Değerli arkadaşım ,ilköğretim Müfettişi  Hacı Bayram Beşçocuk  ile Kahramanmaraş’ın eğitim –öğretim durumunu konuşuyorduk. Söz ,okullara verilen isimlerden açıldı. Bir çok kahramanlarımızın okullara verildiği,ancak bazı kahraman ve gazilerimizin  isimlerinin  bir eğitim kurumuna verilmediğini işaret etti. İşin doğrusu ben de kimlerin isimleri okullara verildi. Kimlerin verilmedi bilemiyordum. Söz döndü dolaştı  kurtuluşumuzun kahramanlarından “ ABDAL HALİL AĞA” ya geldi. Hacı Bayram  bey : -Benim bildiğim kadar  “ abdal Halil ağa” ismini taşıyan bir okul yok dedi. Bende duymadım dedim. Hacı Bayram bey :“hocam bunu bir köşende yaz. Buda bizim  önemli Kahramanlarımızdandır . İsmi yaşatılmalı “dedi. Bende seve seve yazarım. Elbette ,Şehrimizin Kurtuluşunda kimin emeği varsa onlar unutulmamalı. Peki Abdal Halil Ağa kimdir? Kurtuluş savaşında ne yapmıştır.? Bir kere daha kısaca anlatalım. Abdal Halil Ağa Kahramanmaraş’ın doğusunda Sakarya mahallesinde ikamet eden ve davulcuların başı olan bir Maraşlı. Ağa kelimesi “baş”anlamına da geldiği için ,meslekleri icabı bunun bir başı olması gerektiği için davulcuların başı  Abdal Halil’e  Ağa unvanı verilmiştir. Abdal kelimesi gezgin anlamına geldiği gibi aynı zamanda derviş anlamına da gelmektedir. Kurtuluş savaşı başlamadan önce;  Ermeniler , Fransızları karşılamak için tören hazırlıkları yapıyorlardı. Karşılama töreninin ses getirmesi için Ermenilerin başı Hırlakyan Agop tüm davulcuların da  törene gelmelerini istedi. Bunun için Abdalların başı Halil Ağayı huzuruna çağırttı. Durumu izah etti. 10 altın vereceğini de belirtti.  Abdal Halil Ağa bu teklife ve Fransızların Maraş’a geleceğine  üzüldü. Ve bu teklifi kabul etmeyeceğini Hırlakyan’a oracıkta bildirmişti. Ancak Hırlakyan ; Abdal Halil Ağanın  parayı az bulduğunu zannederek  20 altın vereceğini söyleyince ;Abdal Halil Ağa gerçek düşüncesini düşmanın yüzüne söylemiştir. “  Beyim bu para meselesi değildir.Din bahsidir.Sen şu kasnağımın içini altın ile doldursan  bile bu tokmak bu davula vurmayacaktır.Ben din kardeşimin bağrına çomak sokamam.”         Ermeni Hırlakyan Abdal Halil Ağaya tehdit vari sözler söyledi. “ Bu yaptığın unutulmayacaktır Halil Ağa.Fransızlar gelsin bunun hesabını senden soracağım.”  Dedi.        Halil Ağa sakinliğini bozmadı ve Hırlakyan’a : “Gün doğmadan neler doğar,göreceğiz beyim” deyip ayrıldı.        İşte böyle bir yiğit kahramanın isminin bir okulumuzda yaşatılmasını ben de canı gönülden isterim. O günkü şartlarda bu sözü söylemek gerçekten kelleyi koltuğa almaktır. Tüm kahramanlarımızın ve gazilerimizin ruhları şad olsun. Onlar o gün canlarını ortaya koymasalardı bu gün bu topraklarda yaşayamazdık.        Milli Eğitim müdürümüz Sayın  Mehmet Emin AKKURT beyden  böyle bir çalışma yapmasını  bekleriz.