Bu hafta sizlerle belki de spor camialarında “Bilinen ama hiç konuşulmamış” bir konuyu yazımızda dillendireceğim.
Camialarda “Kim kimi ne amaçla ve nasıl kullanıyor?” sorusunun açılımını yapacağız.
Merak etmeyin bizim açılımımızda “Bir yanı her yol mubah şeklinde illegali meşrulaştırırken, diğer tarafı yerin dibine gömmek, geçmişi yok saymak” olmayacak, tabii anlayana…
Konuyu açarsak; ASKF seçimi Amatör tabiri ile Gönül yolculuğunda bir takım belirsizlikler var.
Seçim gerekçesi ile Bugün önemli bir yol alınacak.
Kısacası seçim var seçim.
Buradan seçim öncesi sizlere ilan etmek istediğim konu ise kimin nasıl kullanıldığı…
Futbol camialarında zaman zaman ve özellikle skorsal anlamda kötü gidişatlar sonucu, hedef saptırmak adına “Kişiler, kurumlar ve basın aracılığıyla doğru yâda yanlış iddialar ortaya atılır.”
Genelde bu iddiaların “Muhatapları bilinir ama açık açık kim yâda kimler dillendirilemez.”
Asıl dikkat çekense “İddiayı ortaya atan, birilerine fısıldayan, birileri duysun isteyen” nedense hiç bilinmez.
Gelelim “Kimin kimi, nasıl ve ne şekilde kullandığına!”
X başkan yönetiminden sevmediği yöneticisinin “İstifa etmesini sağlamak” amaçlı, kendine yandaş, yakın gördüğü basın mensubuna yâda kişilere yöneticisinin “Özel yâda iş hayatıyla ilgili” duyulmasını istediği ipucular verir.
Y yönetici “Gündeme daha çok gelebilmek” adına, basına tabiri caizse “Atlatma yâda el altından” kendinin de içinde bulunduğu istediği haberi uçurur.
Z basın mensubu “Reklam alamadığı, röportaj yapamadığı, kendine yakın bulmadığı” hoca, başkan, yönetici veya futbolcu hakkında en ufak açığını ararken, iyi olduğuyla da “Yanlışlarını bir kalemde” görmezden gelebilir.
R kendini basın sanan Karaktersizler kendisine takımdan, yönetimden, alt yapıdan ve hocalardan
“Bilgi uçuran kişiden bilgi aldığı sürece” onun yanlışlarını görmez, bilgi uçuranda kendine rahatsızlık veren, konumu gereği söyleyemediklerini “sosyal medya sayesinde” dile getirmiş olur.
M hoca diğer hocalarla anlaşmazlıklarını, “Kendi açıklarını kişiliğine, yaşam felsefesine ters gelse de
birilerine yakın durarak kapatıp, diğer işini yapan hocaların ocağına incir ağacı dikmeye” çalışır.
Yukarıda verdiğimiz örnekleri artırmak mümkün, mümkün ama “Yazımızın mesajını anlayanlar için bu kadarı yeterli sanırım?”
Tabii spor camialarında “Doğru bildiğinden şaşmayan, eğri insanlardan uzak duran, bu gibi haysiyet ve onur yoksunlarına prim vermeyen akil spor adamları, başkanlar, yöneticiler, basın mensupları ve sosyal medya klavye kahramanlarının azda olsa camialarda bulunduğu” gerçeğini de unutmadan.
Yukarıda bahsi geçen örneklerin camiamızda bulunması bizleri yıpratırken herkes bir gün doğru yolu bulacak düşüncesi ile Değişim için gelişim lazım düşüncesindeyim.
Profesyonel takımımıza gelince hafta sonu Kırklareli deplasmanında zorlu bir maça çıkacak.
Kendi evinde elmas bulan Akdeniz Aslanı zaman kayıp etmeden Deplasmanda da kükrerse işler rayına girer…
Zor bir maç olacak.
Onlar açısından golcüleri yakından tanıyoruz, Mert Sinan Pekesen ve Ahmethan Köse…
Mert Sinan daha önce bizde forma giymiş bir oyuncu…
Ahmet Han ise Kahramanmaraşlı ve Fenerbahçe patentli…
Kırklarelispor gol ayakları olan Ahmethan Köse ve Mert Sinan Pekesen atıkları gollerle Kırklarelispor’u taşımaya devam ediyor.
Bu bağlamda Kahramanmaraşspor’u zorlu bir maç bekliyor diyebiliriz.
Biz zoru başarmayı seven bir takımız.
Zor bizi bekliyor, bakalım sonuç ne olacak.
İnşallah kazanan biz oluruz.
Kalın Sağlıcakla…