Merhaba okurlar… Bu gün yaratılanların içinde en şerefli mahkukat olan ‘’ insan ve insangiller’’ diye ikiye bölünmüş insanoğlu hakkında konuşalım mı? İnsan: memelilerden, iki eli, iki ayağı bulunan iki ayak üzerinde dik bir biçimde dolaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan, en gelişmiş canlı sayılan yaratık… Bu türe giren canlı varlık.‘’ Uygarlığı insanlar kurmuştur…’’ Sözlük tanımı bu... Peki, insanoğlu bu tanıma ne kadar uyuyor… ‘’İlk önce insan deyince orada duracaksın derler’’ sözünden yola çıkarak birkaç cümle bir şey yazmak istiyorum. En beklenmedik anlarda insanlar sizi yanıltabilir. En olmaz zamanlarda kötü bir söz söyleyebilir ve kötü bir davranış sergileyebilir. İnsanların davranışlarını küçümsememek lazım…  Çünkü insanları ele veren asıl davranışlarıdır. Gerçek kişilik ve karakter davranışlarda gizlidir. Belki biz ilk an da görmeyebiliriz fakat sonrasında öyle bir meydana çıkar ki! Bütün insanlar ‘’ben şöyle iyiyim ben böyle iyiyim’’ diye anlatır durur. Dilin kemiği yoktur! Her istediğini her düşündüğünü perdeleyerek, söyleyebilir. Fakat davranışlar öyle mi? Gün gelir devran döner gerçek benliği ortaya çıkaracak bir davranış sergiler, gerçek yüzünü gösterir. Ne demiştik? En beklenmedik an da insanlar sizi yanıltabilir. Bu insanlarda dıştan bakınca görülmeyen, hırs ihtiras kin kıskançlık hınç ve öfke vardır. Burada öfke ile ilgili bir cümle söylemek istiyorum... ‘’Öfke rüzgâr gibidir bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile… Yani içinde kötücül duyguları bir türlü yenemeyen bu tarzda olan insanlara ‘’ insangiller’’ diyorum. Çünkü insan olmanın vasfını taşıdıklarını düşünmüyorum… Ve acaba genetik kodlarında kötücül DN’ ları mı var? diye düşünmediğim de olmuyor değil. Bizi yanıltan insanlarda çoğunlukla bu sahte yüzlü ve maskelerle yaşayan bu gruplardan çıkıyor. Somut örnek: ülkemizde oluşan gelişen olaylara kısaca bakabiliriz… Mesela;Fetullah Gülen cemaati ilk kurulduğunda ‘’masum bir dini cemaatti’’ diye biliyoruz. Hiç kimse 15 Temmuz’da yaşanacakları o günden düşünemezdi. Oysa hacı- hoca kisvesi altında ülke ve insanına ne çok zarar verdiler. Dini araçsallaştırıp kendi çıkarları için kullandılar. Yetmedi… Din sömürüsü yaptılar ve dini ticarete döktüler. Ardından paralel devlet yapılanmasıyla ortaya çıktılar. O da yetmedi darbe yapmaya kalkıştılar. Yani cemaate inanan binlerce insanı yanılttılar. Devam edelim… Ülkemizde ‘’ne çok aydın insan ve kalem var’’ diye biliyoruz. Fakat şu son yıllarda görüyoruz ki bir kısım aydın dediğimiz insanların kalemleri, kendilerine ve bu ülkeye yabancılaşmış… Rüzgâr hangi yönden esiyorsa ‘’tıpkı cılız bir ağacın ince dalları gibi o yöne savrulmuşlar...’’ Yani sizin anlayacağınız, geçmiş elli yılda ülkemizde aydın yetişmediği gibi bilakis ekmeğini yediği ülkesini küçümseyen ve durmadan Avrupa’ya şikâyet eden, öz kültürünü unutmuş, Avrupa’lılaşmak için can atan kendine güveni olmayan ayrıca entelektüel olduğunu iddia edip fakat bir türlü olamayan insangiller olduklarını, fikirlerinden düşüncelerinden ve özelliklede davranışlarından anlıyoruz. Toplumu sahte bir aydın kisvesi altında yanılttılar… Tıpkı Abdülhamit’i, Avrupa ya eğitim almaları için gönderdiği Jöntürk’ lerin yanılttığı gibi... Ve… Birçok ünlü sanatçının bu ülkeyi, ne çok sevdiklerini düşünürdük. Gezi olayları, onların davranış ve gerçek yüzlerini gösterdi. Terör örgütlerini nasıl övdüklerini ve terörü meşrulaştırmak için nasıl çabaladıklarını bilhassa kendi açıklamalarından duyduk... Görüyor musunuz? Ne çok yanılmış bu ülke insanı… Ne çok yanıltan insangiller var. En yakın çevremizde ki insanları saymıyorum bile… İnsangillerin yanıltmasına gelince… Temiz kalpli iyi düşünüşe sahip olan insanları yanıltmak, kandırmak, inandırmak kolaydır. Bu insanlar kötülerin düşündüğü gibi düşünemez… Yüreklerinde hep bir iyilikçilik ve hayallerinde güzel düşünler vardır. İnsangiller gibi davranmaları imkânsızdır. O yüzden yanılmaları kaçınılmazdır. Son söz Yanılmak kötü bir şeydir, fakat yanıltan olmaktansa yanılmak inanınız çok daha iyidir. En rasyonel olanı yanılmamaktır. Ne yaparsınız ki insanız yanılabiliriz. Yanıldığınızı hissettiğiniz anlarda kalp sesinizi dinleyiniz. Çünkü ‘’akıl yanılır kalp yanılmaz.’’ Ve… Siz okurlarıma son bir soru… ‘’Ruhunu yüzüne giyecek kadar cesur musun?’’ Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız.