Bir gün dostumun biri; “Para pul almıyorsun, siyasetten bir beklentin yok yani hiçbirmenfaatin söz konusu değil, buna rağmen niye yazıyorsun”? Diye bir soruyöneltmişti ve güldüm doğru, hiçbir menfaatim yok madde adına! Okumak düşünmekbu memleketi sevmek nasıl bir erdemlilik ise yazabiliyorsan yazmakta bence birerdemlilik olsa gerek.

Duygularını düşüncelerini buhalkla paylaşabilmek ayrı bir sorumluluk ve mutluluktur.

Her şeyden önce hayata sahiplenmektir,insanların dertleriyle dertlenmek, sevinçleriyle sevinmektir kısacası hayatıpaylaşmaktır.

 

Yazının icadı medeniyetlerindönüm noktasıdır. Kültürlerin gerçek taşıyıcısı ve koruyucusu yazılardır.Böylelikle okumanın fazileti de ortaya çıkıyor. Dinimizin ilk emri     ”OKU”denmesindeki mana bunun için önem arzeder.

Yazı;Duygu ve düşüncelerin beyindeki fotoğrafıdır.Hepimiz biryerlerde mutlaka bir konferansı veya bir konuşmacıyı dinlemişizdir.Konuşulanlarınçoğu aklımızda kalmaz oysa yazılanlar yerli yerinde durur,yani “söz uçar yazı kalır” özdeyişi de boşasöylenmemiştir

Yüzyıllar geçmesine rağmen MevlanaMesnevi’yi ve diğer eserlerini yazmasaydı,Mevlana yı nasıl anlayacaktık!

 

Eğer birileri duygu düşüncelerinive bilgilerini aktarmasa idi,  bu günfarklı bir dünya oluşumunun içinde olurduk. Her dönemin birikimleriyazılmasaydı çağlar arasına neyi taşıyacaktık! İnsanlığın yararına olan buluşları,bilgileri geleceğe taşımak için bilim adamı bildiklerini yazar. Bir şair, yazartoplumun derdiyle dertlendiği için, kültürüyle iç içe olduğundan dolayı yazar.Hukukun devlet yönetimindeki önemi açısından kanunlar yazılır.

Bir baba veya anne meslekibilgilerini bir tarafa yazar ve çocuklarına aktarır. Yani her insanın yazıyazması için mutlaka mantıklı bir sebebi vardır.

 

 İnsanı diğer varlıklardan ayırtan en büyüközellik düşünebilen ve kararlarını uygulayan bir varlık olmasıdır. Öyleysehayatın içinde cereyan eden her şey insanı ilgilendiriyor. Herkesin yazmaalışkanlığı olmayabilir, ama herkesin bir düşünce platformu vardır. Bu sebeple düşünmek,okumakta bir sanattır.

 İnsanlık bizim ortak paydamız ise o halde düşünce ve duygularınpaylaşımında da bir ortak yönümüz vardır, çünkü düşünüyoruz.

Marcus Aurelius’un  dediği gibi “Hayatın mutluluğu düşüncelerinniteliğine bağımlıdır;Onun için buna dikkat et ve fazilete ve eşyanın tabiatınauymayan hiçbir düşüncenin  kafanı işgaletmesine müsaade etme!”

 

Yazar yazdıklarının sorumluluğunutaşırken, ölçüyü de dikkat etmesi gerekiyor. Kalem keyfe göre yazmamalı veya kukla olmamalı, kalem ağırlığınıasaletini korumalı.  

      Sezai Karakoç ”Kalem, çağın sorumlu şahidi” derken her şeyi zaten anlatıyor.  Bu bağlamda, düşünmek düşündürmek vesorumluluğumuzu bilmek zorundayız.

 

Kalemi sağlam yazar; Yazdıklarıyla cesurdur, cömerttir ve yüreğindekilerini toplumla paylaşmasını bilir. Adam trilyonlarla uğraşır içinde kopanfırtınaları açığa vuramazken, yazar bazen fırtınalı denizlere açılır lodos’ ayelken açar. Bazen yalnızdır ama yazma sanatını da iyi bilir.

 

 

 

 

 

Paylaşmak demişken bir şiirimi desizlerle paylaşmak isterim.

 

YAŞAM BİR GÜLÜŞTÜR 

                            

Bizler unutulmuşolsak ta bir köşede

Kültür mahzeninde

Raf, raf birikimlerimizle

Damıttığımız sevgi damlacıkları

Anlaşılmasak ta anılmasak ta

Yine yazarız bütün hayatları

Bir çocuğun gülüşüne

Bir çiçeğe dokunuşa

Zenginlik deriz yaşayışımızla

Bazen bir kuşun kanatlarına takılırız

Gökyüzünde dünya ile şakalaşırız

Bizim fazla kaygımız yok rızk’a dair

Şükretmesini iyi bilen kişileriz

Çünkü bizler;

Gözü gönlü tok şairleriz                                  

                                                                   Hoşça kalın!