Olasılıklar evreninde yaşıyoruz ve bunun farkında olmadan kader deyip geçiyoruz.Üstelik suçlayarak ya ebeveynlerimizi ya kaderimi yada ALLAHI suçluyoruz şunu şöyle yaratıp şunları verdin beni böyle yaratıp bunları verdin diyerek; bunu okumuşuda cahilide abdestliside abdestsizide yapabiliyor.Hayatta kimse kendi sorumluluğunu almak istemiyor,okuyup araştırıp öğrenmek istemiyor en kolayı parmakla dışarıyı göstermek,parmakm dışarıyı gösterirken diğer dört parmak kendisini gösteriyor onun bile idrakında değiliz adeta gözlerimizin önünde sis perdeleri var aralanmasın diye elimizden ne gelirse yapıyoruz aslında içten gelen bilgi var öğrenirsen bilginin sorumluluğunu yerine getireceksin sorumluluğu almak kolaymı değil tabiki her bilginin kendine göre ağırlığı ve duruşu var bu sebepten biliyormuş görünüp bilmemek sorarsan herkes her konu hakkında bilgi sahibi ve her konu hakkında ne sorarsan biliyor ama biliyor uyguluyor mu hayır pekala uygulamadığın sorumluluğunu yerine getiremediğin bilgiye bilgi denilir mi o sadec yüktür.
Ya hayr konuş ya sus bu bizim ayetlerimizde ayetlerimizde dua etme şekli bile öğretilimiş dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver diye rabbina atina dua sı ile dua nasıl yapışır öğretilmiş yani dualarımızda bile olumlu kelime esenlik içeren kelimeler varken biz müslimanız derken ağzımızdan çıkan sözcüklere hiç dikkat ettiniz mi dua değil resmen beddua
Güzel konuşanada imreniriz dili ballı diye,buna bazı kesim kulp takıp yalakada diyebiliyor.
Bu haftaki söyleşi konuğum sevgili Recep Özer idi kendisinin hikayesi 16 yıllık matematik öğretmenliğini bırakıyor hayatını bir kitap değiştiriyor.Evrenden torpilin var AYKUT OĞUT,okuduğu bir kitap kendi yaşam amacına yönlendirip şuan baskısı hazırlanan kitap yazdırıyor.Eskiler gönülsüz iş ya baş ya diş ağrıtır derlerdi.bunca insan sadece çalışıyor ve maddi manevi bir buhran içerisindeler çünkü buluştukları iş yaşam amacına götürmüyor.sadece çalışmak için çalışan kesim sevdiği işle kendisinden bir parça olan kişilerin çalışmalarına baktığınız zaman çalışmıyor yaptığı hangi iş ise yaşıyor ruhu ile işte o her ne işse ona maddi mavevi zenginlik getiriyor.Sevgili recep özerin hikayesi buna en güzel örneklerden birtanesi işinin kendisini mutlu etmediğini farkedince cesaret edip istifasını veriyor ve ben hem kendime hemde başkalarına katkı olacağım bunun için neler mümkün diyerek yola çıkıyor.Şuan yüzbinlerin üzerinde insanlarla buluşup katkı oluyor yutdışında seminerler ve eğitimler açıyor ve arkasından binlerce insanalara eğitimleri ile mutlu bireyler yetişmesine vesile oluyor. En güzeli soru sormayı öğretiyor neden? niçin ?ne? gibi yargılayıcı sorular yerine bilinci beyni çalıştıracak nasıl ?acaba? gibi katkı olabilecek sorular sormayı öğretiyor.Mucize kelimesi ile açılan kilitlere şahit oluyoruz. Neler mümkün diyerek olasılıklar evrenini hakereke geçirmeyi öğreniyor
Bende bir soru sorayım bu yazdığım yazı ile kime yada kimlere katkı olabilirim ?bunun için neler mümkün.Mucizeyiz an be an mcizeler içerisindeyiz kaldır aradan aksın yaradan….