Kısa bir süre önce Tarım Bakanlığı tarımda teknoloji kullanımının önemine dikkat çekerek önemli bir projeyi başlattı. Projenin adı; Türkiye İklim Akıllı ve Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi (TUSCAP)…
TUSCAP, bilgi teknolojileri kullanarak, sürdürülebilir üretimde, yerli çözümlerle, toprak ve su kaynaklarının en uygun kullanımını sağlamak dolayısıyla tarımda teknoloji kullanımını tüm ülkede yaygınlaşması adına önemli bir adım. Projenin kapsamında 14 milyon hektarlık alanda üretim planlamasının yapılması, hayvan hastalıkları ve sağlıkları konusunda 19 –çok ileri düzeyde- gelişmiş laboratuvarın açılması, jeotermal ısıyla üretim yapabilecek olan tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin yaygınlaştırılması ve Tarım Bakanlığının AR-GE çalışmalarının geliştirilmesi bulunuyor.
Dünya Bankası ile ortaklaşa yürütülecek olan TUSCAP projesiyle yaklaşık 43 bin genç akıllı tarım teknolojileri konusunda eğitim alacak ,- tarımda dijital dönüşüme hızlı uyum noktasında gençler mutlaka bu projenin bir parçası olmak durumundadır-, 55 binden fazla proje yararlanıcısına iklim akıllı tarım teknolojileri kapsamında yaklaşık 33 milyon dolar katkı sağlanmış olacak.
Tarım, gıda ve besin kaynaklarımızın başlangıç noktası olarak hem bu dönem hem de gelecek için oldukça önemlidir. Artan gıda fiyatları, iklim değişikliği ve kuraklık tehlikesi tarımın önemini daha da anlaşılır hale gelmesine neden olmuştur. Hatta önemi atmosferin de ötesine geçmiş durumda. İnsanın uzayda kalma süresi arttıkça özellikle yapılması planlanan Mars yolculukları için oldukça büyük önem arz eden “Uzay Tarımı” her geçen gün hayatımızda daha fazla yer alacağını söylemek mümkündür.
Tarım, aynı zamanda stratejik bir sektördür ve ülkelerin gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın tüm ülkelerin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Çünkü insanların hayatlarını sürdürebilmesi için gereken besin maddeleri ile kullandıkları hammaddelerin büyük bir bölümü tarım sektörü tarafından temin edilmekle birlikte bu sektörün ikamesi de yoktur.
Ayrıca ekonomik kalkınma sürecinde, tarım sektörü ile sanayi sektörü arasında sıkı bir ilişki ve etkileşim mevcuttur. Bu nedenle geçmişte tarıma dayalı ekonomilere sahip ülkeler, tarım sektörüne ağırlık vererek tarım sektörünün gelişmesini sağlamış, daha sonra bu sektörden elde edilen kaynak birikimleri ile sanayileşmeye hız vermiştir.
Tarımın öneminin ardından günümüzde dünya en çok tarımda sürdürülebilirliği ve gıdanın geleceğini konuşuyor. Çünkü, İnsan hayatının sağlıklı bir şekilde hayatının devamı için ekosistemin bize sağladığı toprak, su ve besin kaynaklarının sürdürebilirliği öneminin yanı sıra gittikçe artan dünya nüfusuna paralel kişi başı tarımsal tüketimin önemli oranda artması ve doğal kaynakların sürdürebilirliğinin sağlanmasındaki yaşanan olumsuzluklar tarımı giderek daha fazla zorlamaya başlamıştır.
Baş döndürücü teknolojik gelişmelerin ortasında, dünyanın ihtiyaç duyduğu gıda üretiminin çevreye zarar vermeden, kaynakları koruyarak en verimli biçimde değerlendirilmesi ve kapımıza dayanan iklim krizinin önlenmesi için akılcı politikalar çerçevesinde hazırlanan çözüm modellerinin masaya yatırıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Aslında insanoğlu doğa ile kurduğu ilişkiyi yeniden gözden geçiriyor diyebiliriz.
Tarımsal verimliliğin, gıda enflasyonunun tartışıldığı bugünlerde, tarımda dijital dönüşümü gerçekleştirmek son derece önemli hale gelmiştir. Akıllı Tarım Şart! Nüfus artışı, gıdanın artan önemi, açlık, iklim değişimi, teknolojik gelişmeler ve yapay zeka artık akıllı tarımı, ülkelerin güvenlik önceliklerinin ilk sırasına yerleştirdi. Çünkü tarım, aynı zamanda bir güvenlik meselesidir.
Akıllı tarım her şeyden önce etkili bir kaynak yönetimidir ve tarımsal verimliliği arttırmak için toprak ve ürün yönetimini, kaynakların daha ekonomik kullanımı ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesini sağlayan bir tekniktir. Hani girdinin, hangi arazide, ne kadar ve nasıl kullanılmasını gerektiğini söyler. Bunun için de gerçek zamanlı verilerin aktığı bir veri tabanı üzerinden yapay zeka desteği ve etkili bir karar mekanizması gereklidir. Bu noktada algılama cihazları, donanım ve yazılım alanlarında ciddi yatırımlar ülkelerin tarım politikaları arasında yerini almıştır.
Akıllı tarım yakın gelecekte tarım pazarında en büyük payı alacak!
Kahramanmaraş tarımda marka olacak mı?
Doğu Anadolu, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin birleştiği noktada yer alan yaklaşık 15 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle özel bir şehirdir Kahramanmaraş. Bu nadide ili özel yapan niteliklerden birisi hatta en önemlisi değişik iklim özelliklerine paralel bitki örtüsünün ve tarımsal üretimin çeşitliliğidir. Su kaynaklarının bol olması, geniş ormanlık alanlara sahip olması da ayrıcalıklarındandır.
Yüzölçümünün yaklaşık 5.5 milyon dekarlık kısmı ormanlık alandır; 900-2000 metrelere kadar olan kısımlarda orman (bolca kızılçam), 1400-2000 metreler arasında göknar, sedir, ardıç, meşe türleri ağırlıklıdır. 2000 metrenin üzerinde ise genel adıyla Alphin Ot adı verilen geven, menekşe, gelincik, çoban yastığı gibi türleri içeren bitki örtüsü yer alır.
Türkiye’nin tarımsal üretiminde 27. sırada yer alan Kahramanmaraş topraklarının 375.309 hektarlık kısmı tarım alanıdır. Buda yaklaşık yüzölçümünün % 25’i demektir. Tarım alanının %74’ü tarla statüsünde, %2’si de nadasa bırakılan kısımdır. İlin tarımsal üretimde, gerek üretim alanı gerekse ürün miktarı bakımından en önemlileri tahıllar ve bitkisel ürünlerdir.
Kahramanmaraş 2012 yılından 2021 yılına kadar tarımda kendi rekorunu kırarak %236 büyüme sağlamış ve 7 milyon TL’nin üzerinde katkı sağlamıştır. İl Tarım Müdürlüğünün 2021 verilerine göre Kahramanmaraş’ta 11 kalem tarla ürünü ekiliyor. Bunlar sırasıyla şekerpancarı, buğday, mısır yonca, arpa, fiğ, korunga, ayçiçeği, pamuk, soya fasulyesi, yer fıstığıdır.
Bulunduğu iklim kuşağının getirisi olarak, il sınırları içerisinde bulunan verimli topraklar birbirinden lezzetli meyve-sebze çeşitlerine ev sahipliği yapar. Birçok evin bahçesinde, bağlarda meyve ağacına ve ekili sebze çeşitlerine rastlamak mümkündür.
En sık rastlanılanlar arasında hurma, dut, incir (en önde gelenleri abbas inciri ve bardak inciridir), urmu dutu, kayısı, nar ve ceviz ağaçlarıdır. Andırın ilçesinde yetişen kirazın ünü ülke sınırlarını aşmıştır. Sert ve çok şirin tadıyla hacı hamza armudu, mora kaçan rengi ve bal gibi tadıyla bertiz kabarcığı, ağustos ayında olgunlaşan marhabaşı üzümü, sert ve sulu göksun elması, tekir ayvası, antep fıstığı, badem, zeytin, sumak…
Çayır ve mera alanı bakımından zengin olduğundan besicilik faaliyetleri de gelişmiş durumdadır ve bu faaliyetler modern işletmelerde de yapılmaktadır. TÜİK verilerine göre 2021 yılı itibarıyla Kahramanmaraş’ta bulunan arı kovanı sayısı 117 bin 616, büyükbaş toplamı 242.239, kanatlı toplamı 2 milyon 243 bin, küçükbaş toplamı 1.172.072 olarak belirtilmektedir.
Bu kadar çeşitliliği barındıran verimli topraklarıyla ve ülke ekonomisine ve istihdama katkısıyla Kahramanmaraş tarımda da marka olmalı. Tarım Bakanlığımız Kahramanmaraş’ın tarımda marka olması yönünde çeşitli projeler ortaya koyarak çalışmalar yürütmektedir.
Son olarak, çünkü henüz tam olarak farkına varamadığımız bir servetin üzerinde yaşıyoruz. Bu kadim topraklar milyonlarca yıldır bu serveti insanoğlunun hizmetine sunuyor. Sürdürülebilir tarım ve gıdanın geleceği açısından üzerinde yaşadığımız servetin farkında olalım.
Sağlıkla kalın…