Ligin bitimine 8-9 maç kala kırmızı çizginin altına düşen temsilcilerimiz son haftalarda yaşanan şaşalı günlerden bir anda kara günlere geri döndü. Sussak olmuyor, yazmasak gönül razı değil… İç sahalarda sıkıntılı, deplasmanlarda Zıplayan çekirge, artık deplasmanda da zıplamıyor. Rakibi boğan Kahramanmaraşsporum gitmiş rakibinin futbolunu kabul eden Kahramanmaraşsporum gelmiş. Erdal hoca dönemiyle başlayan “Sistemsizlik ve oyunu domine edemeyen” anlayış, “Bir gol atalım, üstüne yatalım” felsefesi, değişir diye umduk ama deplasmanlarda alınan puanlar sonrası bu göze hoş gelmeyen oyun sorunu bir süreliğine rafa kaldırmıştı. Ta ki iç ve dış sahada alınan mağlubiyetlerin ortaya çıkmasıyla, “Puan tablosunda gerileme başlayana kadar!” Bandırma maçında gösterdi ki “Geri düştüğümüz maçlarda oyunu çevirecek bir forvet, oyun sistemimiz ve bir B planımız yok” Sadece karambol ve duran toplardan medet umuyoruz. Yenilgiden galibiyete ulaşmamız inanın “Atomu parçalamaktan” daha zor! Hacettepe maçına gelince aynı tas aynı hamam, biz beceriksizik, onlar bizden daha beceriksiz. Artık iç sahada alınan bir puana dahi sevinir olduk, galibiyeti unuttuk. İyi iken iyisiniz demesini bildiğimiz gibi kötü iken de kötü olduğunuzu yazarım. Yani maçın başından sonuna kadar resmen sefilleri oynadık. Kahramanmaraşsporum bu değil seyrettiğimiz hayran olduğumuz Kahramanmaraşsporum gitmiş resmen üzerinde “ölü toprağı” olan Kahramanmaraşsporum gelmiş. Her neyse bu hafta 1 puan aldık bari sevinelim 3-4 haftadır tık yoktu, şimdi hiç yoktan 1 puan aldık. Önümüzde Orduspor maçı var ve Ordu can derdinden kurtulma çabasında… Eğer bu Kahramanmaraşsporum ile Orduspor karşısına çıkar isek bozguna uğrarız. Ama bizim bildiğimiz “rakibini boğan” sağlı sollu atakları ile rakibini bozguna uğratan Kahramanmaraşsporum sahada olur ise işte o zaman tadından yenmez. Şehrin fırtınasına gelince Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesporum bu farklı mağlubiyeti ile tüm ihtimalleri bitirdi. Artık bu vakitten sonra kimse hayal kurmasın. İç saha ve dış saha mağlubiyetleri ile alınan başarısızlıklar takımı zemine doğru çekti. 3-4 sezonluk Play-off başarıları ve yapılan şampiyonluk havası alınan mağlubiyetler ile rafa kaldırılmış, yerine can derdi ve ligde kalma telaşı sardı… Artık tekke düştü kel görünmüştür. Yedi haftayı “heba” ettik. (öncesi zaten tam bir komedi) Bu durum hakikaten iyi değil. Mağlubiyetinde bir derecesi olur. Oynayarak mağlup olursun hırsına yenik düşer gördüğün kartlar ile eksik kalır mağlup olursun ama bir takım onbire onbir maç bitiriyor ve beş yiyorsa o zaman bu takımın “ruhu gitmiştir” Ve bu ruh bir daha geri gelmez. Bu mağlubiyet ile alınacak “kelleler” bir işe yaramaz. Bu zamandan sonra yapılacak tek bir şey kalmıştır. “Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesporum lig de tutmaktır” Gerçeklerden konuşmak gerekir ise Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesporum bu mağlubiyeti bir iki maçta ancak atar ki kalan maç sayısı zaten Yedi! Ofspor maçı bizi ateş hattına atan maçtı, Tamam, belki yenemezdik ama kesinlikle bu kadar farklı mağlubiyet olmaz idi. Mağlubiyetin azı çoğu olmaz diye bir şey yok zannetmeyin. Hafta sonu deplasmanda zorlu bir maç var ve ardından iç saha maçı… Dış sahadan çok, iç saha maçı daha önemli… Mağlubiyet taraftar da infiala yol açar. Yani zor bir dönem bizi bekliyor. “O forma altında oynayan tüm oyunculara saygımız vardır, iyi oynasa da kötü oynasa da, o formadan ayrılıncaya kadar!” “Biz bu arma sevdalıları bir oyuncumuzun başka takıma gidip, geri geldiğinde bile”, rakipte oynarken sahadan çıkarken “Formasını çıkarıp, alaycı bir şekilde tribünlerinin önünde öpenleri bile ” döndüğünde tekrar bağrımıza bastık. Şimdi tek vücut olup ligde kalma zamanı 1 takım için değil, 2 takım içinde geçerli… Kalın Sağlıcakla…