Bir referandumu daha kazasız belasız atlattık. Her seçimde olduğu gibi yenilenler yine bahaneye sarıldı. Fark da az olunca itiraz kaçınılmaz oldu. Memleket seçim işinde uzmanlaşmış artık sonuçlar hemen açıklanıyor. Neden olmasın ki yıllardır iki sene de bir seçim atlatıyoruz. Son yıllarda birkaç defa da referandum yaptık. Ee doğal olarak da ülkem bu işi pratiğe döktü. Erdoğan bu referandumla yıllardır sağ partilerin yapmak istediği ama bir türlü başaramadığı bir olayı daha gerçekleştirdi. Bu iş yıllardır sağ partilerin hayaliydi. Erdoğan bile bu oranda geçirdi ise eskiler boş yere hayal etmiş diyorum. Çünkü oy farkı çok düşük ve yaşadığı dönemde Erdoğan’dan daha etkili bir lider daha olmamıştır. Diğerleri ise asla başarılı olamazdı. En son söyleyeceğimi de baştan söyleyeyim. Yenilen güreşçi güreşe doymaz imiş. Bizim muhalefet yine çamura yatıyor. Yenilginin nedeni kendileri değilmiş gibi tartışmaları devam ettiriyor. Her seçimde olduğu gibi sonuca itiraz edip yenilginin sebebi olarak başkalarını görüyor. Ve iktidara vurmak için seçim görevlileri ve herkesi suçluyor. Tabi bu sefer YSK oyun sırasında kural değiştirdiği için CHP yi bir nebze de olsa haklı kılıyor. Bence itiraz da tüm suç YSK da. Yenilgi ise muhalefette. Bir sıkıntı veya yenilgide kişi suçun kendisinde olduğunu kabul etmek yerine başkalarını suçluyor ise bilin ki suçlu o dur. Bu seçimde de yıllardır hep yenilgi yaşayan muhalefet, yine bir suçlu buldu. Artık onun peşinden koşsunlar ve kendi yenilgilerini örtbas etmeye çalışsınlar. İkinci bir nokta ise böyle önemli bir değişikliğin %51 ile değiştirilmesinin yanlış olduğu düşüncesi. Tamam! Bende buna katılıyorum bence de böyle önemli bir değişikliğin bu kadar az bir farkla değiştiriliyor olması doğru değil. Ancak sormak istediğim bir soru var. Böyle bir problem seçim öncesi neden akıllarına gelmedi de iş işten geçtikten sonra geldi. Referandum yapılıyor ise %50 ve üzerinde oy alan başarılı olur ve istenilen değişiklik kabul edilir. Bunda da herhangi bir şaibe yoktur. Yenilen için kabul edilemez çünkü fark çok az. Bunun dışında bir problem olduğunu düşünmüyorum. O da yenilenlerin sorunu. Bu sorun sadece bizde değil zira başka örnekleri de var. Örneğin Avrupa ülkelerinde bile durum aynı ve buna kimsenin itirazı yok. Örneğin Birleşik Krallık çok önemli ve hayati bir oylamada referandum yaptı. AB’den ayrılma kararı halka soruldu. Halk ne cevap verdi. %51,9 evet, %48,1 hayır gördüğünüz gibi fark çok az ve ayrılma kararı onaylandı. Kimse oylama ve sonucun azlığı konusuna itiraz etmedi. Yunanistan AB’nin dayatmasına karşı referandum yaptı sonuç %61 ret çıktı ama %51 de çıksa yine kabul edilecekti. Kimse de itiraz etmedi. Norveç yapmış olduğu referandumda AB üyeliğini reddetmiştir. Halk oylamasında afaki bir fark olmamıştır ancak yine de kabul edilmiştir. 1980’li yıllarda siyasetçilere siyasi yasağın kaldırılması için yapılan referandum da sonuç  %50.16 evet, %48.84 hayır yani çok yakın bir sonuç ama kimse itiraz etmiyor. Şimdi buna neden itiraz ediliyor. Kanun ve hukuken yanlış bir olay olmadığına göre sonucun birbirine yakın olması bir problem teşkil etmez. Tarih birbirine yakın sonuçlarla dolu hem de bir hayli… Zaten referandum demek çoğunluğun dediğini kabul etmek demektir. Eğer önemli olaylar böyle olmasın istiyorsan kanun değişikliği yapacaksın. Kanun da belirlenen konuların %60 ve üzerinde olması halinde kabul edilir diye bir madde ekleyeceksin. Yoksa itiraz etmeyeceksin. Belki seçim öncesi itiraz edilse kabul edilir ama iş işten geçtikten sonra itiraz çok geç değil mi? Buna itiraz eden sevgili dostlar 1982 Anayasası %91,4 ile kabul edildi de ne oldu? Ve şuan siyaset yapan ve o anayasaya itiraz eden kişilerde evet oyu verdi. %91 ile kabul edilen bir anayasa bile bu kadar tartışılıyor ise diğerleri çok normal değil mi? Bu durum için en güzel söz: Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye…