Mavi kapak kampanyası ilk olarak 2010 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi tarafından başlatılmış. Onlar bu kampanyayı üç yıl kadar sürdürmüş ve daha sonra bırakmış. Ancak ülke genelinde çok çabuk kabul gören bu hayırlı kampanya başka kurum ve kişiler tarafından devam ettirilmiş. Bu güzel kampanya o kadar çok sevildi ve destek gördü ki, tüm ülke bu kampanyayı destekledi. Toplanan bu mavi kapaklar sayesinde onlarca, binlerce hatta milyonlarca özürlü kardeşimiz rahata kavuştu. Böylece bir nebze de olsa kendiişlerini kendileri görme imkânı elde etti. Kendi işini görmenin mutluluğunu ancak bu durumu yaşayanlar bilebilir. (Bunu az da olsa anlamak istiyorsanız içeceğiniz bir bardak suyu başkaları içirsin) İşte bu özgürlük onları az da olsa rahatlattı. Daha doğrusu ev hapislerini özgürlüğe çevirdi. Böylece özürlü vatandaşlarımız bu sandalyeler sayesinde rahatça gezebilme imkânına kavuştu. Az da olsa başkasına muhtaç olmadan istediği yere gidebilmek onlar için çok önemliydi. Bunun önemini özürlü yakınlarına sorabilirsiniz. Dışardan insanlar ve onları düşünmeyenler bu mutluluğu ve yaşanan sıkıntıyı bilemez. Ancak kadim insanlarımız onların hissettiğini hissedemese de elinden geleni ardına koymadı. Küçük büyük demeden herkes kapak toplamaya başladı. Bazıları da elinden gelenin fazlasını yaptı. Hayırseverler her ne kadar elinden geleni ve fazlasını yapsa da onların bu çalışmasını kıskananlar da oldu. Hayır işi yapmayan ve kendisini akıllı zanneden bu kıskanç insanlar Facebook'ta bulunan paylaşımlara dayanarak bu işi yapanlara iftira atmaktan geri durmadı. Avukat olduğu söylenen biri (Avukat olduğu da kesin değil) mavi kapak adı altında yapılan sahtekârlığı bulmuş ve daha neler neler yapmış. Halkı uyandırmak için kendince sayfalarca yazı yazmış bu yazıyı yasalar ve maddeler birazda düz mantık açıklamalarla süslemiş. Bu yazıyı okuyan ve her gördüğüne inanan ama kendini uyanık zanneden bazı saf insanlar da bu yazıya dayanarak iyilik yapan hayırseverleri enayi durumuna sokmaya ve onlara iftira atmaya başladı. Bu iftiracı insanlar başkalarına faydası olmayan ve faydası olanları da engelleyen kişilerden başkası da değildi. Sizin anlayacağınız her olayda komplo teorisi üretmeyi başaran insanımız bunda da komplo teorisi üretmeyi başarmıştı. Neden olmasın. Bu insanlar yıllardır Kurtlar Vadisi dizisi izleyerek yaşamıştı, oturduğu yerden ülke kurmayı ve kurtarmayı çok iyi biliyorlardı. Komplo teorisi üretmekte de üstlerine kimse yoktu. Dizileri izleyerek ülke ve gerçek dünyaya adapte olmaya çalışan bu insanları da anlamak lazım. Yaşadığımız hayatın dizilerdeki gibi olmadığını bilmiyorlar. Ve gerçek dünyayı dizilerdeki ve face deki hayat olarak görüyorlar. Bu insanlara kızmamak aksine üzülmek gerekiyor. Tez zamanda da onları bu sanal âlemden kurtarmak… Şehrimizde de Mavi Kapak işini en iyi yapan ve bu güne kadar üç binden fazla tekerlekli sandalye dağıtan (kendisini şahsen tanıdığım) Abdulkadir Gülmez var. Bu yardım sever kişi hakkında da iftiralar atıldığını üzülerek öğrendim. Kişiliğini seversiniz sevmezsiniz, belki de ticaretini beğenmezsiniz onlar beni ilgilendirmez. Ancak hayırseverlik ve tekerlekli sandalye konusu beni ilgilendirir. Çünkü binlerce insana yardım etmiş ve etmeye de devam eden biri. Ben onun yaptığı birçok dağıtımı biliyorum ve bu nedenle bu iftiralara da inanmıyorum. Ancak tanımayanlar ve bilmeyenlerin aklında yine de soru işareti olacağını düşünüyorum. Zira sinek küçük ama mide bulandırmaya yetiyor. Bu nedenle kendimde bu yazıyı yazma mecburiyeti hissettim. Üç bin kişiden fazla tekerlekli sandalye vermiş bir kişi hakkında atılan iftiralara ve iftiracılara karşı yazı yazmak vazifem diye düşünüyorum. Çünkü Kadir Bey şahsında özürlü kardeşlerimin ve tüm iyilikseverlerin savunucusu oluyorum. Daha güzel bir dünya için iyilikseverlerin desteklenmesi ve çoğaltılması gerekiyor. İftiralarla çökertilmesi değil. İftira atanlara gelince; öncelikle sizler, faceden olur olmaz fotoğrafları paylaşarak fakirlere yardım ettiğinizi düşünebilirsiniz ancak fotoğraf paylaşarak yardım edemezsiniz. İkinci olarak, rant yaptığını düşündüğünüz bu insanları neden şikayet etmiyorsunuz? Bildiğiniz ve bulduğunuz bu rantın belgelerini neden herkese sunmuyorsunuz? Yoksa elinizde sadece Facede okuduğunuz o yazı ve paylaşımlar mı var? Dağıttığı tekerlekli sandalyeler ile şehrimizde bir numara olmuş bir insan bu sandalyelerden ve özürlü insanlardan nasıl bir kar edebilir? Özürlüler derneğine, yardım kuruluşlarına ve birçok kuruma tekerlekli sandalye vermiş bir insan nasıl olurda rantçı olabilir ve bu rantı sadece birkaç akıllı bulabilir? Sayın Gülmez eğer rant elde ediyorsa bunu tek başına yapmıyordur. Tekerlekli sandalye dağıtırken fotoğraf çektirdiği yetkili kişilerde mutlaka bu ranta ortaktır. Fotoğraflarda sizlerde görüyorsunuzdur bu kişileri, eğer ortada bir rant varsa onlar da ortaktır ve onlarında ifşa edilmesi gerekmiyor mu? Yoksa fotoğraftaki diğer kişilere gücünüz yetmediği için sadece Abdulkadir Bey'e mi saldırıyorsunuz? Ya da Abdulkadir Bey sizlere reklam verse idi onun hakkında olumsuz haber yapar mıydınız? Velhâsıl, memlekete iyilik yapmak istiyorsanız iyilik edenlere değil, yanlış yapanlara dikkat edin. Malum memleketimiz yanlış yapanla dolu…