Ülke olarak üç yüz yıldır Avrupa ve batıya entegre olmak istiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki, bunu hala başarmış değiliz ve bu gidişle de başaracağımızı zannetmiyorum. Burada suçun bir kısmı bizde bir kısmı da Avrupa’da ancak büyük kısmı bizde diye düşünüyorum. Genelde haklı olsalar da bazı zamanlar yan çiziyorlar veya ikili oynuyorlar. İkili oynamaları da bizim canımızı sıkıyor. Yapılan son ankete göre halkın çoğu AB’ye girmek istemiyormuş. Geçen gün Cumhurbaşkanımızın Şangay Beşlisi’ni ön plana çıkarması ve batıya blöf yapması Avrupa Birliğini istemeyenler tarafından alkışlandı. Bu blöf karşısında Avrupa’dan ayrılmamız ve Şangay Beşlisi’ne katılmamız gerektiğini dillendirmeye başladılar. Birçoğu bu resti kabul etse de ben bunun bir blöf olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız daha önce füze konusunda yaptığı blöf ile Batı’yı köşeye sıkıştırmıştı. Burada da aynısını yaptığını düşünüyorum. Ama AB’den cidden ayrılmak isteyenler azımsanmayacak kadar çok ve bunlar Şangay Beşlisini istiyorlar. Batıyı bırakıp, doğuya yönelelim diyenler haklı mı? Yüzyıllardır örnek aldığımız AB veya Batı bizim için olmazsa olur mu? Şangay Beşlisi bizi, istediğimiz ileri demokrasiye veya gelişmiş ülkelerin birinci ligine çıkarır mı? O zaman neyi istediğimize bir bakalım: Şangay beşlisinde kaç ülke var ve bu üyeler kimlerden oluşuyor: Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan ile sonradan üye başvurusu yapan Hindistan ve Pakistan bulunuyor. Şimdi AB’ye hayır diyenler arasında bir anket yapılsın ve ‘yukarıdaki ülkelerden birinde mi, yoksa AB üyesi veya üye olmayan bir Avrupa ülkesinde mi yaşamak istersiniz’ diye sorulsun. Bu kişiler yaşamak için sizce hangi ülkeyi seçer? Ya da iyi bir hayat yaşamak isteyen herkes neden Avrupa ve Batı ülkelerine, hayatı pahasına da olsa, göç ediyor? Hepimizin bildiği bir İnsani Gelişmişlik Endeksi var. Bu endekste; Ortalama ömür, okur yazar oranı, eğitim ve yaşam düzeyi, satın alma gücü, siyasi özgürlük, öz saygınlık, okullaşma oranı ve garanti altına alınmış insan hakları oluşturuyor. Şangay beşlisinde bu özelliklerden hangisi var. Hangi ülkeler özgürlük ve refah düzeyinde AB ülkeleriyle aynı seviyede, bırakın aynı seviyeyi hangisinin AB ülkelerine yetişme şansı var? İnsani Gelişim Endeksinin ülkeler bazındaki durumunu gösteren dünya haritasını incelediğimizde hangi ülkeleri ilerde göreceğiz? Şangay’a üye ülkelerin durumu ne? Gayrisafi yurt içi hasıla, eğitim ve sağlık gibi konularda hangi aşamadalar. En güvenilir ve yaşanabilir ülke sıralamasında kaçıncı sırada yer alıyorlar? Bu ve benzeri nice sorular cevaplanmalıdır. Bırakın gelişmiş ülke olmayı İGE ne göre bazı ülkeler üçüncü, hatta dördüncü grupta ama AB’ye üye ülkeler birinci grupta ve bizden de öndeler. Biz bizden önde olanları değil de bizden daha geri olanları mı tercih edeceğiz, hangisini istiyoruz? Eğer hedef büyük Türkiye ise AB kriterlerinden başka yol yok. Avrupa’yı istemiyorsak AB kriterlerini Ankara kriteri olarak değiştirir ve yola öyle devam ederiz. Ama Şangay beşlisini tercih edemeyiz. Daha geri ülkelerin olduğu gruplara üye olmak bizi ilerletmek yerine geriletir. Ancak Avrupa terör örgütlerini destekliyor diyenler ve bu nedenle onlara kızanlar var. Daha yeni mi anladınız Avrupa’nın terör örgütlerine kapı açtığını. Avrupa da yıllardır bu vardı ve devam ediyordu. Eskiden iyi dediğimizde de desteği vardı, kötü dediğimizde de Avrupa değişmedi biz değiştik. Avrupa hep aynı Avrupa. Kendi politikaları gereği istemediğimiz şeyleri yapsalar da sürekli değişen onlar değil biziz. Ulu Hakan Abdülhamit Han, Avrupa’yı ve politikalarını çok iyi biliyordu. O onların ikili oyunlarını bildiği halde onlara hiç rest çekmedi. Akıllıca hamlelerle onların oyunlarını bertaraf etmeye çalıştı. Batılılaşmadan ve ilerlemeden vaz geçmedi. Batılılaşma hareketlerini en iyi yapan Sultanlardan oldu. Onu sürekli övmek yerine, onun izlediği akıllı politikaları takip etmek bize daha çok kazandırır.