Geçtiğimiz günlerde hepimizin malumu Rus uçakları yanlışlıkla (!) ordumuzun bulunduğu noktayı vurdu. Tabi olayın ardından Rus yetkililer özürlerini ve taziyelerini iletti. Ardından da koordinatların Türkiye tarafından yanlış verildiğini açıkladılar. Onların açıklamasının ardından bizim Genelkurmay koordinatların yanlış verilmediğini ve doğru verildiğini bildirdi. Durum bundan ibaret şimdi gelelim olayın aslına astarına. Bizim Komplo teorisyenlerine bakacak olursak Rusya ile aramızı bozmak isteyen ABD veya FETÖ (her şeyin altından Fetö çıkması moda oldu) koordinatları değiştirdi. Bu nedenle dostumuz Rusya bizi yanlışlıkla vurdu. Eğer sizin ülkenizde FETÖ nün deprem oluşturduğunu iddia eden bir belediye başkanı var ise buna inanmanız zor olmayacaktır. Yine yıllardır düşmanlık beslediğimiz İran’ın da bu işi yapmış olması muhtemel, neden mi? Çünkü İran bizim ezeli düşmanımız ve bizim iyiliğimizi istemiyor. Eğer siz de İran’a yıllardır düşmanlık besliyorsanız, onları Müslüman bile saymıyorsanız buna da inanmanız doğal. Başka bir ihtimal ise Rusya’nın, özellikle de Putin’in daha önce yaşamış olduğumuz uçak krizinde yapılanı hiç unutmamış olması. Çünkü vermiş olduğu tepkiler ve o dönemde Rusya’nın böyle bir kayıp vermesi, Rusya’yı tüm dünyada küçük düşürdü. Hem de Putin’in dünyada siyasete yön veren tek adam olduğu bir dönemde, Rusya’nın küçük düşürülmesi ve onu da dostum dediği bir ülkenin yapması Putin’de çok büyük bir hayal kırıklığı oluşturdu. Rusya aslında bunun hesabını bize soracak ve bizi bin pişman edecekti. Bu nedenle yapılması gerekenleri yapmaya başladı. Bizi ekonomik yönden zarara uğratacaktı. Hatta bunun için gerekli adımları da atmıştı. Ancak gelişen olaylar ve değişen şartlar düşman olmak üzere olan iki ülkeyi birbirine yaklaşmak zorunda bıraktı. Çünkü Rusya da Türkiye de, Batı tarafından yalnızlaştırılarak zayıf düşürülmeye çalışılıyordu. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu vardı. İlki geçmişte yaşanan kötü olayları unutmak, ikincisi ise bu olayları unutmuş gibi yapmaktı. Böylece geleceğe daha parlak bakacaktık. Putin bunlardan ikincisini seçti. O vahim olayı unutmak yerine, unutmuş gibi yapmayı… Ardından da Türkiye ile ilişkilerini düzeltme yoluna gitti. Ama hiç unutmadığı bir şey vardı. Oda Türkiye’nin onu en güçlü olduğu dönemde vurmasıydı. Bunu kendisine yedirememişti. Zaten bunu yediremediğini ve unutmadığını çok geçmeden bize gösterdi. Ordumuzun koordinatları onlarda olduğu veya bildikleri halde vurma emrini verdiler. Ve Rus uçakları bizi yanlışlıkla (!) vurdu. Genel Kurmay Başkanlığı ‘biz koordinatları doğru verdik’ açıklamasını yaptığı halde Rusya ‘biz koordinatları Türklerden aldık ve ona göre vurduk’ diye bir açıklama yaptı. Bu da işin bilerek ve istenerek yapıldığını çok açık gösteriyordu. Tıpkı 1990’lı yıllarda ABD’nin Ege’deki NATO tatbikatına gemimizi yanlışlıkla(!) vurması gibi… Zorlu bir coğrafyada yaşamanın artıları ve eksileri de çok oluyor. Ancak yaşadığımız coğrafyada sürekli eksileri yaşamak durumunda kaldık. Artıları yaşayacağımız günleri dört gözle bekliyoruz. Oldu olacak derken ve sevinirken ülkemizde yaşanan ikilikler umudumuzu kırıyor. Artık bizim de rahata kavuşma zamanımız gelmedi mi? Gelecek güzel günlerin birlik ve beraberlikten doğacağını anlamak için daha ne kadar acı yaşamamız gerekiyor. Bunun farkına ne zaman varacağız. Ve ikiliği ne zaman bitireceğiz. Bu ikilik kalkmaz ve saygı gelmez ise daha çok komplo teorileri üretir ve başkalarının yazdığı oyunları çok oynarız. Çünkü iç huzuru bulamayanlar dış huzuru hiç bulamaz. Dışarda güçlü olmanın ilk şartı içerdeki birliğin güçlü olmasıdır. Not: Pazartesi günkü yazımda sehven, G.Kore otomobil şirketi olarak Kia, yerine Mitsubishi yazılmıştır. Bu yanlışı düzeltir, değerli okurlarımdan özür dilerim.