Kıymetli okurlar… Bu haftaki yazımda özellikle bu konuya değinmek istedim. ‘’ Titizlik hastalığı nedir?’’ ‘’ Hangi sebeplerden dolayı oluşur? ‘’ Çünkü hiçbir rahatsızlık veya hastalık doğru durduk yere insanın üstüne gelmez… Benim gözlemim…’’ Bu hastalığın oluşmasında çevre ve insan faktörü ve psikolojik zayıflık… Bu rahatsızlık kişiliği ve karakteri zayıf olan insanlarda daha çok görülmektedir. Hatırlarsanız daha önceki yazılarımda evli kadınların eşlerine çocuk muamelesi yaptıklarını söylemiştim. Bunu sadece kadınlar yapmıyor, erkeklerde yapıyor. Yani sorun karşılıklı olarak teşkil ediyor. Durumun vahametini anlayabilmeniz için en iyisi burada kötü bir örneği anlatmak… Uzaktan tanıdığım fakat görüşmediğim bir kadın marketten bir hayli yüklü alışveriş yapıyor. Poşetleri eline alıyor. Marketten çıkıp yürümeye başlıyor. Poşetler öyle ağır ki! Taşımakta zorlanıyor. İşin en ilginç yanı ise poşetleri elinden yere bırakamıyor. Poşetler kirlenir diye… Parmakları ağrımaya başlayınca ağlamaya başlıyor. Hem ağlıyor hem yürüyor. Yolda tesadüfen karşılaştığı bir tanıdığı ‘’ neden ağlıyorsun bir şey mi oldu?’’ diye soruyor. Marketten alışveriş yaptığını ve poşetleri yere bırakamadığını anlatıyor. Tanıdığı kişi ‘’yardımcı olayım bir kısmını ver eve kadar götürüp bırakayım’’ diyor ve kapısına kadar götürüp bırakıyor. Kıssadan hisse… Dünya malına bu kadar meyil vermek dünya malına böylesine tamah etmek farklı bir şey olsa gerek. Bir köşe yazarı olarak bu duyguyu inanınız bilmiyorum. Çünkü kalbimde böyle bir duygu hiç taşımadım. Titizlik hastalığı küçümsenemez. Birçok kadın veya erkek bu hastalıktan muzdarip… onlara göre bu normal bir yaşantı… Bana göre toplum sosyolojisini iyi okuyanlar tarafından iyice analiz edilip araştırılması gereken bir konu… çünkü bu durumda olan kişilerin bir çoğu ailevi sorunlardan dolayı veya başta belirttiğim gibi kişilik karakter zayıflığından dolayı bu duruma geliyor. Evini, günde on kere ve camlarını sabah ezanı uyanıp silen kadınlar var. Doğruyu söylemek gerekirse akşam olup koca eve geldiği zaman onunda kadından aşağı kalır tarafı yok… O da başlıyor sormaya… ‘’mobilyaların tozunu aldın mı? Mutfağı iyi temizledin mi? Kıyafetlerimi yıkayıp ütüledin mi? Her an birbirlerine kalite kontrol muamelesi… ( örneğin… mal çürükse iadesi her zaman vardır. Buda ayrı bir konu.) Ve! Ve! Ve!… bir çok evlilikte eşlerden biri temizliğe hiç önem vermiyor… Halk tabiriyle diyecek olursak eline yüzüne etrafına çevresine pis oluyor… Aldırış etmiyor. Durum böyle olunca… Kadın başlıyor çocuğunu azarlar gibi eşini azarlamaya… Erkek başlıyor çocuğunu azarlar gibi azarlamaya… Dil dalaşı takii birinin sinirlerinin yatışıp susup geriye çekilmesi ile sona eriyor… Son söz
Titizlik? Bana göre nerde yapılmalıdır. Büyük bir kurumda çalışıyorsan işte orada titiz olunmalıdır çünkü onlarca yüzlerce insanın sorumluluğu yükümlülüğü üzerinde olduğu için en ince ayrıntıyı dahi düşünüp en doğru olanı yapabilmek titiz çalışmak gerekir. Bakınız Friedrich Schiller ne demiş…‘’Büyük başarıların sahipleri küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir.’’ Anlatmak istediğim kısacası işinde titiz olmaktır. Yaşadığımız barındığımız mekânların ve bedenimizin temiz olması önemlidir. ‘’ Temizlik imandan gelir sözü alelade sıradan söylenmiş bir söz değil dinimizin gereğidir. Yani İslamiyet’in başlıca öğretilerinden biridir… Temizlik işi titizlik derecesine gelmişse, sağlıklı bir durum değildir. Ayrıca bu titizlik hasatlığının farklı faklı çeşitleri de vardır. Onu da başka bir yazımda ele alacağım… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. Türk atasözü… Tamahkârlar için yenilgi ders olmaz… SURETİ GÖLGE SEVGİLİ adlı romanım Tanrıverdi Kırtasiye ve Piazza alışveriş merkezinde Ada kitapta satışa çıkmıştır.