İnsan dönüp dolaşıp sonunda mutlaka Allah’ın huzuruna varacaktır. Başlangıcımız yok iken ondan geldiğimiz gibi yine dönüş onadır. Ölümle insan yok olmayıp , sonunda bir buluşma olduğuna iman ve bu imanla Allah’ın kendisinden razı olma ümüdi ile yaşamaktır. Bu makama : “Nefs-i mardiyye: kendisinen razı olunan nefis” makamı denir. Bu ise isteklerin sonu ve mertebelerin en üstünü olan rıza lezzetidir. İnsanın nefsi önce “ nefs-i emmare : kötülüğü emreden nefis “ iken dini bilgi ve Peygamberimizin ahlakı olan büyük ahlak ile ilerlemeye başladıkça, gelişerek ikinci de nefs-i levvame: kötülüğünden dolayı kendini kınayan nefis”, üçüncü olarak da nefs-i mutmainne: kötülükten temizlenerek Allah’a yaklaşıp huzura eren nefis”, dördüncüde “ nefs-i radıya: kendine sonsuz nimetler bahşedilen Rabbinden razı olan nefis”, beşincide “ nefs-i mardiyye : Allah’ın kendinden razı ve hoşnut olduğu makbul nefis” odur ki, Fecre suresinde ki “ Ey huzur içinde olan nefis ! sen rabbinden razı, Rabbinde senden razı olarak ona dön.” Biz dünyaya gelirken yaratılışta ki mizacımızla gelmiş, henüz bir işe karışmamış, yapacağımızı yapmamıştık. Buradan giderken ise iyi veya kötü kazanacağımızı kazanmış, iyilik veya kötülük namına neyimiz varsa hapsini omuzumuza almış, sorumluluğu yüklenmiş olarak gideceğiz. Kısaca zatımız , Allah’ın ilmiyle , varlığımız Allah’ın varlığı ile , baki kalmamızda Allah’ın baki oluşu ile var olur. Allah’ın varlığı ise ezeli ve ebedidir. Yani başlangıcı ve sonu yoktur. Bundan dolayı Allah’a dönüş, o’nun lütfuna ve kahrına ermiş olarak , onda baki olmaktır. Bu itibarla Allah’a dönüşümüz, öldükten sonra bütün halimizle bize Allah’ın hakim olması, hüküm verici ve varılacak tek merci’in o olmasıdır. Ahiret sadece ruhun baki kalışı olmayıp , berzah aleminde ki hayattan sonrada insan başka bir diriltiliş ile dirilecektir. İşte böylece insanın esas gayesi sonunda Allah’a bir dönüş olacaktır. Ozaman işte Allah’ın salavat ve merhameti bunlara mahsustur, işte hidayete ermiş, doğru yolu tutmuş ancak bunlardır. Mardiyye makamı işte burasıdır. Yüce yaratcı: Fecr suresinde: “ katıl iyi kullarımın arasına, gir cennetime”buyurmaktadır. O gaye ile yerine getirilmesi çok zor olan, Allah’a şükür ile meydana gelecek kusurları ve günahları örtecek , insanı sevaplara garkedecek ancak ilahi yardımla olur. Mü’minler bunu bilerek namaz ve sabırla yardım istemektedirler. Ancak bu şekilde “Radiye ve mardiyye “ makamı kazanıla bilmektedir. Mü’min namazlarında Mescid-i haram tarafına yönelerek, Allah’ı zikredip , o’na şükrederek dünya ve ahiret nimetlerini tamamlamış ve ebedi hoşnutluğa ve rıza mertebesine ulaşmış olur. Rabbim bizleri de memnun olduğu ve razı olduğu kulları arsına katsın inşallah. Kainat’ın sahip ve yaratıcısına emanet olun .
Ahmet OĞUZ