Esarete karşı boyun eğmeyen milletimiz bugün 30 Ağustos Zafer Bayramının 100. Yılını kutluyor.
Kahramanmaraş’ta da çeşitli etkinliklerle bu önemli gün yad ediliyor.
Yapılan Programda Atatürk anıtı Çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile Şanlı Bayrağımızın göndere çekilme töreni, Şehitlik Defterinin imzalanması, Saygı duruşu ve saygı atışı, Şehit mezarlarının ziyaret edilmesi ve mezarlara çiçek konulması, Kuran-ı Kerim Tilaveti ve duaTrabzon caddesi Resmi Tören geçişi yapıldı.
Resmi daireler ve STK’lar ise kendi programları doğrultusunda etkinlikler yaparak güne anlam ve önem kattı.
Türk Milletini 30 Ağustos Zaferine ulaştıran harekâtın güç kaynağı, askerî olduğu kadar siyasidir de.
O kadar ağır şartlar, aşılmaz sanılan engeller karşısında bu kadar büyük bir zafer, yalnız askerî deha ile sağlanamazdı.
Kurtuluş Savaşına önderlik edenler, bu savaşta kendileri için gerekli başlıca desteğin millî irade olduğuna inanmışlardı.
Onun için, Kurtuluş Savaşının başlangıcından itibaren, hattâ başlamasından önce, millî iradeye ifade ve etki gücü kazandıracak bir siyasi teşkilâtlanmayı, bir siyasi mekanizma kurup harekete geçirmeyi, en az, askerî bakımdan teşkilâtlanma kadar önemli sayıyorlardı.
Daha doğrusu, askerî bakımdan teşkilâtlanmanın, hele o günkü şartlar altında, mümkün olmasını ve beklenen verimi sağlamasını, bu siyasi teşkilâtlanmaya bağlı görüyorlardı.
O bakımdan, Türk halkı için, Cumhuriyetin, demokrasinin, hattâ modern anlamda bir millet oluşun tarihi Kurtuluş Savaşı tarihniden ayrı düşünülemez.
Ne diyordu Büyük Atatürk; “Hiç bir zafer gaye değildir.
Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir gayeyi elde etmek için gereken vasıtadır.
Gaye, fikirdir.
Zafer, bir fikrin elde edilişine hizmeti nispetinde kıymet ifade eder.
Bir fikrin elde edilişine dayanmayan bir zafer ölümlü olmaz.
O, boş bir gayrettir.
Her büyük meydan muharebesinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir âlem doğmalıdır, doğar.
Yoksa başlı başına zafer, boşa gitmiş bir gayret olur.