(SABAHATTİN ALİ)
Güzel bir yaz günüİstanbul’un Kadıköy’ünden köprüye gelen bir vapurda Ömer, Emine Teyze ilekarşılaşır ve Emine Teyzenin yanındaki kıza, uzak bir akraba kızı olanBalıkesirli Macide’ye aşık olur. Ömer, yirmi beş yaşlarında yakışıklı birdelikanlıdır. Aynı zamanda bir postanede hem çalışır hem de üniversiteokumaktadır sözde.
Bu arada aksiliklerpeşlerini bırakmaz. Emine Teyze’nin kocası Galip Bey de uğraştığı yağticaretinde de işleri bozuğa gider böylece büyük bir ekonomik krize girerler.Bu durum karşısında Macide onlara fazla yük olmamak için bir gezinti dönüşündeÖmer ile beraber gitmeye karar verir.
Beraberce karı kocahayatı yaşamaya başlarlar Taksim civarındaki bir pansiyonda. Ömer, arkadaşkesesinden geçinir olmuş, karısını da profesör, şairler ve yazarlar çevresinesokmuştur. Bir akşam çalgılı bir bahçede fasıl topluluğunda piyona çalan birgenç, Ömer’in yanına gelir. Bu gelen kişi Macide’nin ortaokuldan aralarındaplatonik bir aşkın yaşandığı müzik öğretmeni Bedri’nin ta kendisidir.
Zamanla Bedri öğretmenonların arasındaki durumu öğrenir ve finansal açıdan yardımda bulunur. İlerleyenyıllarda Ömer çevresindeki arkadaşlarının da etkisiyle içindeki şeytanıharekete geçirerek giriştiği işlerde çuvallamaya başlar. Düştükçe düşer venihayetinde tutuklanarak hapishaneye girer.
Günlerden bir güntahliyesine yakın Bedri, Ömer’i ziyarete gider. Aralarındaki konuşmalarınsonunda Ömer, hala nikahlanmadıkları Macide’yi Bedri’ye bırakır ve aradançekilir. Şimdi Macide, Bedri’yle yeni ve düzenli bir yaşama beyaz bir sayfaaçar.
Yapıt hakkında İkinciDünya Savaşı öncesi üniversite ve sanat çevrelerindeki sosyal, siyasal düşünceyönelişlerini de gösteren olaylarda rastlantıları ön plana aldığı için de birzıtlıklar toplamı olan eser, aydınların oluşturduğu bir çevre yergisidir. Buçevrenin en olumlu tipini yazar, Bedri’nin kişiliğinde yaratmıştır.
