Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Mehmet Acet’in geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı “TUR uçağından kitap hikayeleri” başlıklı yazısını mutlaka okuyanlar vardır. Acet’in yazısında dikkatimi çeken ve bu yazıyı yazmama neden olan husus; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın'ın “Ben, Öteki ve Ötesi” isimli kitabının, Çin Başbakan Yardımcısı tarafından yakın takibe alınmış olmasıdır. Zira içinde Çin tarihi ile ilgili kısımlar dikkat çekici bulunduğu için Çin yönetiminin talimatıyla kitabın Çinceye çevirisi başlatılmış. Yani, 673 sayfalık bu dev eser kısa süre sonra Çin’de yaklaşık bir milyon okuyucu kitlesi ile buluşacak. 2013 yılında kaleme aldığım “Kültür Emperyalizmi ve Dilimiz” başlıklı yazımda, Ünlü Çin düşünürü Konfüçyüs’ün dil ve kültür ile ilgili düşüncelerine ve günümüze yansımalarını değinmiştim. Konfüçyüs’e, “Bir devletin başkanı olsanız ilk düzene koyacağın şey ne olurdu?” diye sormuşlar. Bilge Konfüçyüs’ün cevabı gayet kısa ve net olmuş: “İlk olarak dili düzeltirim” demiş. Ve devam etmiş; “Dil düzgün olmayınca söylenen söylenmek istenen değildir. Söylenen söylenmek istenen olmayınca yapılması gereken yapılmadan kalır. Yapılması gereken yapılmadan kalınca gelenek ve kültür bozulur. Gelenek ve kültür bozulursa adalet yoldan çıkar. Adalet yoldan çıkınca halk çaresizlik içinde kalır. İşte bunun için, söylenmesi gereken başıboş bırakılamaz. Dil her şeyden önemlidir.” Kültür, bir toplumda ilerlemenin, üretimin, eğitimin, bilimin, güzel sanatların, insan ve toplum anlayışının gelişim düzeyini gösterdiğine göre, sözlü veya yazılı olarak ifade edilebilen her şey milletin kültürünü oluşturur. Bu açıdan bakıldığında, tarihten gelen tüm değerler birer kültür unsurudur. Millet olarak sahip olduğumuz bütün değerler, özetle dil, gelenekler, sanat, inançlar sistemi ve yaşayış tarzı milli kültürü oluşturur. Diğer bir ifadeyle kültür, bir toplumu diğer toplumlardan ayıran ve o topluma ait özel bir yaşam tarzıdır. Bu nedenle kültürel yapıda meydana gelebilecek bozulmalar, zamanla milli kimliğin yitirilmesine neden olur ki, bu da millet devletlerin sonu anlamına gelir. Günümüzde Çin denince hemen hemen herkesin ilk aklına gelen, başta teknoloji ürünleri olmak üzere aklınıza gelen her ürünü kopyalayıp kaliteye önem vermeden pazara sunan bir ülkedir. Aslında Çin’in bugün dünyada söz sahibi olmasının arkasında yatan gerçek bu bahsettiğimiz husus değil, MÖ 551 - 479 tarihleri arasında, Doğu Zhou Hanedanlığı döneminde yaşadığı sanılan Konfüçyüs’ün düşüncelerinin günümüzde varlığını koruması ve devlet yöneticileri tarafından uygulanmaya devam ediyor olmasıdır. Şöyle ki, adamlar, birçoğumuzun siyasi düşüncelerle burun kıvırdığı Sayın İbrahim Kalın'ın, yine birçoğumuzun varlığından dahi haberdar olmadığı, “Ben, Öteki ve Ötesi” isimli kitabını, içinde Çin tarihi ile ilgili kısımlar dikkat çekici bulunduğu için Çinceye çevirisini yaptırıp okunmasını sağlıyorlar. Peki, biz ne yapıyoruz? Kendi değerlerimizin ne kadar farkındayız? Mesela Türk ve dünya tarihinde çok önemli bir yeri olan Maraş tarihini, kültürünü ve el sanatlarını yerel, ulusal ve uluslararası arenaya anlatma ve gelecek kuşaklara taşımada ne kadar başarılıyız? Bunun için yapılan akademik çalışmalar hedef kitleye ulaşmak için yeterli midir? Yoksa sadece yapmış olmak için mi yapılıyor? Derin araştırmalar yapılarak ortaya çıkarılan bilgi ve belgeleri, sadece araştırma yapan insanların istifade edebileceği kütüphane arşivlerinden kurtarıp herkesin rahatlıkla okuyabileceği ve anlayacağı eserler haline getirebiliyor muyuz? Mesela İstanbul’un Fethi’ni anlatan, “Bizans’ta Çanlar Sustu 1453” isimli tarihi romanda, Maraş tarihinin, kültürünün ve el sanatlarının incelikle anlatıldığını biliyor muyuz? Bir devri kapatıp, bir devri açan İstanbul’un Fethi gibi dünyanın en önemli zaferlerinden birini konu eden bir romanda, Maraş’ın anlatılmasının ne kadar önemli olduğunun farkında mıyız? 2013 yılında piyasaya çıkan bu esere ve bizden biri olan yazarına ne kadar sahip çıktık, çıkıyoruz? Bu kitabın sadece Kahramanmaraş’ta değil tüm Türkiye’de okunması için ne gibi çalışmalar yaptık? Ve bir temenni; Hâlâ geç kalmış sayılmayız. Bakarsınız Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyemiz, “Bizans’ta Çanlar Sustu 1453” ile yakında piyasaya çıkacak olan ve baştan sona Maraş’ı ve Maraş’ın kadim değerlerini titizlikle anlatan “Bey ve Sultan” isimli tarihi romanı tedarik ederek il ve ilçe merkezindeki okullar başta olmak üzere Türkiye genelindeki tüm kütüphanelere dağıtır. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz il genelinde okullar arası yapılacak olan kitap okuma ve bilgi yarışmalarına bu kitapları da dâhil eder. Neden olmasın. Nurettin DAL