İktidar Partisinde önümüzdeki günlerde yapılacak olan İl kongresi öncesinde, gizliden gizliye yapılan “parti içi mücadele”ye bakınca şöyle bir maziye doğru gidip hafıza tazeledim.

Sokak jargonuyla tanımlayacak olursak bazı şeyler hiç bitmemiş, her dönemde yapılmış.

Ancak enteresandır, hep sonunda keser dönmüş sap dönmüş, gün gelip hesap dönmüş!

Daha dün dönemin belediye başkanı Mustafa Poyraz’ın kendisinin makama gelmesinde en büyük emeği olan Veysi Kaynak’ın karşısına İl Başkanı adayı çıkartması...

Sonrasında Veysi Kaynak’ın kendisini siyasi hedeflerine gelmesine en önde emeği geçen Ali Sezal’a yaptığı...

Dönemin milletvekili Nevzat Pakdil’le Mustafa Poyraz ve Fatih Mehmet Erkoç arasındakiler...

Şimdilerde bir grup tarafından Ak Parti İl Başkanlığına getirilme mücadelesi verilen işadamı Atıf Şirikçi ile Veysi Kaynak’ın arasındaki...

Ak Parti tarhinde her dönemin, her makama kadrolu aday adayı olan müteahhit İdris Tezcan’ın hep en güçlülere yaptığı boşa giden yatırımları…

Bir dönemin İl Başkanı Av. Metin Doğan ile o dönemin Baro Başkanı Av. Vahit Paksoy arasındaki kazananı olmayan savaş…

Mevcut milletvekili Ahmet Özdemir olayı da cabası, henüz hepimizin hafızalarında yerini koruyor.

Ancak…

Ancak yine sokak jargonuyla tanımlayacak olursak, haticeye değil neticeye bakalım; hep keser dönmüş, sap dönmüş, hesap dönmüş…

Sonunda “haklılar kazanıyor” ama ya “o arada çekilenler, boşuna ödenen bedeller, mahrumiyetler!”

BOŞUNA ÖDENEN BEDELLER, MAHRUMİYETLER!

Fİ tarihinde Güneri Civaoğlu yazmıştı; Bir dönem “dağlar” gibi görünen niceleri zaman içinde birer “çukura” dönüşebilirler.

Zalimin kılıcı bir bakmışsınız kırılmış.

Dokuzuncu  Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e aittir o söz: “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner.”

Yanılmıyorsam, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında söylemişti.

“Seçilme, siyasi partiye üye olma, siyaset yapma hakları” anayasa ile yasaklanmıştı.

Hem de yüzde 100’e yaklaşan oy çoğunluğuyla kabul edilen bir anayasayla...

“Zaman gelecek, anayasa değişikliği halkın oyuna sunulacak, yasakları gene halkın çoğunluk oyuyla kaldırılacak...”

Kimsenin böyle bir ihtimal aklının ucundan geçmiyordu.

Biri çıkıp “bunların olacağını” söylese “deli” gözüyle bakılırdı herhalde.

Evet..

Sonunda “haklılar kazanıyor” ama ya “o arada çekilenler, boşuna ödenen bedeller, mahrumiyetler!”

YATACAK YERİ YOK

BÖYLE YÖNETİCİLERİN

TASARRUF tedbirleri diyerek kentimizin milli değeri olan tarihi Kahramanmaraş kalesindeki ışıklandırmayı iptal ederek işin cılkını çıkaran sözümona yöneticilerin…

YATACAK YERİ ÇOK

BÖYLE YÖNETİCİLERİN

K mevsimi gelmeden önlemini alarak sadece insanlara değil sokak hayvanlarını da düşünerek onlara yuva yapan Onikişubat Belediyesi yöneticilerinin…