Günümüz dünyasında güçlü olmanın yolu birlik olmaktan geçmektedir.Bu anlayış ile hareket ederek 1789 yılında on üç İngiliz sömürge eyaletibirleşerek şimdiki ABD’yi kurdular. 1945 yılında yedi ülke ile kurulan ArapBirliği’nin bu gün tam yirmi iki üye ülkesi var. Soyları ayrı, dilleri ayrı,ekinleri (kültürleri) birbirinden değişik ve hatta yıllarca birbiriyle çatışanmezheplerin oluşturduğu altı kurucu ülke Avrupa Birliği’ni oluşturdular ve bugün yirmi sekiz üye ülkeden oluşmaktadırlar. Afrika ülkeleri de 2002’de elli üçüye ülkenin katılımıyla kendi birliklerini oluşturdular. Peki ya biz; dili,ekini, özü, kökü bir olan Türkler neden birlik olamadık? Bu sorunun cevabıaranırken, çabalar da sürüyor.

Türk/Bir/Dev Vakfı Gençlik Kurulu Türk Devleti arasında bir birlikolmasın için çaba sarf ediyor. Vafık yetkilileri, birlik yönünde çalışacak,ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak ve bir birlik düşüncesiyle hareketedecek bir Türk Birliği Bakanlığı’nın kurulmasını, çalışmaların ivediliklesürdürülmesini talep ediyor. Bu konuda yapılan basın açıklamasını okudum.Deniyor ki; “Türk Birliği’ni gerçekleştirmeliyiz.  Bunu yaparken, içsiyaseti konuşmayacağız, insanlarımızın inançlarına saygıdan ötürü,insanlarımızın inançlarını değil, o inançlarla nasıl huzur refah ve barışiçinde yaşayabilecekleri güçlü bir Türk Devletler Birliği’ni kuracağımızıkonuşacağız

 Atamız Oğuzhan'dan bu yana ve son olarak da Mustafa KemalAtatürk'ün bu gerçeği neden dile getirdiğine dikkatlice bakmak gerekir.

 

TİTRE VE KENDİNE GEL DENİYOR

Basın açıklaması şöyle sürüyor: “Zaman zaman rahatlığa düştüğün,gözlerini hedeften kaçırdığın, günlük yaşam kavgasının içinde kaybolduğunzamanlar olmaktadır.. Işte bu gıbı zamanlarda atalarımızın geçmişten gelen,taşlara oyulmus sözleri size "eyy Türk, titre ve kendine gel" diyehaykırmaktadır.

Yıne o zamanlardan birini yaşamaktayız!!

Sapmış olduğumuz yolun bizleri nereye götürdüğünü, o aynı yolualıp gidenlerin başlarına gelenleri görmez miyiz.. Görür de insanımızagöstermez miyiz?

Karakteri yüksek olan bir millet başka milletlerın dili, kültürüveya ekonomik egemenliği altına girmeyi kabul etmez. Türk milleti de bunu kabuletmiyor ve etmeyecektir..

Öyleyse Türk Milleti titremek ve kendine gelmek zorundadır.Kendine gelenlerin diğerlerini uyandırma mecburıyeti vardır. Çünkü milletinegemenliği davası milletin sadece bazı fertleri ile değil, bütünü ilemümkündür. Bu mücadele yeniden kurtuluş mücadelesidir…”

Bu açıklama umarım bir çok insanın dikkatini çekmiştir, benim deçekti. Vakfın ismini ilk defa duydum, söylemleri güzel. Elbette Türk Birliğiönem arz ediyor. Aslında birliğin hepsi güzel…

Diyeceğim şu, negatif ırkçılıği dinimiz red eder, müslümanlarkardeştir der. Ama AB ile birlik yerine herhalde Türk birliği çok daha doğru olur.Niyet önemli, takip edeceğim.

Diyeceğim şu ki, bizim nesil, Türk-İslam Birliğinin kurulmasınıhep gönülden istemiştir. Dünya ve ahiret görüşümüz bunu destekliyor. Dolayısıile niyet halis, inşallah ülkü birliği, inanç ve dil birliği olan bu ülkelerortak menfaatler doğrultusunda birleşir.

Son söz, bu kolay olmayacak!

Ancak imkansızda değil.

Yeter ki, Allah’ın(cc) ipine sım sıkı sarılalım, her şey mümkün.İşte bu birliktelik gerçekleşirse, yücelen devletimiz ve milletimiz olduğugibi, artık mazlumlarda ağlamaz.

Tarih boyunca hakkı hakim kılmak isteyen milletimizin önündehiçbir güç duramaz.

Kalın sağlıcakla.