Ülkemizde bilindiği üzere ortaokulu tamamladıktan sonra liseye geçiş bir dert, liseden sonra yükseköğrenim’ e geçiş bir dert. Ancak asıl mesele ise tüm bu emeklerin ardından tamamlanan eğitim hayatı sonrasında güzel bir iş bulmak… Gençlerimiz yıllarca verdikleri emeklerin karşılığını alacaklarına inanarak emek emek gelip, daha sonrasında çok zorlanınca duygusal bir boşluğa düşüyorlar.
Bu duruma çağımızın çözüm bulunamayan hastalığı da diyebiliriz. Aileler de gelecekte çocuklarını güzel günlerin beklediğine inanarak çocuklarını da bu yönde motive ederek eğitim-öğretim hayatını tamamlamalarını sağlıyorlar. Bundan sonrasında olanlar oluyor… Gençler gittikleri her kapı yüzlerine kapanınca duygusal buhranlar yaşayarak önce çevrelerine, sonra ailelerine ve sonrasında ise kendilerine küsüyorlar. Bunun sonucunda ise gençlerimizi kaçınılmaz olarak depresyon bekliyor.
Son olarak söyleyebileceğimiz son şey şu ki; çocuklarımızın ve gençlerimizin bu durumdan kurtulabilmesi için yetkililerimize büyük iş düşüyor. “ Boş Üniversite Mezunları “ yetiştirmekte onların elinde, “ Geleceğe Umutla Bakan Nesiller Yetiştirmek “ te onların elinde.
Türkiye’de üniversiteli işsiz oranı her geçen yıl artıyor. TÜİK’in 15 Ocak’ta açıkladığı verilere göre yükseköğretimde işsizlik oranı yüzde 12.8. Bir işi olanların bir kısmı yıllarca eğitimini aldığı alanda çalışamayınca, bulduklarıyla idare etmek zorunda kalıyor. Kimi diplomasını duvara asıp kurye olarak çalışıyor, kimi çobanlık yapıyor, kimi güvenlikçi...
8 MADDEDE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Uzmanlara ve genç istihdamı üzerine çalışan sivil toplum kuruluşu araştırmalarına göre ortaya çıkan çözüm önerileri özetle şöyle:
1-) Türkiye iş piyasasının genel dinamiğini dikkate almadan eğitimli genç işsizliği analiz edebilmek çok kolay değil. Nasıl bir iş piyasamız var, neler üretiyoruz, zihinsel emeğe ne kadar ihtiyacımız var? Bunların cevapları iyi verilmeli.
2-) Gençlerin işsiz oldukları dönemde temel gereksinimlerini dikkate alan bir tür ‘işsizlik sigortası’ geliştirilmeli.
3-) İşlerin ‘genç dostu’ olabilmesi için işsiz gençlerin beklentileri daha iyi anlaşılmalı.
4-) Üniversitelerin kariyer planlama merkezleri güçlendirilerek mezunlara doğrudan temas edilebilmeli.
5-) Özel sektörde insan kaynağı ihtiyaçlarına yönelik düzenli envanter çalışmaları yapılmalı.
6-) İŞKUR’un özgeçmiş veri tabanları güncel hale getirilmeli ve işverenin ihtiyaçlarına uygun olmalı.
7-) Gençlerin öncelikli beklentisi ‘iyi bir maaş’ ve ekonomik bağımsızlık kazanmak olduğundan kendilerine en uygun işi değil, önlerine çıkan ilk fırsatı değerlendiriyorlar. Bu konuda farkındalık çalışmaları yapılmalı.
8-) Kadın istihdamı teşvik edilmeli. Kamuda personel alımında eşit eğitim ve vasıf düzeyine sahip adaylardan kadınlara öncelik verilmesi eşitsizliğin aşılması bakımından önemli.