Bir adamın kötü bir alışkanlığıvardı. Bu adam kendisini toprak yemekten alıkoyamıyordu. İşte o adam günlerdenbir gün, şeker almak için bakkala gitti. Bakkalsa kalbi bozuk, hilebaz biriydi.Terazisinde ölçü taşı olarak demir yerine kil parçaları kullanıyordu.Müşterisine dedi ki: Şeker alacaksan, şunu bil ki ölçütaşım topraktandır. İstersen bekle de tartı taşı bulayım.

                Adam,

                Eveşeker yetiştirmem gerekiyor. Ölçü taşın ne olursa olsun; zararı yok, diyekarşılık verdi. İçindense “Toprak yiyen birine toprak altından dahadeğerlidir.” diye geçiriyordu.

                Bununüzerine bakkal, şeker tartmak için terazinin bir kefesine taş yerine kilparçaları koydu. Diğer kefeye koymak için de şeker hazırlamaya başladı.

                Şekerihazırlarken biraz gecikti. Müşteriyi de terazinin başında bekletti. Bakkal,başka bir yöne bakarken toprak yemeye alışmış olan müşteri dayanamadı. Bakkalbeni fark eder diye de endişeleniyordu; lakin kendine engel olamadı, gizlicetoprağı koparıp yemeye başladı.

                Bakkalçok geçmeden onu gördü; ama görmezlikten gelerek biraz daha oyalandı. Adamınkilden çalmasına göz yumdu ve şöyle düşünmeye başladı:

                Eyşaşkın adam, haydi biraz daha çal! Bana bir şey olduğu yok. Zira kenditarafından yiyorsun. Benden korkup duruyorsun fakat akılsızlığından… Alacağınşekerin azlığını görünce asıl kimin zarara uğradığını görecek ve anlayacaksın,sen bir dur hele!

                        “Nefsiniz, bufani mülkün kölesi; hakiki mülke malik olan Hak’tan sakınanlardır.”

MESNEVİDEN ÖYKÜLER