Turizmi,fikirde ve uygulamalarda bir devlet meselesi ve görevi haline getiren ilk düzenleme İslam Dinidir. İslam Dini; Hac ibadeti,Hakk’ı tebliğ, medeniyet tarihini tetkik ve araştırma,üzerinde tefekkür ve düşünme,ilim ve ihtisas yapmak için seyahat, iç ve dış ticaret için seyahat, tedavi için yurt içi ve yurt dışı seyahat yapmayı ibadet hayatının bir bölümü saymıştır. İslam Dini bu gibi sebeplerden dolayı iç ve dış turizmi kadın ve erkek için teşvik etmiştir. Ancak kadınlar, doğması muhtemel mahzurlardan dolayı yalnız başına seyahat etmeyi uygun görmemiştir. Bu hususta Peygamber efendimiz , “Allah’a ve Ahiret gününe  inanan bir kadının  yanında  (baba,amca, koca ve kardeş gibi) bir mahremi bulunmaksızın bir gün ve bir gecelik bir yolculuğa yalnız başına çıkması helâl değildir.”[1] buyurmuştur. Dinimiz, kişilere iç ve dış turizmi teşvik ettiği gibi,fert ve toplum olarak yolculara gereken maddi ve manevî yardımın yapılmasını da emretmiş ve tavsiye etmiştir. Yolcuların güçlük ve meşakkatlerini büyük ölçüde gidermek için, Dinimiz yolculara, misafirperverliği, yardım ederek ihtiyaçlarının giderilmesini öğütlemiştir, fertlere ve topluma ve devlete görevler yüklemiştir. Muhtaç misafir ve yolculara yardım etmeyi ve iyilik yapmanın gerekliliğini bildirmiştir. Bu hususta ayet-i kerimelerde ; “Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.”[2] Ve “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.”[3] Buyrulmaktadır.   İslam da gönüllü yardımın yanında zorunlu, zaruri yardımlarda vardır. Zekatta bunlardan birisidir. Bu konuda Kuran-ı kerimde ; “Zekatlar; Allah'tan bir farz olarak yoksullara, düşkünlere, onu toplayan memurlara, kalpleri Müslümanlığa ısındırılacaklara verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda sarf edilir. Allah bilendir, hakimdir.”[4] Buyrulmaktadır. Peygamberimizde ; “ Allah’a ve Ahiret gününe inanan,misafirine ikram etsin.”[5] Buyurmuştur. Yurt içi ve yurt dışı yapılacak seyahatlerde yolculuk probleminin çözülmesi, karşılaşılan güçlüklerin giderilmesi için,  İslam dini fertleri ve toplumu görevli kılmıştır. Parasını kaybetmiş, hastalanarak bakıma muhtaç kalmış, memleketine evine gidemeyecek kadar fakir düşmüş yolculara(memleketinde zengin olsalar dahi) zekat verilir. Zekât fonundan yardım yapılacaklar arasındadır. Bu nedenle İslam Tarihinin ilk devirlerinden bu güne kadar yolcular Tanrı misafiri kabul edilmiş, Ecdadımız bilhassa Selçuklu ve Osmanlı zamanında  Misafirler(yolcu) için konaklama tesisleri, hanlar ve kervansaraylar ve vakfiyeler kurmuşlardır. Bu kervansaraylarda yolcuların, ihtiyaçlarını ve güvenliklerini sağlamışlardır. İslam tarihinde, Anadolu da bunun örnekleri ile doludur. [1] .Sünen-i İbn-i Mace [2] .Bakara suresi,215. ayet [3] .İsra suresi,26.ayet [4]  Tövbe suresi,60.ayet [5]  Sünen-i İbn-i Mace