Tarih şuuru: Osmanlıca … Geçmişi unutma… Fakat! Bu güne de uyarlamaya çalışma… Çünkü geleceği kaçırırsın! Açık ve net bir kuraldır… Milliyet şuuru: Hangi işi yaparsak yapalım her yapacağımız iş, kanunlar çerçevesinde hem ahlaki hem legal yönden ele almaktır! Güzel örnekleri araştırmak, araştırmacı yanımızı geliştirmek… Körü körüne bir olumsuzluğa saplanıp kalmamaktır…  Kişilik şuuru: Düşünmek… Ve! Sonra… En saf en yalın haliyle şu soruyu kendimize sormak… Hür müyüz? Hür yaşıyor muyuz? Yoksa… Edilgen kendi düşüncelerimizin tutsağımıyız? Bu soruyu sorabilmek çok önemlidir. Çünkü hür yaratıldık… Peki! Hür yaratılmışken… Mesela ‘’ Doğarken hür doğup sonradan kafese kapatılan bu hayvan kim? ‘’ diye bir fikri hafızamızdan geçirsek o ince çizgide şiarımız ne olacaktır? Hür yaşamak mı? Sabit tek bir noktada kalıp kendi aklımızın tutsağı olarak yaşamak mı? Başkaca insanlarında düşüncelerini fikirlerine önem vermek mi olacaktır?... diye Semra Üstündağ’ın lügatından… birkaç cümle. Ve bir şiir siz kıymetli okurlarıma…   Düş Sokağı Düş düşler kurarım girerim ansızın düşler sokağıma. Yaşarım istem dışı düşlerimi, düşünürüm uzun uzun. Ama her şeyi düşünürüm, yaşama dair fikre zahir. Ülkeme dair milletime dair. Kurarım kafamda eşitlik olan bir vatan. Düşlerim düş sokağımda hep tok yatan… Hayat mutluluk suyunu bütün insanlarıma dağıtsın. Kalplerde yedi verenler açsın. Eller yumuşak bir dokunuşa kansın. Özgür ruhlar özgür fikirler. Özgür kalsın benim ülkemde tüm düşünceler tüm kalemler. Kelepçe takılmasın beyinlere usuldan süzülsün fikirler. Düşler gerçek olsun düş sokağım gönül dostlarımla dolsun… Semra Üstündağ