toplumu oluşturan en temel en küçük birimde başlar…Başlamalıdır da… Çünkü: Anne ve baba ‘’ Adalet Terazisi ’’ dediğimiz oteraziyi hep erkek evlattan yana işletip ve kız evlattan yana hiç işletmiyorsa,yetiştirilen bireylerin ‘’ister erkekolsun ister kadın olsun..’’ ilerikiyaşamlarında ‘’hukuksuz davranmayı ’’her hangi sıradan bir şeymiş gibi baştan kabullenecek ve kanıksaması kaçınılmazolacaktır. ‘’ En kötüsü deolumsuzlukları kanıksamaktır… ‘’ Adalet Terazisini kalpte taşımayanbireylerin ‘’ suç işlemeye daha meyilli ‘’ kötü bireyler olacağı varsayımı darealitede çoktan hayata geçmiş olacaktır. Konuyu biraz açalım mı?
Değerler kavramından ve hukuksuzlukla yetişen bu bireyler,herhangi bir makama geldikleri zaman, eskiden beridir kanıksadıkları venormalleştirdikleri hukuksuzluğu, uygulamada bir sakınca görmeyeceklerdir.Örneğin: Zaman içerisinde kanunlardaki boşluklardan yararlanmayı ‘’ hak olarak’’ görmeyebaşlayabilirler. Suç işlemekten çekinmeyebilirler… Yani bu olasılıklar herzaman her devirde vardır. Kötü yönü törpülenmeyen veya çokça gelişen insanlariçin, kanunları çiğnemek sıradan bir davranış hâline dönüşebilir! İçten biledeğildir!
Yüzyıllar öncesinde Platon ( Eflatun) bu konu ile alâkalı nedemiş! Bakalım mı? ‘’ İyi insanlarındoğru davranması için yasaya lüzum yoktur, kötü insanlar ise yasayı çiğnemeninbir yolunu zaten bulur.’’
Bana göre.. Bu benim görüşüm, kimseyi bağlamaz… ‘’ İyi insandiye tanımlanan bireyler nasıl yetişir? Aile dediğimiz toplumun en küçükbiriminde, en temel insani değerler verilerek, değerler kavramı bütününe dikkatedilerek, adaletsizlik ve eşitsizlik barındıran görüş ve davranışlardanuzaklaşarak, erkek- kadın ayrımıyapmadan, yani birini birinden üstün veya aşağı görmeden, ‘’Adalet Terazisinde hile yapmadan’’ ancak o zamanyetiştirilebilinir… Ayrıca ‘’AdaletKavramı’’ biraz büyülü bir kavramdır. İçerisinde bir çok değeri barındırır…‘’
Yasalardaki boşluğu daha net anlatabilmek açısından… BüyükBritanya Krallığı İngiltere’ den bir örnek hikâye... Belki de rivayet… Bir bakalımmı?
İpten Alan Avukat…
Yer İngiltere… Birkaç yüzyıl öncesi... Adamın biricinayetten içeri atılır. Bir avukat bulunur. İlk görüşmelerinde avukat ‘’ Meraketme seni kurtaracağım’’ der. Adam, avukata güvenir ve mahkemeye çıkar. Karar: İdam.
Adam, avukata kızar, köpürür. ‘’ Hani beni kurtaracaktın?’’der. Avukat da ‘’ sen merak etme. Bu daha bir şey değil. Temyiz var. Senikurtaracağım’’ der. Dava temyize gider. Karar: İdam.
Adam yine avukata döner ve sorar. ‘’ Hani temyizde beni kurtaracaktın?’’Avukat gayet sakindir. ‘’ Dur daha, bu karar Avam Kamarası’nda oylanacak. Senikurtaracağım.’’ Dava Avam Kamarası’na gider. Karar: idam
Daha sonra Lordlar Kamarası ve Kraliçe’nin onayları vardırsırasıyla. Bu süreçte olanlar malumdur. Kraliçe’nin de onaylaması ile darağacıkurulur. Adamı sandalyeye çıkarırlar. Avukatla göz göze gelen adamın tüm öfkesibakışlarına yansımıştır. Avukat ise hala son derece sakindir. Gözleriyle işaretederek merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaktadır. Adamın ise artıkumudu kalmamaktadır. Cellat gelir, sandalyeyi iter ve talihsiz adam iptesallanmaya başlar. O sırada avukat kalabalığı yararak darağacına doğru koşmayabaşlar, merakla ne yapacağını anlamaya çalışan cellâdı bir hamlede geçer, ipikeserek adamı kurtarır. Tabii ortalık ayağa kalkar, bu sefer hem idam mahkûmuadam, hem de avukat yakalanır. Avukata bunu neden yaptığı sorulunca cevabışöyle olur. ‘’ Bu adam idam mahkûmuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüpölmemesi sizi ilgilendirmez, kanunda ‘’idam edilir’’ yazıyor, ‘’ idamedilerek öldürülür’’ yazmıyor. ‘’ İdamgerçekleşmiştir.’’ Der.
Bunun üzerine kimse adamı tekrar asmaya cesaret edemez. Adambelki de haklıdır! Diye… Olay karar için yeniden Kraliçe’nin önüne gelir.Kraliçe zekâsından dolayı avukatın iddiasını doğru bulur ve adamı affeder. Buolaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek ‘’ idam edilerek öldürülür’’ şeklinde yeniden düzenlenir.
Son söz
Dini dili ırkı her ne olursa olsun dünyaya gözlerini açanher ‘’ İNSAN’’ doğuştan suçsuzdur! Masum doğar... Onları şekillendiren birazda anne ve babalardır. Tıpkı birheykeltıraşın elinde yoğurduğu çamur hamurunu şekillendirdiği gibi… AdaletTerazisinde hile yapılarak, yalan dolan çıkarcı ‘’ işine geldiğine göre..’’,ikiyüzlü yetiştirilen her bir birey, topluma bir fayda sağlayamayacağı gibi,kendine ve ailesine de bir fayda sağlamaz. Bir şeyin farkında olalım. Ağaçyetiştirmiyoruz... İnsan yetiştiriyoruz’ un farkında olmak... Ayrım yapmadan adaletlidavranılarak yetiştirilen her bir birey ‘’ insan ‘’ aslında hukukunda doğruişlemesine, iyi bireyler yetişmesine katkı sunar... Hukuk nerede başlar? Tabi ki ailede başlar…Hukuk Fakülte’lerin de ise meslek olarak seçilir, Akademik Eğitimi alınır!… Nedersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız.
Detay: ‘’ Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ’’ kitapçığındayazan bütün kanun maddeleri TV ekranlarında Ana Haber Bültenleri öncesinde,birer dakikalık ‘’ Kamu Spotu’’ olarakmadde madde her gün yayınlanabilir. Toplumun adalet duygusunu geliştirir vepekiştirir. Bu konuda bilinç kazanmasına zemin hazırlar. ‘’ Hukuk Devleti ’’ olmaktoplumla birlikte hareket etmeyi gerektirir’’ diye bir görüş…